CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, “Biz F-35’lerden de vazgeçmiÅŸ deÄŸiliz. Projeye dönüş ile ilgili niyetimizi muhataplarımızla görüşüyoruz” dedi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, NATO Devlet ve Hükümet BaÅŸkanları Zirvesi’ne katılmak için gittiÄŸi Hollanda’nın Laheyn kenti dönüşü uçakta gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. ErdoÄŸan, Avrupa Atlantik güvenliÄŸinin krizler, çatışmalar ve savaÅŸlarla sınandığı bir dönemde Lahey Zirvesini gerçekleÅŸtirdiklerini uluslararası basın toplantısında zirveye ve alınan kararlara dair detaylı bilgilendirmeyi yaptıklarını hatırlattı. Müttefiklerin savunma harcamalarını artırmaları, en öncelikli gündemde olduÄŸunu dikkat çeken ErdoÄŸan, “Savunma harcamalarının, 10 yıllık sürede gayrisafi yurtiçi hasılalarımızın yüzde 5’i düzeyine çıkartılmasında mutabık kalındı. Esasen yüzde 5’i yakalamaya en yakın ülkelerden biriyiz. Bunun için müttefikler arasındaki kısıtlamaların kaldırılması çok önemli. Keza, Avrupa BirliÄŸi üyesi olmayan müttefiklerin, milli savunma ve güvenlik giriÅŸimlerine katılımının garanti altına alınması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Müttefiklerin Ukrayna’ya destekleri ve savaşın akıbeti, zirvede en fazla konuÅŸulan bir diÄŸer konu olduÄŸuna dikkat çeken ErdoÄŸan “24 Haziran günü Hollanda Kralı’nın ev sahipliÄŸindeki akÅŸam yemeÄŸine Ukrayna Devlet BaÅŸkanı, kıymetli dostum Volodimir Zelenskiy de katıldı. Türkiye olarak, bu acımasız savaşın adil ve kalıcı barışla sonlandırılması için çabalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde görüşmelerin üçüncü turuna ev sahipliÄŸi yapmak üzere taraflarla diyalog halindeyiz” açıklamalarında bulundu.
Gazze’de Filistin halkına yönelik soykırımına dikkat çeken ErdoÄŸan, “İsrail’in güvenliÄŸinin ancak komÅŸularının istikrar ve refahından geçtiÄŸinin altını çizdim. İran-İsrail arasındaki çatışmaları da etraflıca görüşme fırsatımız oldu. AteÅŸkesin kalıcı olması bu aÅŸamada çok ama çok önemli. Zirvede birçok ikili görüşme de yaptım. ABD BaÅŸkanı Donald Trump, İngiltere BaÅŸbakanı Keir Starmer, Almanya BaÅŸbakanı Friedrich Merz, Fransa CumhurbaÅŸkanı Emmanuel Macron, Hollanda BaÅŸbakanı Dick Schoof, Romanya CumhurbaÅŸkanı NicuÅŸor Dan, İtalya BaÅŸbakanı Giorgia Meloni ile ikili görüşmeler gerçekleÅŸtirdik. Görüşmelerde tüm bu ülkelerle ikili iliÅŸkilerimizi, Ukrayna-Rusya Savaşı, İsrail-İran gerilimi, Gazze’deki insani kriz, Suriye’deki son durum gibi gündem baÅŸlıkları baÅŸta olmak üzere birçok konuyu ele aldık. Türkiye’nin bu konulardaki görüş ve önerilerini muhataplarımıza birinci ağızdan ilettim” deÄŸerlendirmelerinde bulundu.
“2026 yılında NATO Liderler Zirvesi’ne ev sahipliÄŸi yapacak”
Bu zirvenin Türkiye için bir baÅŸka önemli yönü, gelecek sene zirveye ev sahipliÄŸi yapma önerisinin kabul edilmesi olduÄŸunu aktaran ErdoÄŸan “2026 yılında NATO Liderler Zirvesi’ne ev sahipliÄŸi yapacak, müttefiklerimizi bu vesileyle inÅŸallah Türkiye’de ağırlayacağız.”
