Barışın Adresi İstanbul: Rusya-Ukrayna Görüşmeleri

A+
A-

24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna savaşı, bir taraftan Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana gördüğü en yıkıcı çatışmalardan biri haline gelirken diğer taraftan ise hem bölgesel hem de küresel dengeleri derinden etkileyen bir çatışma olarak karşımıza çıkıyor. Savaşın üçüncü yılını geride kalırken diplomatik çözüm arayışları zaman zaman yeniden gündeme geliyor. Taraflar arasında pek çok cephede çatışma sürerken, diplomatik diplomasi adına adımlar da atılıyor. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemi ile birlikte çözüm arayışlarının daha arttığını görüyoruz. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Moskova’daki 9 Mayıs Zafer Günü ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna ile doğrudan barış görüşmelerinin 2022’de kesildiği noktadan devam etmesi için İstanbul’u adres göstermesi ardından dünya kamuoyunun gözü 15 Mayıs İstanbul’da gerçekleşmesi planlanan Rusya-Ukrayna barış görüşmelerine çevrildi.

2022 Mart tarihindeki İstanbul görüşmeleri, savaşın ilk aylarında, özellikle de çatışmaların çok yoğun ve yıkıcı geçtiği bir dönemde meydana gelmişti. Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul’da düzenlenen Rusya-Ukrayna görüşmeleri, savaşın diplomatik çözümle sonlanabileceğine dair umutları yeşertmişti. Aradan geçen zaman zarfında bu görüşmelerin etkisi tartışmalı hale gelse de, sürecin kendisi birçok açıdan incelenmeye değer bulunuyor. Türkiye, hem Rusya hem de Ukrayna ile diplomatik ilişkilerini sürdürebilen nadir ülkelerden biri olarak, bu görüşmelere ev sahipliği yapma rolünü üstlendi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın aktif diplomatik çabaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğrudan liderlerle yürüttüğü görüşmeler, sürecin oluşmasına zemin hazırladı.

Görüşmelerin temel hedefi, taraflar arasında kalıcı bir ateşkes anlaşmasına varmak ve ardından barış sürecine geçmekti. Ukrayna tarafı, toprak bütünlüğü ve egemenliğini garanti altına almak isterken, Rusya ise özellikle Kırım’ın kendilerinde kalmasını ve Donbas bölgesine yönelik tavırda esneklik talep ediyor.

Görüşmeler sırasında dikkat çeken önerilerden biri, Ukrayna’nın “tarafsız ülke” statüsünü kabul etmesi karşılığında bazı güvenlik garantileri almasıydı. Bu öneri, Finlandiya modeli olarak adlandırıldı ve taraflar arasında bir müzakere zemini oluşturdu. Ancak Rusya’nın talepleri ile Ukrayna’nın endişeleri arasındaki uçurum, sürecin ilerlemesini zorlaştırdı.

Türkiye’nin Diplomasi Zaferi

Türkiye, bu süreçte hem coğrafi hem de diplomatik avantajlarını kullanmaya devam ediyor. NATO üyesi olmasına rağmen, Batı yaptırımlarına tam olarak katılmayan Ankara, Rusya ile iletişim kanallarını açık tutabiliyor Aynı zamanda, Ukrayna’ya Bayraktar TB2 SİHA’ları satarak bu ülkeye askeri destek de sağlamıştı. Bu iki yönlü ilişki ağı, Türkiye’yi benzersiz bir arabulucu konumuna getiriyor ve uluslararası arenada bir aktör olduğunu gösteriyor

Türkiye’nin arabuluculuk çabaları yalnızca İstanbul görüşmeleriyle sınırlı kalmadı. Daha sonra imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması da Türkiye’nin diplomatik manevra kabiliyetini gösterdi. Bu tür anlaşmalar, savaşın insani etkilerini azaltma noktasında önemli bir rol oynadı. Rusya ve Ukrayna’nın 15 Mayıs’ta İstanbul’da yeniden birleşme kararı, Türkiye’nin 2022’de tarafları bir araya getirdiği ve uzlaşmaya varıldığı ancak Batılı güçlerin müdahalesiyle savaşın yeniden şiddetlenerek, diplomasinin sonuçsuz kaldığı dönemleri akla getirdi.

