Doğum Yardımı Yönetmeliği ‘Resmi’leşti
ANKARA (İGFA) -
10 yılda insan kaynaklı ısınma oranı neredeyse 0,27 santigrat dereceye yükseldi ve ‘depresif bir tablo’ çiziyor.
Bugün yayımlanan bir rapora göre, toplum 2028’in başlarına kadar o kadar fazla karbondioksit salmış olacak ki, uzun vadeli önemli bir sıcaklık sınırının aşılması büyük olasılıkla gerçekleşecek.
Bilim insanları, o zamana kadar atmosferde, dünyayı sanayi öncesi döneme göre 1,5 santigrat derece ısıtacak ısı tutucu gaz birikeceğini ve bu eşikte “yarı yarıya ya da daha yüksek olasılıkla” kalıcı olunacağını hesapladı.
Gaz, petrol ve kömür gibi yakıtların yakılmasından kaynaklanan bu düzeydeki gaz birikimi, aynı 60 kişilik uluslararası bilim ekibinin geçen yılki çalışmasında öngördüğünden daha erken gerçekleşiyor.
Çalışmanın ortak yazarı Zeke Hausfather (Stripe adlı teknoloji şirketi ve Berkeley Earth adlı iklim izleme kuruluşunda görevli), “Durum sadece kötüleşmiyor. Daha hızlı kötüleşiyor,” dedi.
“En iddialı iklim hedeflerimize ulaşmak için kritik bir zaman diliminde yanlış yöne ilerliyoruz. Bazı raporlar umut verici detaylar barındırır. Bunda gerçekten böyle bir detay olduğunu düşünmüyorum.”
1,5 derece neden bu kadar önemli?
1,5 derece hedefi ilk olarak 2015 Paris Anlaşması’nda belirlenmişti ve bu hedef, kötüleşen iklim değişikliğini durdurmaya yönelik uluslararası çabaların temel taşı oldu.
Bilim insanlarına göre bu sınırın aşılması; daha kötü sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, daha büyük fırtınalar ve küçük ada ülkelerini tehlikeye atabilecek deniz seviyesi yükselmeleri anlamına geliyor.
Son 150 yılda bilim insanları; belirli miktarlarda karbondioksit ve metan gibi sera gazlarının salımı ile küresel sıcaklık artışı arasında doğrudan bir ilişki kurdu.
Karbon bütçesi hızla tükeniyor
Perşembe günü yayımlanan “Küresel İklim Değişikliği Göstergeleri” raporunda, araştırmacılar toplumun ancak 143 milyar ton (130 milyar metrik ton) daha karbondioksit salabileceğini, aksi takdirde 1,5 derece sınırının teknik olarak kaçınılmaz hale geleceğini hesapladı.
Dünya her yıl 46 milyar ton (42 milyar metrik ton) salım yapıyor. Bu nedenle bütçenin tükenmesi Şubat 2028’e denk geliyor, çünkü rapordaki hesaplamalar bu yılın başından itibaren ölçülüyor.
Rapora göre, dünya şu anda sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1,24 derece uzun vadeli ısınma seviyesinde.
Dünyanın enerji dengesizliği
Earth System Science Data dergisinde yayımlanan rapor, insan kaynaklı ısınma oranının 10 yılda neredeyse 0,27 dereceye yükseldiğini gösteriyor.
Rapora göre, Dünya’nın Güneş’ten aldığı ısı ile uzaya yaydığı enerji arasındaki dengesizlik — yani iklim değişikliğinin kilit bir göstergesi — hızla artıyor.
Çalışmanın başyazarı Piers Forster, İngiltere’deki Leeds Üniversitesi’nde Priestley İklim Gelecekleri Merkezi’nin direktörü, “Ne yazık ki oldukça moral bozucu bir tablo var; göstergelerin geneline baktığınızda rekorların her yerde kırıldığını görüyoruz,” dedi.“1,5 derecelik uzun vadeli sıcaklık değişimini gerçekten aşmaktan kaçınabileceğimiz bir durumu hayal edemiyorum.”