“Bölgemizin ihtiyacı, daha fazla barış, daha fazla huzur ve daha fazla istikrardır”
Bir gazetecinin “ABD BaÅŸkanı Donald Trump ile yaptığınız görüşmeyi sormak istiyorum. Trump birkaç kez sizin gıyabınızda, sizinle ilgili çok mültefit sözler söylemiÅŸti. Bu sözlerden sonra ilk kez buluÅŸtunuz. Nasıl bir atmosferde geliÅŸti görüşmeniz? Yine size yönelik sıcak mesajlar verdi mi? Gazze konusunda siz her zaman bu konuya dikkat çeken liderlerin en başında geliyorsunuz. Trump ile görüşmenizde de yine Gazze konusunda, Gazze’deki soykırımın sona erdirilmesi konusunda, bir irade beyanınız oldu mu? Nasıl gerçekleÅŸti görüşme?” sorusuna CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Dostum Trump ile verimli bir görüşme gerçekleÅŸtirdik. Sayın Trump ile ikili iliÅŸkilerimizden NATO ortaklığına, bölgesel ve küresel meselelere kadar pek çok baÅŸlığı ele aldık. Biliyorsunuz, ABD ile 100 milyar dolar ticaret hacmi hedefimiz var. Bu hedefe ulaÅŸmak arzusundayız. Bölgemizdeki çatışmaları ve gerilimleri ele alma fırsatı bulduk. İsrail-İran arasındaki ateÅŸkesteki gayretlerine atıfta bulunarak, Gazze ve Rusya-Ukrayna’daki çatışmaların sonlandırılması konusunda da aynı gayretin beklendiÄŸini ifade ettim. Gazze’deki insani krizin sona erdirilmesinin önemini vurguladık. Türkiye’nin bu konuda tarihi ve vicdani sorumluluÄŸu var. Bu vahÅŸet devam edemez. Gazze’de kan durmadıkça hiç kimse kendini güvende hissedemez. Birileri rahatsız olsa da biz bu gerçekleri söylemekten çekinmeyeceÄŸiz. Çözüm perspektifiyle yaklaşıldığında, adil ve kalıcı çözüme ulaÅŸabiliriz. Yeter ki diyalog kanallarını açık tutalım ve çözümü isteyelim. Özellikle bölgemizin yeni gerilimlere, çatışmalara kesinlikle tahammülü yoktur. İsrail, insani yardımların gönderilmesinde Kızıl Haç’a dahi engel oluyor. Bunun üzerinde de durduk. Bölgemizin ihtiyacı, daha fazla barış, daha fazla huzur ve daha fazla istikrardır. Tüm bu konularda çözümleri içeren yaklaşımımızı Sayın Trump’a aktardık ve kendisinden bu konuda destek bekliyoruz. Trump önerilerimize olumlu yaklaÅŸtı” ifadelerini kullandı.
“15 Temmuz’dan bu yana devletimizin tüm kurumlarında FETÖ ile mücadele, hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde ve bildiÄŸiniz gibi kararlılıkla sürdürülüyor”
Bir gazetecinin “İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında, içeriden bilgi aldığı gerçeÄŸi ortaya çıktı. Dolayısıyla saldırıların ilk saatlerinde İranlı üst düzey komutanlar öldürüldü. Türkiye, 15 Temmuz’da büyük bir badire atlattı ve o günden beri FETÖ ile çok ciddi mücadele ediyor. Ancak yakın zamanda FETÖ’ye yönelik bir operasyonda, 174’ü muvazzaf, 176 askeri personel gözaltına alındı. İran’daki bu durumu göz önünde bulundurarak, FETÖ ile mücadeleye yeni bir ivme kazandırmak söz konusu mu? Sorusuna ErdoÄŸan ÅŸu ÅŸekilde cevap verdi:
“15 Temmuz’dan bu yana devletimizin tüm kurumlarında FETÖ ile mücadele, hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde ve bildiÄŸiniz gibi kararlılıkla sürdürülüyor. Son operasyonlarda da örgütün hala çeÅŸitli yapılara sızma giriÅŸimlerinin sürdüğünü görüyoruz. Bu konuda hiç rehavete kapılmadık, kapılmayacağız. FETÖ’nün ülkemiz için nasıl büyük bir tehdit olduÄŸu, bugün daha net bir ÅŸekilde ortaya çıkıyor. Bu örgüte acınırsa, acınacak hale düşeceÄŸimizi her zaman ifade ettim. Bizim bu FETÖ tehdidine dikkat çekmek için yaptığımız açıklamaları çarpıtanlar oldu. Ama sonuçta haklı çıkan, hep biz olduk. Türkiye bu beladan önünde sonunda tamamen kurtulacaktır. Bu örgütü kurumlarımızdan büyük oranda tasfiye ettik, kalıntıları da temizliyoruz. Kolluk ve istihbarat birimlerimiz son derece titiz bir çalışma yürütüyor. Hangi kılığa girerlerse girsinler, hangi taşın altına saklanırlarsa saklansınlar, bu mücadele hedefine ulaÅŸacaktır. 15 Temmuz ruhunu neden unutmamak ve unutturmamak gerektiÄŸinin, son operasyonlardan sonra herkes tarafından anlaşıldığını sanıyorum. Çünkü tehdit sadece o geceyle sınırlı deÄŸildi. Bunu ilk günden anladık ve anlatmaya çalıştık, çalışıyoruz. Düşman uyumuyor. Dolayısıyla biz de uyumayacağız.”
Bir gazetecinin “İran-İsrail savaşı gösterdi ki, hava hakimiyeti bu tip çatışmalarda oldukça belirleyici bir unsur. Bizi çok yakından ilgilendiren iki konu da var; biri F-35’ler, diÄŸeri de hava savunma sistemleri. Bu noktada F-35 programına dönme ihtimali var mı? Dünkü görüşmenizde ABD BaÅŸkanı Donald Trump ile hiç bu konu gündeme geldi mi? Aynı ÅŸekilde Rusya’dan satın aldığımız S-400’ler bu ihtiyacı karşılamak için acaba yeterli olur mu? Zirve sonrası basın toplantınızda bu konuya biraz deÄŸindiniz aslında. Bu noktada müttefikler arası kısıtlamaları kaldırma zamanı geldi mi sizce?” sorusuna ErdoÄŸan, “Hava savunma sistemi sadece S-400 ile bitmiyor. Bunu son günlerde kamuoyumuz da yakından gördü. Çok katmanlı bir sistemler bütünü oluÅŸturmanız ÅŸart. ÇeÅŸitli irtifalarda füzelerimizin olması ve bunları da bir vücudun organları gibi uyumlu çalışması çok önemli. Biz ülkemizi bir noktaya kadar getirdik, ancak bununla yetinmiyoruz. Füze kabiliyetlerimizi artırmamız lazım. Sistemler sistemini, yani ‘Çelik Kubbe”mizi inÅŸa ediyoruz. Farklı irtifalardaki hava savunma sistemlerini, algılayıcılarımızı, elektronik harp sistemlerini bir araya getirerek sistemler sistemini hayata geçiriyoruz. Bizim bu noktada yerli ve milli imkanlarla geliÅŸtirdiÄŸimiz SİPER’lerimiz, KORKUT’larımız, HİSAR’larımız, SUNGUR’larımız ve nice güzide silah sistemlerimiz bulunuyor. Biz “nasıl olsa birinden alırız’, ’nasıl olsa paramız olduÄŸu müddetçe bize bu sistemleri satarlar’ anlayışıyla köşemizde otursaydık, bunlar olur muydu? Olmazdı. Gün oldu, paramızla müttefiklerimizden silah alamadık” dedi.
“Biz F-35’lerden de vazgeçmiÅŸ deÄŸiliz”
‘Kendimiz yaparız, hem de en iyisini yaparız’ dediklerinde dalga geçenler olduÄŸunu hatırlatan ErdoÄŸan “Kendi İHA’mızı, SİHA’mızı, milli muharip uçağımızı, KAAN’ı ürettik. Bazıları KAAN’a baÅŸladığımızda, onu ’kalorifer peteÄŸi’ diye aÅŸağılamaya kalktılar. Bunları hep birlikte yaÅŸamadık mı? KAAN bugün göklerde. Her projenin engellenmesi için beÅŸinci kol faaliyeti yürütenleri benim milletim çok iyi biliyor. Biz F-35’lerden de vazgeçmiÅŸ deÄŸiliz. Projeye dönüş ile ilgili niyetimizi muhataplarımızla görüşüyoruz. F-35 programı, teknik olduÄŸu kadar siyasi bir süreçtir. Türkiye haksız yere program dışı bırakılmıştır. Müttefiklik ruhuyla baÄŸdaÅŸmayan bu adımı hep eleÅŸtirdik. Sayın Trump ile yaptığımız görüşmelerde konuyu ele aldık, teknik düzeyde görüşmelere baÅŸlandı. İnÅŸallah ilerleme saÄŸlayacağız.
