Şuşa Beyannamesiyle müttefiklik düzeyine çıkarılan Türkiye- Azerbaycan ilişkileri hem genişleyerek hem de derinleşerek devam etmektedir. İki ülke arasındaki ilişki dünyada emsaline az rastlanır bir kardeşlik ilişkisi çerçevesi üzerine bina edilmiştir. Ancak bu ilişkinin eğitim ayağı istenen düzeyde olduğunu söylemek mümkün değildir. Bunun birçok nedeni bulunmaktadır. Ancak biz bu yazıda söz konusu nedenleri göz ardı edip, sadece kurulmakta olan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi üzerine birkaç söz söylemekle yetineceğiz.
Bilindiği üzere uzun zamanda beri kurulması gündemde olan ve Karabağ Zaferi sonrasında hızlanan Türkiye- Azerbaycan Üniversitesi erkene alınmış Cumhurbaşkanlığı seçiminde galip çıkan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 19 Şubat Pazartesi günü ilk yurt dışı gezisi Türkiye’ye yapmış ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gerçekleştirdikleri zirvede iki ülke arasında birçok alanda stratejik işbirliğine ilişkin anlaşmalar imzalamışlardır. Bu anlaşmalardan biri de Türkiye ile Azerbaycan arasında kurulması planlanan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi ile ilgili olmuştur. Böylece iki ülke cumhurbaşkanın iradesiyle kurulan Türkiye-Azerbaycan üniversitesi ciddi bir misyonu üstlenmeye aday olmuştur. Söz konusu Üniversitenin üstlenmeye adayolduğu misyonu ana başlıklar halinde şöyle sıralamak mümkündür:
Eğitim ve Araştırma İşbirliği: Türkiye ve Azerbaycan’ın eğitim sistemlerini entegre ederek, iki ülke arasında bilgi alışverişini teşvik etmek. Bu konuda öncellikle Türkiye’deki üniversitelerde yoğun işbirliği içinde olan üniversitelerle diyalog geliştirilmesinde fayda bulunmaktadır.
Kültürel Bağların Güçlendirilmesi: Ortak tarih ve kültüre sahip olan iki ülke arasındaki ilişkileri derinleştirmek. Türk Devletleri Teşkilatının farklı zirvelerinde liderler tarafından dile getirildiği üzere Türk Devletleri arasındaki işbirliğinin geliştirilmesinde ortak tarihi bağlar, ortak dil, kültür ve geleneklerin önemli birer unsur olduğu ve ilişkilerin bu unsurlar esasında geliştirilen ilişkilerin daha sağlıklı olacaktır. Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinde tedriste esas alınacak bilimsel yöntemler yanında Türk Dünyası değerleri de göz ardı edilmeyecektir. Nitekim imza sonrası basın toplantısında Eğitimle ilgili anlaşma imzalandığına işaret Aliyev, “Bu geleceğe yönelmiş teşebbüstür. Çünkü bizim genç neslimiz, hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’da kardeşlik, müttefiklik, ortak değerler prensipleri esasında terbiye almalıdır. Bizim milli manevi değerlerimize sadık olmalıdır. Yabancı etkiden uzak olmalıdır. Bilgili, eğitimli ve vatanperver insanlar olmalıdır.” (https://www.aa.com.tr, e. 19.02.2024) ifadeleriyle bu hususlara vurguda bulunmuştur.
Akademik Değişim Programları: Öğrencilerin ve akademisyenlerin her iki ülkede de eğitim ve araştırma yapmalarına olanak sağlamak. Bilindiği üzere hali hazırda Türkiye-Azerbaycan arasında başta Erasmus ve Orhun programı olmak üzere birçok uluslararası program yanında ikili protokoller çerçevesinde öğrenci ve akademisyen değişim programı yapılmaktadır. Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinde uygulanan model esasında bakıldığında bu üniversiteyle Türkiye’de farklı üniversiteleri arasında afiliasyon sağlanacağı için üniversitelerarası öğrenci-akademisyen değişim daha da hızlanacaktır.