Kirliliğin azalması da ısınmayı artırıyor
Fosil yakıt kullanımından kaynaklanan emisyon artışı ana etken. Ancak bilim insanları, is ve duman gibi parçacık kirliliğinin azalmasının da etkili olduğunu söylüyor; çünkü bu parçacıklar, ısınmayı bir nebze maskeleyen soğutucu bir etkiye sahipti. Bulutlardaki değişiklikler de buna katkı sağlıyor.
Tüm bu etkiler, Dünya’nın enerji dengesizliğine yansıyor. Forster’a göre bu dengesizlik son 10 yıl içinde yüzde 25 artmış durumda.
Hausfather, bu dengesizliği “sistemde ne kadar ısının hapsolduğunun en önemli göstergesi” olarak tanımlıyor.
Dünya, yaydığından daha fazla ısı emmeye devam ediyor. “Bu çok açık bir şekilde hızlanıyor. Bu endişe verici,” dedi.
Sıcaklık eşiği ne zaman geçilecek?
Gezegen geçen yıl geçici olarak 1,5 derece sınırını aştı. 2024 yılında tüm yıl boyunca sanayi öncesi döneme göre 1,52 derecelik bir ısınma yaşandı. Ancak Paris Anlaşması’ndaki eşik, genellikle 20 yıllık bir dönem üzerinden değerlendiriliyor.
Yine de gezegen, tek tek yıllar bu eşiğe ulaşmasa bile, birkaç yıl içinde uzun vadeli bu eşiğe ulaşabilir — çünkü bu, Dünya’nın karbon döngüsüyle ilgili.
Çalışmanın ortak yazarı, Imperial College London’dan iklim bilimci Joeri Rogelj, bu 1,5 derece sınırının “ülkelerin, iklim değişikliğinin etkilerinin toplumsal olarak kabul edilemez hale geleceği bir sınır” olarak tanımladığı net ve siyasi bir eşik olduğunu söylüyor.
Bu sınırın aşılması, birçok küçük ada ülkesinin deniz seviyesi yükselmesi nedeniyle sonunda yok olmasına neden olabilir. Ayrıca bilimsel kanıtlar, bu eşik geçildiğinde etkilerin çok daha aşırı hale geldiğini ve özellikle yoksul ve kırılgan toplulukları vurduğunu gösteriyor.
1,5 derece eşiğini kaçırmak dünyanın sonu değil
Rogelj, 1,5 derece eşiği aşılmış olsa bile emisyonları azaltma ve iklim değişikliğinin etkilerini sınırlama çabalarının sürmesi gerektiğini belirtiyor.
Michigan Üniversitesi Çevre Fakültesi Dekanı Jonathan Overpeck, bu eşiğin aşılmasının “ABD’de ve dünya genelinde sıkça gördüğümüz aşırı sıcak dalgaları, kavurucu kuraklıklar, aşırı yağışlar ve daha büyük fırtınalar gibi iklim aşırılıklarının daha da sık ve şiddetli hale gelmesi” anlamına geleceğini söyledi. Kendisi çalışmanın yazarı değil.
Teksas A&M Üniversitesi’nden iklim bilimci Andrew Dessler ise 1,5 derece hedefinin ulaşılması zor, idealist bir hedef olduğunu ve insanların bu sınıra gereğinden fazla takılmaması gerektiğini belirtti.
“Bu eşiği kaçırmak dünyanın sonu demek değil,” diyen Dessler, “ama her ondalık derece ısınma, etkilerin daha da kötüleşmesi anlamına gelir” diye ekledi.
ABD’nin California eyaletinde yer alan San Diego kentinde küçük uçağın yerleşim bölgesine düşmesi sonucu meydana gelen kazada bilanço belli oldu. ABD Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu (NTSB) yetkilisi Dan Baker düzenlenen...
Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen maden kazası sonrasında toprak altında kalan işçilerin arama kurtarma çalışmalarında göstermiş olduğu gayret ve sonrasında işçilerin ailelerine göstermiş oldukları ilgi, alaka...
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)