“Hürmüz BoÄŸazı’nın kapatılması büyük sıkıntı oluÅŸturur”
“Hürmüz BoÄŸazı’nın kapacağı iddiaları üzerine enerjide küresel kriz beklentisi yaÅŸandı. Biz ÅŸu an kendi kaynaklarımızla enerjide tam bağımsızlık noktasına doÄŸru ilerliyoruz. Olası bu tarz küresel enerji krizlerinde Türkiye, böyle fırtınalı ortamları kendi yerli imkanlarıyla atlatabilecek seviyeye nasıl gelir?” sorusuna CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan ÅŸu ÅŸekilde cevap verdi:
Hürmüz BoÄŸazı’nın kapatılması büyük sıkıntı oluÅŸturur. Biz, İran’ın böyle bir adım atmayacağına inanıyoruz. Son gerilim enerji arz güvenliÄŸinin ne kadar önemli olduÄŸunu bir kez daha hatırlatmıştır. Türkiye olarak biz kendi enerji kaynaklarımızı artırmak için yoÄŸun bir çalışma yürütüyoruz. Gabar’daki petrolden Karadeniz’deki doÄŸal gaza kadar birçok noktada üretim yapıyor ve bunu artırmaya gayret ediyoruz. DiÄŸer taraftan da petrol ve doÄŸalgaz arama faaliyetlerimizi ciddiyet ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Enerjide tam bağımsız olma hedefiyle ithalatımızı düşürmek, üretimimizi artırmak için çaba içindeyiz. Nihai hedefimiz ise Türkiye’yi kaynakta ve teknolojide ihracatçı bir ülke haline getirmektir. YaÅŸananlar enerjinin ülkeler için beka meselesi olduÄŸunu ayan beyan ortaya koymuÅŸtur. İki gün önce bir dedikodu yayıldı, dediler ki; ‘İran doÄŸalgazı kesti.’ Bu konuyu derhal Enerji Bakanımla görüştüm; o da muhatabıyla temas kurdu. Aslında böyle bir durum yok. Biz ayrıca İran CumhurbaÅŸkanı PezeÅŸkiyan’la görüşmemizi yaptık. Bizim doÄŸal gazımızı kesme gibi bir durumun olacağına asla ihtimal dahi vermiyoruz. Åžu anda bizim İran’dan doÄŸal gazımız geliyor. Herhangi bir sıkıntımız yok.”
“Bu savaÅŸ bitmeli. Bölge, artık bunları kaldıramaz. Adil ve kalıcı barış bölgede inÅŸa edilmelidir. Herkes barışın peÅŸini bıraksa dahi biz bırakmayacağız.”
Bir gazetecinin “Rusya-Ukrayna savaşının diplomasi yoluyla sonlandırılmasına yönelik gayretlerinizin süreceÄŸini ifade ediyorsunuz. Bu çerçevede Türkiye’nin tarafları yeniden müzakere masasına çekmek için önümüzdeki süreçte somut hangi diplomatik adımları atması planlanıyor? Özellikle İstanbul sürecinin yeniden canlandırılması yönünde bir giriÅŸim yakın vadede olacak mı?” sorusuna CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Artık biz kesin karalı bir ÅŸekilde diyoruz ki, “Bu savaÅŸ bitmeli. Bölge, artık bunları kaldıramaz. Adil ve kalıcı barış bölgede inÅŸa edilmelidir. Herkes barışın peÅŸini bıraksa dahi biz bırakmayacağız. Türkiye, çatışmaların çözümünde diplomasiye önem ve öncelik vermekte. Bölgemiz, istikrarsızlık ve çatışma kotasını çoktan doldurmuÅŸtur. Artık istikrar inÅŸa ederek, barış kapılarını ardına kadar açarak, bölgemizi ve dolayısıyla dünyamızı rahatlatmak gereklidir. Herkesin beklentisi bu. Hele hele Türkiye’den beklenen de bu. Ukrayna da Rusya da bize güvendiklerini defalarca ortaya koydular. İstanbul’da yapılan görüşmeler barışa yönelik bir kapı aralamıştır. Sahada diplomasinin alanını daraltan geliÅŸmelerin yaÅŸandığının farkındayız ancak, barış için küçük bir umut bile olsa onun peÅŸinden gideriz. Kaldı ki Ukrayna Rusya savaşında barışın saÄŸlanması için kanaatimizce küçük bir umuttan daha fazlası mevcuttur. Biz tarafları yeniden bir araya getirmek için çalışacağız. Çözüm için iÄŸneyle kuyu kazmak gerekse dahi bunu yapacağız. Nihai hedefimiz liderler düzeyinde bir buluÅŸmayı ülkemizde gerçekleÅŸtirmek ve özlenen barışı inÅŸa etmektir. Görüşmemizde ABD BaÅŸkanı Sayın Trump’a da bunları söyledi. ’EÄŸer çözüm için Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin İstanbul’a veya Ankara’ya gelirse, ben de İstanbul’a veya Ankara’ya gelirim.’ dedi. Gerekli görüşmeleri yapıp bir an önce buluÅŸmayı inÅŸallah saÄŸlarız” dedi.
“Sürekli Gazze’deki arkadaÅŸlarla irtibat halindeyiz.”
“Neredeyse bütün toplantılarınızda, uluslararası organizasyonlarda Gazze’deki vahÅŸete, drama dikkat çekmiÅŸsiniz. Buna ayna tutuyorsunuz, kamuoyunda daha fazla konuÅŸulması için elinizden geleni yapıyorsunuz. İsrail de Gazze’ye soykırım ve katliamlarından vazgeçmiyor. Yakın dönemde Gazze’de bu dramı sonlandıracak bir ateÅŸkes öngörüyor musunuz?” sorusuna ErdoÄŸan,
“Bütün derdimiz, heyecanımız o. Dikkatlerin baÅŸka alanlara çekildiÄŸi dönemlerde dahi Gazze’nin unutulmasına biz müsaade etmedik, etmeyeceÄŸiz. Ben de arkadaÅŸlarım da sürekli Gazze’deki arkadaÅŸlarla irtibat halindeyiz. İsrail’in sistematik iÅŸkencesine ÅŸahit oluyoruz. İnsanlara sınırlı da olsa yardım dağıtılan noktaları bile vuruyorlar. Hepsi bir tarafa, Kızıl Haç’a bile bu konuda engel oluyorlar ve atılacak adımlara yol vermiyorlar. Herkesin gözü önünde yaÅŸanan bu soykırım, insanlığın utancıdır. Açlıktan inleyen çocukların çığlıkları, artık duyulmak zorundadır. İsrail’e artık ’dur’ demek mecburiyetindeyiz. Bunun hesabını biz tarihe veremeyiz. Maalesef bu zulme, bu barbarlığa, bu caniliÄŸe insanları alıştırıyorlar. Biz alışmayacağız. İsrail zulmünü kabullenmek en büyük yanlıştır. Biz bu zulme elimizle, kemiÄŸimizle, dilimizle, fikrimizle, aksiyonumuzla, ruhumuzla isyan etmeye devam edeceÄŸiz. Türkiye, barışın tesisi için, diplomatik tüm imkanları kullanmaya ve uluslararası iÅŸ birliÄŸine öncülük etmeye hazır. Daha önce de söyledim, Gazze özgür olacak ve Filistin toprağı olarak özgürce yaÅŸayacak” ÅŸeklinde cevap verdi.
“Trump’la olan zatıalinizin yakın diyalogunuz, Türk-Amerikan iliÅŸkilerine nasıl etki ediyor? Nasıl bir katkı saÄŸlıyor? Amerika BirleÅŸik Devletleri’yle bu baÄŸlamda özellikle Suriye’nin geleceÄŸi, SDG’nin Åžam’a entegrasyonu gibi kritik konularda bir iÅŸ birliÄŸi imkanı oluÅŸtu mu?” sorusuna ErdoÄŸan, “Dostum Trump’la Türk-Amerikan iliÅŸkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralıyoruz. Åžunu çok açık, net söylemem lazım. Trump’la bizim aramızda telefon diplomasisindeki süreç, bugüne kadar 24 saati geçmemiÅŸtir. Aradık mı, 24 saat içerisinde karşı taraf hemen döner. Zaten saÄŸ olsun ABD’nin Türkiye’deki yeni büyükelçisi bu konularda çok hassas. Ülkelerimizi kalkındıracak adımları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Suriye baÅŸta olmak üzere bölgesel konularda özellikle Suriye Demokratik Güçleri’ne dair hassasiyetlerimizi Amerikan tarafına her düzeyde net bir ÅŸekilde ilettik, iletiyoruz. Türk-Amerikan iliÅŸkileri dönemsel farklılıklar gösterse de her zaman stratejik öneme sahip olmuÅŸtur. Trump ile yürütülen yapıcı temaslar bazı zorlu konularda anlayış köprülerinin kurulmasına da imkan tanımıştır. Trump ile Riyad’daki buluÅŸmada, ki biz de davet edilmiÅŸtik fakat gidemedik sonra çevrimiçi katıldık, böylesi bir durum olmuÅŸtu” ifadelerini kullandı.
