Kültürlere Göre Kadına Yönelik Şiddet

Kadına yönelik ÅŸiddet sadece Müslüman ülkelerde sorun olarak gösterilse de uluslararası kuruluÅŸların…

A+
A-


Kadına yönelik ÅŸiddet sadece Müslüman ülkelerde sorun olarak gösterilse de uluslararası kuruluÅŸların yaptığı araÅŸtırmalar kadına yönelik ÅŸiddetin tüm dünyada genel bir sorun olduÄŸunu açıkça ortaya koyuyor. Dünyanın hemen her ülkesinde kadınlar, günlük yaÅŸamlarında karşılaÅŸtıkları her ortamda sözlü ya da fiziksel taciz maÄŸduru olma riskiyle karşı karşıyadır. BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in her yıl 2019 yılında yayınladığı verilere göre dünya genelinde kadınların yüzde 35’i hayatlarında en az bir kez eÅŸleri tarafından fiziksel ya da cinsel ÅŸiddete maruz kalıyor. Bu rakama cinsel tacize maruz kalan kadınlar dahil deÄŸil. Dolayısıyla gerçek durum daha da içler acısı bir durumu ortaya çıkarıyor.
 
Bazı ulusal araştırmalar bu sayının kadınlarda yüzde 70 olabileceğini ortaya koyarken, fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalan kadınlarda HIV enfeksiyonu, kürtaj ve depresyon oranları, yaşamayan kadınlara göre daha yüksek.
Dünyada her gün 137 kadın bir aile üyesi tarafından öldürülüyor. 2017’de kasten öldürülen 87 bin kadının yarıdan fazlası bir aile üyesi tarafından öldürüldü. Dünya çapında en az 155 ülkede aile içi ÅŸiddete iliÅŸkin yasalar bulunsa ve 140 ülkede iÅŸyerinde cinsel tacize iliÅŸkin yasalar bulunsa da bu, bu yasaların her zaman yürürlükte olduÄŸu ve uygulandığı anlamına gelmiyor. Öte yandan taciz, tecavüz veya cinsel istismara iliÅŸkin verilerin mevcut olduÄŸu çoÄŸu ülkede bu tür eylemlere maruz kalan kadınların yüzde 40’ından azı yardım veya destek arıyor. Bu eylemlere maruz kalan kadınların çoÄŸu aile ve arkadaÅŸlarına, yüzde 10’dan azı ise resmi kurumlara baÅŸvuruyor. Dünya çapında insan ticareti maÄŸdurlarının yaklaşık yüzde 49’u kadın iken, bu orana genç kızları da katarsak bu oranın yüzde 70’lere çıktığını görüyoruz. Öte yandan 2019 yılında 20-24 yaÅŸ arası her 5 kadından biri 18 yaşından önce evleniyor ve bu nedenle çocuk yaÅŸta evliliklerin aile içi ÅŸiddeti daha da artırdığı görülüyor.
 
Avrupa Birliği raporlarına göre her 10 kadından biri en az 15 yaşında siber zorbalığa maruz kalıyor. Siber zorbalığa maruz kalanlar uygunsuz içeriğe sahip e-posta ve telefon mesajlarıyla karşılaşabilmektedir. Bu siber zorbalık riski 18-29 yaş arası genç kadınlar arasında en yüksektir.
Kuzey Afrika ülkelerine baktığımızda kadınların yüzde 40 ila 60’ının günlük yaÅŸamlarının büyük bölümünde sokakta cinsel tacize uÄŸradığı görülüyor. Arap kadınlarının yüzde 37’si yaÅŸamları boyunca bir tür ÅŸiddete maruz kalıyor. Ancak yapılan araÅŸtırmalar bu oranın çok daha yüksek olabileceÄŸini de gösteriyor.
Amerika’da cinsel taciz karşıtı sivil toplum kuruluÅŸu olan RAINN’in verilerine göre Amerika’da her 73 saniyede bir 1 kiÅŸi cinsel istismara veya tacize maruz kalıyor, her 6 kadından 1’i tecavüze uÄŸruyor veya tecavüze teÅŸebbüs ediyor. Bunların da gaslighting e yol açtığını söyleyebiliriz.
 
Sivil toplum kuruluÅŸları ve düşünce kuruluÅŸlarının yaptığı araÅŸtırmalara göre Hindistan, toplu tecavüzler ve vahÅŸi cinayetlerle sıklıkla gündeme geliyor ve dünyada cinsel saldırıların en fazla yaÅŸandığı ülkelerden biri. Uluslararası sivil toplum kuruluÅŸu Actionaid’in geçmiÅŸ yıllardaki verilerine bakacak olursak Hindistan’da kadınların yüzde 79’u, BangladeÅŸ’te yüzde 57, Kamboçya’da yüzde 77 ve Vietnam’da yüzde 87’si bir tür cinsel tacize maruz kalıyor.
 
Latin Amerika ülkelerinden biri olan Brezilya, cinsel saldırı oranlarının en yüksek olduÄŸu ülkeler arasında yer alıyor. 2013 yılında Brezilya’da yapılan bir araÅŸtırmada tecavüz vakalarından salgın hastalık olarak bahsediliyor ve her 11 dakikada 1 kadına tecavüz edildiÄŸi belirtiliyor.
 
Bu nedenle kadınların küresel ölçekte karar alma ve politika oluşturma süreçlerine daha fazla dahil edilmesi, tüm dünyada kadın-erkek eşitliğini ve kapsanmasını teşvik edecek kapsayıcı, kapsamlı ve uzun vadeli stratejiler oluşturmak önemlidir. Çünkü kadına yönelik şiddet, can kaybı ve yaralanmaların yanı sıra depresyon gibi psikolojik sorunları da tetikleyen bir olgudur. Üstelik bu durum onların ekonomik ve sosyal yaşamdan kopmalarına, kendilerini izole etmelerine ve düzenli faaliyetlerini sürdüremez hale gelmelerine neden oluyor. Ancak daha fazla eğitim, daha fazla eşitlik, güvenli istihdam, kapsayıcı politikalar, sosyal ve hukuki güvenlik ile şiddet azaltılabilir ve bunun farkında olmamız gerekiyor.
 
 
 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler