Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AlBaraka İslam Ekonomisi Forumu tarafından İstanbul Finans Merkezi’nde, Halkbank’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ‘2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi’ne katıldı.
“Faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceÄŸim”
Zirvede açıklamalarda bulunan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “İstanbulumuz’da 3 kıtanın kavÅŸak noktasında 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi münasebeti ile sizleri ağırlamaktan onur duyuyorum. Özellikle yurt dışından ÅŸehrimize teÅŸrif eden misafirlerimizi bu kadim ÅŸehri bütün yönleri ile yaÅŸamalarını temenni ediyorum. Ülkenizdeki kardeÅŸlerinize selam götürmenizi istirham ediyorum. Müslümanlar olarak dünya nüfusunun yüzde 25’ini oluÅŸturuyoruz. Ancak İslami finans sektörünün büyüklüğü yaklaşık 2 buçuk trilyon dolar seviyesinde. İslam İşbirliÄŸi TeÅŸkilatı üyesi 57 ülkenin dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 11 civarındadır. İslam alemi olarak aramızdaki ticaret, yatırım finans ve iÅŸ birliÄŸi imkanlarını en üst düzeye çıkarmalıyız. İslam ekonomisi için stratejiler teması altında düzenlenen zirvemizde yapılan tartışmaların çok faydalı olacağına inanıyorum. 3 gün sürecek zirvede birbirinden seçkim isimler pek çok önemli meseleyi deÄŸerlendirme fırsatı bulacak. İstanbul’un küresel bir merkez haline gelmesi için attığımız adımlar ülkemizin yanı sıra İslami finans camiasına da yeni fırsatlar sunuyor. İstanbul Finans Merkezi çatısı altında baÅŸlattığımız iÅŸ birlikleri küresel ekonomiye entegrasyon kadar İslami deÄŸerlerimizi koruyan bir model inÅŸa etme gayretimizin de en somut niÅŸanesidir. Katılım Finans’ın İstanbul merkezli geliÅŸmesine büyük önem veriyoruz. Sahip olduÄŸu birikim ve potansiyel İstanbul’a çok ciddi avantaj saÄŸlıyor.
Her alanda alternatif paradigmalara duyulan ihtiyaç kendini giderek daha fazla belli ediyor. İnsan odaklı adaletli merhametli sorumlu bir paradigmaya olan talep artıyor. Cari küresel ekonomik sistem sadece tüketimi ve kar maksimizasyonunu önceleyen sorunlu yapısı ile insani deÄŸerleri geri planda tutmakta, eÅŸitsizlikleri beslemekte, üretimsiz bir büyümeyi özendirmektedir. Mevcut sistem ekonomik kalkınmayı destekleyecek çözümler bulmak yerine asıl problemlerin üstünü örtmektedir. Mevcut sistemin bu haliyle devam edemeyeceÄŸi birçok uzman ve düşünür tarafından ifade ediliyor. Yarım asra yaklaÅŸan siyasi hayatı boyunca milletin takdiri ile geldiÄŸi tüm görevlerde faize dayalı ekonomik sistemle mücadele etmiÅŸ bir kardeÅŸinizim. Gelir adaletini bozan, milyarlarca insanı bir avuç kapitalistin kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim yine itiraz ediyorum. Her ne surette olursaolsun, faizi ve faize dayalı bir ekonomik sistemi meÅŸru göremeyeceÄŸimizi sık sık ifade ettim. Bunun yanında faizin ekonomide üretimde ticarette ve sosyal hayatta yol açtığı sorunlara dikat çektim. Rantiyenin sesi olan muhalefet bunda da hep karşımıza dikildi. DoÄŸru olan politikalarda dahi, bu ülkenin hayrına dokunacak yerli ve milli bir duruÅŸ sergileyemediler. Oysa insanlığı faize mecbur ve mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek yerilecek deÄŸil, takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip ErdoÄŸan olarak ÅŸahsen faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceÄŸim. Tıpkı ‘Dünya 5’ten büyüktür’ itirazımızda olduÄŸu gibi faize dayalı ekonomik nizamın deÄŸiÅŸmesi için de mücadeleden geri durmayacağız. Alternatif çözümlerin toplumda yaygınlaÅŸması için çaba harcayacağız” dedi.
“Ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası yeterli bulmuyoruz”
ErdoÄŸan, “Dünyada artan eÅŸitsizlikler finansal krizlerin sebep olduÄŸu güven bunalımı ve ciddi ekonomik riskler bizimle birlikte baÅŸkalarını da yeni modeller geliÅŸtirmeye teÅŸvik ediyor. İslami ekonomi ilkeleri, risk paylaşımını adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısı ile öne çıkıyor. Tüm teÅŸviklerimize raÄŸmen ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını açıkçası yeterli bulmuyoruz. Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleÅŸtirilen 1 milyar dolarlık sukuk ihracı kıymetli olsa da önümüzde ciddi mesafe var. Halkbank’ın katılım finans sektöründe hizmet verecek olmasını memnuniyetle karşılıyor, aldıkları bu stratejik karardan ötürü kendilerini tebrik ediyorum. İslami ekonominin faizsiz ekonominin de ötesine geçen boyutları, ilkeleri, umdeleri ve düzenlemeleri ihtiva ettiÄŸi unutulmaması mühimdir. Londra’nın yanı sıra İstanbul’un da ev sahipliÄŸi yaptığı Al Baraka zirvelerinin bu bakımdan önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Al Baraka zirvesi gibi platformlar İslam aleminin farklı coÄŸrafyalarında faaliyet gösteren kuruluÅŸları bir araya getirerek ortak stratejilerin ÅŸekillendirilmesine imkan saÄŸlıyor. Zirvenin sonunda ortaya çıkacak stratejilerin yalnızca bugünün deÄŸil yarının da ihtiyaçlarına cevap verecek güçlü bir temelin atılmasına vesile olacağı kanaatindeyim. Zirvenin düzenlenmesinde emeÄŸi geçen Al Baraka Forum baÅŸta olmak üzere, CumhurbaÅŸkanlığı Yatırım Ofisimize, Türkiye Varlık Forumuna, İstanbul Finans Merkezine, Halkbank’a, İslam İşbirliÄŸi Gençlik Forumu ile İbni Haldun Üniversitesine teÅŸekkür ediyorum” diye konuÅŸtu.
“Ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz”
“Küresel ekonomide ticaret savaÅŸlarının alevlendiÄŸi, jeopolitik risklerin ise yüksek seyrettiÄŸi zorlu bir dönemden geçiyoruz” diyen ErdoÄŸan, “Yüksek küresel borçluluk, yaÅŸlanan nüfus, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi gibi yapısal sorunlar küresel büyüme üzerinde baskılar oluÅŸturuyor. Artan belirsizlikler nedeniyle özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntılar baÅŸ göstermeye baÅŸladı. En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa BirliÄŸi son 2 yılda ortalama yüzde 0,8 büyüyebildi. Türkiye olarak ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz. Son 2 yılda bu amaçla kullandığımız kaynağın tutarı 75 milyar doları buldu. 201 bin konutun anahtarını teslim ettik. Yıl sonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize teslim etmeyi planlıyoruz. Tüm zorluklara raÄŸmen hamdolsun iyi gidiyoruz. Deprem bölgesinde yaralar hızla sarılıyor. KomÅŸumuz Suriye 13,5 yıl süren iç çatışmaların ardından 8 Aralık devrimi ile birlikte yavaÅŸ yavaÅŸ istikrara kavuÅŸuyor. Rusya – Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik görüşmelere İstanbul’da tekrar ev sahipliÄŸi yapmaya hazırlanıyoruz. Vicdanlarımızı kanatan barbarlıkların yaÅŸandığı Gazze’de zulmün durması ve ateÅŸkesin tesisi için çaba gösteriyoruz. İçeride terörsüz Türkiye hedefimize saÄŸlam adımlarla ilerliyoruz. Her ÅŸeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor. 40 yıl boyunca her biri canımızdan bir parça olan kayıplarımız harici ülkemizin 2 trilyon dolarına mal olan bir beladan kurtulmaya çok yakınız. İnÅŸallah saÄŸ duyulu samimi bir süreç yönetimi ile bu sefer menzile varacağımıza inanıyorum” dedi.
“Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz”
ErdoÄŸan, “İki yıldır dirayetle uyguladığımız makro ekonomik istikrar ve reform programımızın olumlu neticelerini görmeye baÅŸladık. Temel önceliÄŸimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileÅŸmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledik. Hedefimiz net; enflasyonu kalıcı ÅŸekilde tek haneli seviyelere indireceÄŸiz. Petrol fiyatlarında düşüş hem enflasyonu hem dış açığı aÅŸağı çekiyor. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 153 milyar doları aÅŸtı. Mart ayında iÅŸsizlik oranı yüzde 7,9’a geriledi. 2005’ten bu yana en düşük seviyeyi gördük. Tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde çalışan başına aylık 2 bin 500 TL KOSGEB desteÄŸi vermeye baÅŸladık. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede etkin adımlar atıyoruz. Özellikle göz bebeÄŸimiz reel sektörümüzü ihmal etmeden süreci titizlikle yönetiyoruz. KOBİ’lerimiz için desteklerimizi güçlendiriyoruz. GeçtiÄŸimiz hafta imalatçı KOBİ’lerin yatırım ve iÅŸletme harcamaları için 30 milyar TL’lik yeni destek pakedi açıkladık. Geride bıraktığımız 2 yılda kayda deÄŸer mesafe aldığımız ekonomik programımızı uygulamakta kararlıyız. Türk ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir kez daha ispat etti. Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz. Böyle bir dönemde 3-5 aÄŸacın taşınması bahane edilerek baÅŸlatılan Gezi olayları olmasaydı ülkemiz ÅŸu anda çok farklı bir konumda olurdu. Gezi kalkışması ile baÅŸlayan 15 Temmuz ihaneti ile iyice ÅŸiddetlenen ülkemize yönelik saldırılar zinciri yakın zamana kadar devam etti. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruÅŸturmasını takip eden sokak terörü ve boykot çaÄŸrıları da bu saldırıların devamı niteliÄŸinde idi. Ana muhalefet partisi genel baÅŸkanının milli markaları hedef gösteren bununla da yetinmeyip Türkiye’yi yurt dışına ÅŸikayet eden sorumsuz tavrı nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduÄŸumuzu göstermeye kafidir. Ülkemizde tüm umudunu Türkiye’nin ekonomik olarak tökezlemesine baÄŸlamış köhne bir zihniyet var. Bu zihniyetin aktörleri ellerine geçirdikleri her fırsatı Türkiye’ye taÅŸ atmak ve milletimizi sırtından hançerlemek için kullanmaktadır. Dedikodular üzerinden siyaset yaptıklarını zannederek kendilerini komik duruma düşürüyorlar. Kendi seçmenleri bile bunların sorunları çözebileceÄŸine inanmıyor. Hırsları akıllarını esir alanlara ÅŸunu hatırlatmak istiyorum: Tayyip ErdoÄŸan kaybetsin de gerekirse Türkiye batsın anlayışı ile hareket ederek hiçbir yere varamazsınız. Kendi çıkarlarını milletin menfaatleri önüne koyan muhterisler bugüne kadar baÅŸarılı olamadı. Biz ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hizmet ülkümüzden ayrılmadan yola devam edeceÄŸiz. Emeklilerimizin 4 bin TL olan Kurban Bayramı ikramiyelerini yarından itibaren ödemeye baÅŸlayacağımızın müjdesini burada sizlerle paylaÅŸmak istiyorum. 31 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında sırasıyla BaÄŸkur, emekli sandığı ve SSK’lı olmak üzere yaklaşık 16 milyon emeklimize toplam 57,4 milyar TL’lik ikramiye ödemesi yapacağız” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Metin BaÅŸar – Selami Berke Kaya
Yorumlar (0)