Suriye konusu kendileri için çok önemli olduÄŸunu söyleyen ErdoÄŸan, ‘‘Türkiye’nin Suriye ile uzun bir sınır hattı, tarihsel ve kültürel baÄŸları bulunuyor. Bu faktörler Suriye’de yaÅŸanan her durumun bize yansımasını beraberinde getiriyor. Maalesef son yıllarda bize yansıyan Suriye’deki olumsuzluklar ve acılar oldu. Bu dönemde gerek DışiÅŸleri Bakanım, gerek Savunma Bakanım, gerek İstihbarat BaÅŸkanım sürekli olarak Suriye’yle yoÄŸun bir irtibat halinde oldular. Suriye’nin yeniden bir ve bütün hale gelmesi, istikrar ve huzurun inÅŸa edilmesi için yeni yönetimi destekliyoruz. Yeniden bir ve bütün Suriye oluÅŸturmanın olmazsa olmazı da toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Bütün bunları saÄŸlamak için Suriye yönetimi bütün silahlı grupların Suriye ordusu çatısı altında bir araya gelmesi ve Suriye’nin birlik, bütünlüğü için çalışmalarını hedefleyen adımlar attı. Suriye Demokratik Güçleri’nin de bu fırsatı deÄŸerlendirmesi kendileri açısından doÄŸru olandır. Nitekim bugün Macron’la yaptığımız görüşmede de bu konuları etraflıca ele aldık ve Macron da özellikle Suriye ile olan bu iliÅŸkilerde daha aktif rol alacağını özellikle vurguladı. Bu konularda beraberce neler yaparız, bunları da kendisiyle konuÅŸtuk. Hatta hatta Kıbrıs’ı konuÅŸtuk. Kendisi Gazze konusunda İsrail ile görüşeceÄŸini ayrıca söyledi. Biz de ‘bu adımı atarsan buna müteÅŸekkir oluruz‘ dedik” diye konuÅŸtu.
“Türkiye’ye yakışan bir NATO Zirvesi organize edeceÄŸimizden hiç şüphemiz yok”
“2026 yılında NATO’ya ev sahipliÄŸimiz söz konusu. Zirvenin gerçekleÅŸtirilmesi için düşünülen bir ÅŸehir var mı? BaÅŸkent Ankara olabilir mi? Yoksa İstanbul, Antalya?” sorusuna ErdoÄŸan, “Bu konuyla ilgili deÄŸerlendirmeleri yapar, seçeneklerimizi gözden geçirir ve nihai kararımızı veririz. Türkiye’ye yakışan bir NATO Zirvesi organize edeceÄŸimizden hiç şüphemiz yok. Türkiye, bu tip uluslararası programları gerçekleÅŸtirme konusunda derin tecrübeye sahiptir. ÇeÅŸitli ÅŸehirlerimizde kendinden söz ettiren böylesi büyük organizasyonlara imza attık. NATO Zirvesi için de kolları sıvamış durumdayız” dedi.
