Necip Fazıl, üç beş kuruş zorlanmasıyla uydurmadan yazılar yazdığı küçük gazetelerde, nerdeyse her gün ağır sözcüklerle bana söver, Ankara’ya geldiği zamanlarda da hemen beni arardı…..
Yirmi yaşım ile otuz yaşım arasında aklın bittiği yerleri ve çıldırmanın sınırlarını aradım. Çıldırmanın beni ne kadar ilgilendirdiğini bilmiyorum...
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek...
Vaktiyle, mehtap gecelerinde, Boğaziçi'nin garip bir füsunla üstlerine ışıklar dökülmüş menekşe renkli sularında yüzen o parıltılı, ahenkli ve aşklı kafilenin bugün ancak kendisini görmüş...
Necip Fazıl, üç beş kuruş zorlanmasıyla uydurmadan yazılar yazdığı küçük gazetelerde, nerdeyse her gün ağır sözcüklerle bana söver, Ankara’ya geldiği zamanlarda da hemen beni arardı…..
Yirmi yaşım ile otuz yaşım arasında aklın bittiği yerleri ve çıldırmanın sınırlarını aradım. Çıldırmanın beni ne kadar ilgilendirdiğini bilmiyorum...
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek...
Vaktiyle, mehtap gecelerinde, Boğaziçi'nin garip bir füsunla üstlerine ışıklar dökülmüş menekşe renkli sularında yüzen o parıltılı, ahenkli ve aşklı kafilenin bugün ancak kendisini görmüş...
Anadilimin bütün şivelerini bir avuç toprağa gömdüm hepsi uykuda şimdi karıncaların topladığı çam pürleri gibi bir gün bir başka gezginin...
Kendi kendilerini sevmiş, düşmanlarına kin ve nefretle bakabilmiş safdil insanlara ne mutlu!
Geçen sene neşrettiği “Akşehir Türbe ve Mezarları” adlı eseriyle bize Anadolu’ da Türk tarihinin aşağı yukarı en...
İstanbul'u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”den kasdımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır...
Çok kimseler, hele biraz mektep medrese görmüş olanlar, her işten, her şeyden ille bir fayda beklerler. Ara sıra kırlara çıkmaları, bir su boyunca gezinmeleri...
"Andre Gide’in dediği gibi: Yazı yazmaya başlayınca en büyük zorluk samimi olmakta. Bu düşünceyi biraz derinleştirmek ve sanatta samimiyetin ne olduğunu..