Uluslararası Tanınırlık: Üniversitenin uluslararası arenada tanınan ve saygın bir eğitim kurumu olmasını sağlamak. Üniversitenin imza töreni sonrasında yapılan basın toplantısında Cumhurbaşkanı Aliyev, Aliyev, Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin kurulmasının sadece eğitim meselesi değil, aynı zaman iki ülke arasındaki birlikteliğin sembolü olduğunu vurgulayarak, yakın gelecekte bu üniversitenin sadece Azerbaycan’da değil, aynı zamanda bölgede en önemli yüksek eğitim kurumlarından biri haline geleceğini (https://www.aa.com.tr, e. 19.02.2024) ifadesinde bulunmuştur.
Türkiye- Azerbaycan Üniversitesi ile ilgili açıklamada bulunan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Yükseköğretim Kurulu ile Azerbaycan Bilim ve Eğitim Bakanlığı iş birliğinde kurulacak Türkiye Azerbaycan Üniversitesinin 2024-2025 eğitim öğretim yılında öğrenci kabulüne başlayacağını duyurmuştur. Özvar, Türkiye’den Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinin Bakü’de açılacak Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinde, Bilgisayar Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği ve Gıda Mühendisliği programları olmak üzere üç farklı alanda öğrencileri kabul edebileceğini açıklamış ve Türkiye’den de öğrencilerin bu programları tercih edebileceğini ayrıca bu kapsamda üniversitelerin Bakü Kampüsü adı altında kendi diplomalarını öğrencilerine verebileceğini belirtmiştir.
Yükseköğretim Kurulu Başkanı sayın Özvar’ın açıklamaları dikkate alındığında Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi, Türkiye-Kırgız Manas Üniversitesi ve Türkiye-Kazak Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinden farklı bir model esasında yapılandırılacağı anlaşılmaktadır. Bu modele göre Azerbaycan’da kurulacak Üniversite yeni fakülte ve bölüm açmak yerine üniversite içerisinde Türkiye’nin önde gelen büyük üniversitelerinin programlarını açacaklardır. Dolayısıyla bu üniversite bir çatı üniversite görevi görerek programlarını ilk defa açmak yerine öğretim faaliyetlerine devam eden, bu konuda kendini ispat etmiş üniversitelerin programlarını bünyesine taşıyacaklar. Başka bir ifadeyle bu modelde Türkiye-Azerbaycan üniversitesi kendi bünyesinde fakülte ya da bölüm açmak yerine Türkiye’de seçilmiş üniversiteler bu üniversite çatısı altında burada bölüm açacak, kendi müfredatını, kredi saatlerini, öğretim elemanlarını kendileri belirleyecek ve mezun olan öğrenciye kendi diplomasını verilecek. Tabi ki Azerbaycan gibi merkezi bir yönetimin esas olduğu bu ülkede bu modelin ne kadar başarılı olacağı zaman gösterecektir.
Sonuç olarak kanaatim şu dur ki, Azerbaycan kamuoyu ve özellikle yükseköğretim kurumları Azerbaycan-Türkiye Üniversitesine ilişkin yüksek bir beklenti içindedir. Azerbaycan’da çok sayıda öğrencinin başta Türkiye olmak üzere yurtdışında yüksek öğretimde eğitim aldığını ve bu talebin yükselerek devam ettiğini göz önüne alındığında ülkede yükseköğretim konusun ciddi sorunlar bulunduğu anlaşılmaktadır. O nedenle yükseköğretim camiası Azerbaycan-Türkiye Üniversitesi’nin ülkedeki üniversiteler için rol model teşkil etmesi gerektiği yönünde beklentileri bulunmaktadır. Bu nedenle Azerbaycan-Türkiye Üniversitesinin eğitime başlanmadan önce öncelikle Azerbaycan’ın uluslararası sıralamada yer alan üniversite yönetimleri ve ülkede eğitim konusunda tecrübe sahibi bilim insanlarıyla acil bir çalıştayın yapılması gerektiği inancını taşımaktayım. Bu inanç bir öneri olmaktan ziyade tarihi bir mesuliyet olduğu kanaatindeyim.