Bir gazetecinin “Planladığınız ÅŸekilde gidiyor mu “Terörsüz Türkiye” süreci? Bunu sormak istiyorum efendim. Özellikle önümüzdeki süreçte silah bırakmayla ilgili somut bazı adımlar görebilecek miyiz? İran’la ilgili ortaya çıkan yeni durum, yeni denklemin ’Terörsüz Türkiye’ sürecine nasıl bir yansıması olur? Sorusuna CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, “Cumhur İttifakı olarak Terörsüz Türkiye hedefine yönelik çalışmaları dış etkilerden uzakta tutmaya gayret gösteriyoruz. Yapıcı, kararlı, sabırlı ve iyimser bir ÅŸekilde yola devam ediyoruz. Silah bırakma konusuyla güvenlik birimlerimiz yakından ilgileniyor. Meclis’te de büyük bir anlayış birliÄŸi oluÅŸtu; sürece destek üst seviyede. Bu konuyu gündelik siyasetin yıpratıcı polemik alanına çekmemek lazım. Bunun gibi milli bir meselede, milli hassasiyetler ön plana çıkmalı. Bakın, siyaset sahnesinde her ÅŸey gelip geçer, ama böyle bir sorunun çözümde rol almak, milli hafızada ebediyen hayırla yad edilir. Biz, Terörsüz Türkiye sürecine böyle bakıyoruz” dedi.
“Çevremizde yaÅŸanan son hadiseler, iç cepheyi güçlendirme çaÄŸrımızın ne kadar isabetli bir tutum olduÄŸunu göstermiÅŸtir”
MHP Genel BaÅŸkanı Bahçeli’nin ufuk açan söylemlerini ve DEM heyetinin sorumlu tavrını sürecin baÅŸarısı açısından çok kıymetli bulduklarını bildiren ErdoÄŸan, “Åžunu büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim: Türkiye artık iç cephesini daha saÄŸlam hale getirme yolunda önemli bir mesafe almıştır. Süreç daha tamamlanmamıştır ve provokasyonlara karşı dikkatli olunması ÅŸarttır. Çevremizde yaÅŸanan son hadiseler, iç cepheyi güçlendirme çaÄŸrımızın ne kadar isabetli bir tutum olduÄŸunu göstermiÅŸtir. YaÅŸananlar ülkemizde Terörsüz Türkiye’ye olan ihtiyacı ortaya koymuÅŸ ve desteÄŸi artırmıştır. Bundan sonra ülkemizin aydınlık bir geleceÄŸe doÄŸru yürüyüşünde daha güçlü adımlar atacağız. Önümüzdeki hafta nasip olursa DEM heyetiyle benim bir görüşmem olacak. Terörsüz Türkiye konusuyla ilgili konuÅŸacağımız bazı konular var. Bizim bu konuda herhangi bir şüphemiz yok. Biz bir defa öyle bir düzlemde gidiyoruz ki, inancımız bu iÅŸi çözmek. Buna inanmış durumdayız. DışiÅŸleri Bakanımız Hakan Bey, MİT BaÅŸkanımız İbrahim Bey, Milli Savunma Bakanımız YaÅŸar PaÅŸa ile bu konuda uyumlu bir çalışmamız söz konusu. Rahmetli Sırrı Süreyya Önder’le, biliyorsunuz, Pervin Buldan beraberce ziyarete gelmiÅŸlerdi. İyi ve samimi bir görüşmemiz olmuÅŸtu. Arkasından maalesef rahmetli Sırrı Süreyya Önder hastaneye yattı. Önümüzdeki hafta yapacağımız görüşmeden de güzel neticeler çıkaracağımıza inanıyorum. Meclis’te kurulacak komisyonla ilgili olarak da bizler, bir arkadaşımızı görevlendireceÄŸiz ve bu süreci inÅŸallah baÅŸarıyla devam ettireceÄŸiz” açıklamalarında bulundu.