İstanbul görüşmeleri, uluslararası kamuoyunda genel olarak olumlu karşılanmıştı. ABD ve Avrupa basını, Türkiye’nin bu süreçteki rolünü genellikle övgüyle değerlendirdi. Ancak bazı çevreler, görüşmelerin Rusya’ya zaman kazandırdığı eleştirisini de dile getirdi. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütler ise, bu tür diplomatik girişimlerin çoğalmasının gerekliliğini vurguladı. İstanbul görüşmeleri, savaşın çözümüne yönelik diplomasiye alan açabilecek bir örnek olarak değerlendirilmişti.

2022’de İstanbul’da umut vadeden bir atmosfer oluşmasına rağmen, bu görüşmeler kalıcı bir barışa evrilmedi. Taraflar arasında ciddi bir güven sorunu olması sebebiyle her iki taraf da pozisyonlarını yumuşatmaktan kaçındı. Rusya’nın ele geçirdiği bölgelerden geri çekilmemesi ve Ukrayna’nın bazı tavizler vermemesi çıkmazı daha da derinleştirdi. Trump yönetimi öncesi ABD ve AB ülkeleri, Ukrayna’yı müzakere konusunda desteklemekle birlikte, savaşın devamı yönünde stratejik çıkarlar da güdüyordu. Bu durum, diplomatik çabaların sekteye uğramasına neden oldu. Bu diplomatik çabaların 20 Ocak 2025’de tekrar göreve gelen Donald Trump ile birlikte daha da arttığını görüyoruz.

Dünya’nın Gözü İstanbul’da: 15 Mayıs 

Rusya Devlet Başkanı Putin’in İstanbul görüşmelerini işaret etmesinin ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’nın önerisine tam destek verdiği ve müzakereler için İstanbul’da platform oluşturmaya hazır olduğu aktarıldı. ABD Başkanı Donald Trump ise 15 Mayıs’ta İstanbul’da Ukrayna ile ön koşulsuz doğrudan görüşme için; “Rusya ve Ukrayna için muhtemelen çok büyük bir gün. Bu tamamen yeni, çok daha iyi bir dünya olacak” ifadelerini kullandı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya’dan kalıcı ve güvenilir ateşkes sağlanması yönündeki teklife onay vermesini beklediklerini, görüşmeye hazır olduklarını söyledi.

2025 itibarıyla İstanbul’da barış görüşmelerinin yeniden gündeme gelmesi savaşın gidişatında diplomasi kanalları aşamasına geçildiğinin işareti olması açısından dikkat çekiyor. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve diplomatik deneyimi, bu tür görüşmelerin yeniden hayata geçirilmesi için elverişli bir ortam sunuyor. Türkiye’nin sürdürülebilir barışa ulaşmayı amaçlayan müzakerelerin organize edilmesi ve yürütülmesinde aktif rol oynaması ise bölgesel bir aktör olması açısından çok değerlidir. Daha kalıcı bir çözüm için taraflar arasında ciddi güven inşası, uluslararası garantörlük mekanizmalarının güçlendirilmesi ve karşılıklı tavizlerin verilmesi gerekiyor.

Değerlendirme

2022 İstanbul görüşmeleri, savaşın en yoğun döneminde diplomasiye şans tanınabileceğini göstermişti. Her ne kadar kalıcı bir barışa ulaşılmasa da bu süreç diplomasinin hala devrede olabileceğini ortaya koyuyor. 15 Mayıs 2025 İstanbul görüşmesi, Moskova ve Kiev arasındaki savaşın durdurulması ve barış adımın atılması açısından büyük önem taşıyor. Türkiye arabuluculuğunda bir araya gelen Rusya ve Ukrayna görüşmeleri diplomasi adına önemli bir dönüm noktası olabileceği için dikkatle izlenmelidir. Türkiye’nin bu süreçte oynadığı rol hem bölgesel barışa katkı sağlaması hem de dış politikadaki etkinliğini daha da arttırması açısından elzem teşkil ediyor.

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın