Editörün Seçtiği: Kıssadan Hisse. Firavunun Sihirbazları ve Dünya Sistemi
“Sihirbazlar işlerini aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.”..
Ünsüz Türk Düşünürû / Yazar
Bir zamanlar yalnızlık, dağ başlarında inziva arayan dervişlerin meselesiydi. Şimdi ise metropollerin ortasında, kalabalıkların tam göbeğinde yaşanan bir çöldür. İnsan, en çok sesin olduğu yerde işitilmez; en çok yüzün arasında görülmez. Çünkü kalabalıklar, insanı görünür kılmaz; aksine gölgelerin arasında kaybolmaya mahkûm eder.
Bugünün insanı, topluluklara karıştıkça daha çok parçalanıyor. Gülüşlerin ardına gizlenen hüzünler, paylaşımların altına gömülen çığlıklar, sohbetlerin arasında boğulan sessizlikler… İnsan, artık insanla konuşmuyor; herkes kendi yankısına sesleniyor. Sözler paylaşılmıyor, tüketiliyor. Bakışlar temas etmiyor, sadece kayıyor. Kalabalıklar içinde yalnızlık, işte bu derin çölün adı.
Ne acıdır ki, insan sayısının çoğaldığı yerde, insana dair olan azalıyor. Komşuluk ölüyor, dostluk tükeniyor, muhabbet yok oluyor. Kimi yanında oturanın adını bilmiyor, kimi kapı komşusunun sesini tanımıyor. Teknoloji ise bu yalnızlığı daha da derinleştiriyor: Bir “like” tesellisiyle, bir “emoji” avuntusuyla, sahici insan temasının yerine plastik duygular koyuyoruz.
Ve insan, bu çölde susuz. Kalabalığın ortasında, dudakları çatlamış, ruhu kavrulmuş, gözleri ufukta bir vaha arıyor. Ama o vaha, bir başka yüzün samimi tebessümünde, bir dostun kelimesinde, bir sevgilinin sessiz dokunuşunda gizli. İnsan, insanla buluşmadıkça, çöl bitmeyecek.
Şimdi kendimize sormamız gerekiyor: Biz gerçekten birlikte miyiz, yoksa sadece yan yana mı? Seslerimizin kakofonisi içinde birbirimizin yüreğini duyabiliyor muyuz, yoksa herkes kendi yankısında mı boğuluyor?
Belki de asıl kıyamet, gökten ateş yağdığında değil; kalabalıkların ortasında birbirimize dokunamadığımızda kopacak. Çünkü insanın en büyük açlığı ekmeğe değil, insana olan açlığıdır.
“Sihirbazlar işlerini aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular.”..
Adını İstanbul'un hizasına yazabileceğimiz bir şehrimiz yok. Taşrada yaşayanlar bazen bu söylediğime alınırlar...
Ünsüz Türk Düşünürü / Yazar Evet evet bayım… En çok siz önemlisiniz. Siz düşünün yeter, siz isteyin yeter, siz hak ediyorsunuz çünkü sizsiniz. Aynaya her sabah tapınmak gibi bu… Sevgili...
Suriye’de Türkiye için fırsat kapıları da riskler de ardına kadar açık. Önceliklerin saptanmasında yanlışlar yapılırsa riskler artar...
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)