“Anayasamız ve demokrasimiz üzerindeki darbe lekesini temizlemek için bile yeni anayasa yapmaya ihtiyacımız var”
Bir gazetecinin “Memur-Sen’in 30. yıl vefa buluÅŸmasında yakın siyasi tarihin ve önemli dönüm noktalarının bir özetini yaptıktan sonra ’Hedefimiz uÄŸruna bedel ödeyerek elde ettiÄŸimiz bütün kazanımların yeni anayasada daha saÄŸlam bir güvenceye kavuÅŸturulmasıdır.’ dediniz. Åžimdi biraz daha anayasa tasavvurunuzu açmak ister misiniz?” sorusuna ErdoÄŸan, “Bizim mevcut Anayasamız biliyorsunuz olaÄŸanüstü bir dönemde ve darbe sonrası ÅŸartlarda kaleme alındı. Yıllar içerisinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler, Anayasayı kırk yamalı bohçaya çevirdi. Yeni anayasa talebi aslında milletin siyaset kurumundan aldığı bir söze dayanıyor. Siyasetçiler olarak milletin huzuruna her çıktığımızda yeni anayasa yapmayı vadettik. Bu sadece bizim vaadimiz deÄŸil. DiÄŸer partiler de bu sözü verdi. Partimiz bünyesinde oluÅŸturduÄŸumuz komisyon, çalışmalarına baÅŸladı ve temel ilkeleri de belirledi. Ancak bu süreçte muhalefet partilerinin yapıcı ve samimi katkısı çok çok önemli. Bunu bekliyoruz. CHP’nin mevcut yaklaşımıyla bu zeminin oluÅŸup oluÅŸmayacağına dair deÄŸerlendirme kamuoyunun takdiridir. Bunun kararını biz veremeyiz. Biz diyoruz ki; artık bu millet darbe anayasasından tamamen kurtulsun. Siviller, sivil siyaseti ve demokrasiyi güçlendiren bir anayasa yapsınlar. Derdimiz baÄŸcıyı dövmek deÄŸil, üzüm yemek. Dertlere derman olacak bir metin üzerinde biz uzlaÅŸmaya hazırız. Yalnızca Anayasamız ve demokrasimiz üzerindeki darbe lekesini temizlemek için bile yeni anayasa yapmaya ihtiyacımız var. Meclisimizde oluÅŸturulacak bir zeminde yeni anayasadan ne anladığımızı hem biz, hem diÄŸer partiler ortaya koyabilir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak yeni, sivil, özgürlükçü anayasa konusunda samimiyiz. Anayasa milletin ortak çatısıdır, o çatıyı birlikte inÅŸa etmeye hazırız” ifadelerine yer verdi.
“Siyaseti sadece kendi sığ havuzlarından ibaret sanıyorlar”
“Türkiye, dünya siyasetinde önemli roller üstleniyor. Dünya barışı için her zaman elini taşın altına koyuyor. Bunu Rusya-Ukrayna Savaşında gördük. Bunu İran-İsrail arasında yaÅŸanan çalışmalarda gördük. Türkiye bunlarla uÄŸraşırken bir yandan da iç cepheyi güçlendirmeye çalışıyor. Ancak ana muhalefete baktığımızda, ana muhalefet cephesinde enteresan bir karışıklık ve bu meselelerle alakalı çok uluslu görüşler var. Ben sizin bu konudaki deÄŸerlendirmenizi rica ediyorum” sorusuna ErdoÄŸan ÅŸu ÅŸekilde cevap verdi:
“CHP maalesef bugün mefluç olmuÅŸ halde. Åžimdi bakıyorsunuz iÅŸte birileri ’4 yıldan sonra ben tekrar geri dönüyorum’ diyor. Bir diÄŸerleri ’Acaba kimler gelir?’ diyor. Türkiye’nin temel meseleleriyle ilgili söyleyecek sözü kalmamış, koskoca partiyi bir avuç ‘ikbal avcısının’ ihtiraslarına esir etmiÅŸ durumdalar. Çevremizde onca hadise yaÅŸanırken CHP’den ’biz de böyle düşünüyoruz’ tarzı bir yaklaşım gördünüz mü? Bir öneri getiremiyorlar, çünkü herhangi bir fikirleri yok. Siyaseti sadece kendi sığ havuzlarından ibaret sanıyorlar. Okyanustan habersiz lafla peynir gemisi yüzdürmeye çalışıyorlar. Kavga etmekten hizmet etmeye fırsat bulamıyorlar. Yönettikleri belediyeler, hepsi iflas bayrağını çekmiÅŸ durumda. Durumlar hiç iyi deÄŸil. Yolsuzluk, usulsüzlük, haraç ve rüşvet almış başını gidiyor. İşte son zamanlarda İstanbul Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’nın ortaya koyduÄŸu deliller, belgeler hepsi ortada. Sadece İstanbul deÄŸil, baÅŸka iller de ne yazık ki durum felaket. 13 yıl boyunca önünde düğme ilikledikleri bir ÅŸahsa yaptıkları karşısında ürkmemek, hicap duymamak mümkün deÄŸil. DeÄŸerli arkadaÅŸlar, ne demiÅŸler? Bizans’ta oyun, CHP’de kavga bitmez” diye konuÅŸtu.

Yorumlar (0)