Mustafa Muharrem Yazdı: Modernizmin Doğrusu ve Herkesleşme
Bu çağ, kadim zamanların zindeliğini koruyan bütün ögeleri karşısında ne denli dönüştürücü bir etkiye sahip, bunu biliyor ve yaşıyoruz. Bir ev gerecinden gündelik davranış kalıplarımıza,...
Ünsüz Türk Düşünürü / Yazar
Her nefes, son nefesin provası.
Dur, düşün: Hayatın ne kadar değerli?
Hayat dediğin, bir doğumla başlayan, ölüme doğru akan ince bir çizgi değil sadece. O, her an yeniden yazılan, her nefeste bir anlam arayan, bazen de anlamı unutup koşuşturan bir bilinmezliktir. Fakat işte tam da bu bilinmezliktir onu değerli kılan.
İnsan, çoğu zaman nefes almanın bir hak olduğunu sanır. Oysa nefes almak bir lütuf, nefesin farkında olmaksa bir uyanıştır. Her soluk, geleceğe atılan bir adım değil; geçmişin birikimi ve ölümün kıyısında yapılan bir hazırlıktır. Son nefesin provası, derin bir suskunlukla yankılanır içimizde; çünkü içten içe biliriz: hiçbir an tekrarlanmaz, hiçbir söz geri alınmaz, hiçbir gözyaşı yeniden damlamaz aynı yerden.
Dur…
Bu “durmak”, sadece bedeni yavaşlatmak değildir. Zihnini sustur, içini dinle. Günlük telaşların, egoların, hırsların ötesinde seni sen yapan şey nedir? Başarı mı? Ün mü? Para mı? Yoksa bir annenin duası mı? Bir çocuğun gülüşü mü? Gecenin sessizliğinde kendine sorduğun bir soru mu?
Düşün…
Zaman geçer, iz kalır. Her iz, bir tercih. Her tercih, bir yönelim. Ve her yönelim, seni ya kendine yaklaştırır ya da senden uzaklaştırır. Hayatın değeri, ne kazandığında değil, neye göz yumduğunda gizlidir. Sessiz kaldığın adaletsizlikte, yardım ettiğin görünmezde, sarıldığın vedada.
Peki, ne kadar değerli hayat?
Bir kahkaha kadar mı?
Bir helalleşme kadar mı?
Yoksa affedemediğin bir söz kadar mı?
Cevabı bilmemize gerek yok belki de…
Ama şunu unutma:
Her nefes, aslında bir sorudur:
“Gerçekten yaşıyor musun, yoksa sadece ölümü erteliyor musun?”
🕯️ Ve bir gün… son nefes geldiğinde, hayatın provasını değil, sahnenin son perdesini oynamış olacaksın. Hazır mısın?
Bu çağ, kadim zamanların zindeliğini koruyan bütün ögeleri karşısında ne denli dönüştürücü bir etkiye sahip, bunu biliyor ve yaşıyoruz. Bir ev gerecinden gündelik davranış kalıplarımıza,...
1982 yılıydı. Sınıf okulundaki eğitimimi tamamlayıp ordonat asteğmen olarak muvazzaflık görevimi yerine getirmek için atanmıştım. Görev yerim Bursa'nın ...
Sümeyra Türk / Stratejik İletişim Uzmanı Dilini unutan ama kimliğini kaybetmeyen Türkler… Kuzey Afrika’da milyonlarca insan kendini hâlâ “Köroğlu” ya da “Kuloğlu” diye tanımlıyor. Türkçe konuşmasalar da soyadlarında, çarşılarda ve...
29 Ekim 2023, Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde Türk Milleti’nin “Cumhuriyet Bayramı” kutlu olsun...