Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Gazze’deki soykırım uluslararası hukukun etkisizleştirildiğini, uluslararası mahkemelerin inandırıcılığını kaybettiğini bütün dünyaya göstermiş durumda. Uluslararası Adalet Divanı’nda BM soykırım sözleşmesini ihlal eden İsrail’in yargılandığı davada alınan tedbir kararları, maalesef hayata geçirilemedi. Karar sadece kağıt üzerinde. Kim uygulayacak bu kararı? Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi. Neden uygulamıyor? Çünkü orada adil bir yapı yok” dedi.
Adalet Bakanı Tunç, Antalya’da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı (ATGV) Antalya Eğitim ve Sosyal Tesisi’nde düzenlenen Uluslararası 20. Adli Tıp Günleri’ne katıldı. Burada bir konuşma yapan Bakan Tunç, tarih boyunca insanlığın en kadim arayışlarından biri hakikat arayışının adaletin tecellisi, gerçeğin tüm yönleriyle ortaya çıkarılmasında saklı olduğunu söyledi. Yargılamada hakim, hukuk bilgisini aşan, teknik ve uzmanlık gerektiren konularda, doğru ve tarafsız karar verebilmek için bilirkişilik kurumuna başvurma gereği duyacağını ifade eden Bakan Tunç, “Uzman kişilerce hazırlanan bilirkişi raporları, hakimlerin kanaatini bilimsel ve teknik verilere dayandırarak, isabetli karar vermesini sağlar. Böylece adaletin toplum nezdindeki inandırıcılığını güçlendirir. Bilirkişilik kurumunun en önemli ve kurumsallaşmış alanlarından biri olan Adli Tıp, Tıp biliminin bilgi ve yöntemlerini hukukun hizmetine sunarak, yargıya bilimsel delil sağlayan bir uzmanlık alanıdır. Yargılamada maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına katkı sunun Adli Tıp, adaletin doğru ve güvenilir şekilde tecelli etmesinde hayati bir rol oynar. Bu yönüyle hem adil yargılanma hakkının korunmasını hem de toplumun hukuka olan güveninin güçlenmesini temin eder” dedi.
“Adli Tıp, gerçeği bilimi diliyle adalete taşır”
Adli Tıp’ın bilimin ışığını, adaletin terazisine taşıyan hukukun ayrılmaz bir tamamlayıcısı olduğuna işaret eden Tunç, “Adli Tıp, bir yandan insan bedeninin sessiz tanıklığını çözümlerken, diğer yandan hukuk dünyasının en karmaşık, en gizemli vakalarına ışık tutar. Her bir bulgu, her bir inceleme, hakikate giden yolun taşlarını örer. Bir parmak izi, bir DNA örneği, bir otopsi raporu; kimi zaman en karmaşık davaların çözüm anahtarını elinde tutar. Hukuk uyuşmazlıklarından, ceza soruşturma ve yargılamalarına adli tıp; delile dayalı bilimin gücüyle, karanlıkta kalan gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını sağlar. Böylece adli tıp, adaletin, toplumsal güvenin ve hukukun üstünlüğünün de teminatı olur. Kısacası adli tıp gerçeği bilimi diliyle adalete taşır” diye konuştu.
İstanbul’a Yeni Adli Tıp Kurumu hizmet binası geliyor
“Adalet Bakanlığı olarak son 23 yılda, böylesine önemli bir kurumun yapısını güçlendirecek birçok adım attık” diyen Bakan Tunç, şunları söyledi:
“Bu kapsamda, 2002 yılında 802 olan personel sayısını; akademisyen, adli tıp uzmanı, asistan, hekim, mühendis, biyolog ve kimyager gibi çeşitli branşlarda olmak üzere toplam 3 bin 190’a çıkararak insan kaynağı kapasitesini güçlendirdik. Teknolojik imkânların artırılmasına ve adli tıp hizmetlerinin yurt genelinde yaygınlaştırarak birimlerin fiziki şartlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalara hız verdik. Adli Tıp hizmetlerinde her geçen gün artan iş yükü ve çeşitlilik göz önüne alındığında, farklı ihtisas alanlarında kurumsallaşma zorunlu hale geldiğinden; 2002 yılında sadece 5 olan ihtisas kurulu sayısını 11’e çıkardık. Son derece ileri teknoloji ürünü cihazlarla donatılmış “Adli Bilişim İhtisas Dairesini” kurarak ihtisas daire sayısını 7’ye yükselttik. 2002 yılında Adli Tıp Kurumu yalnızca 25 ilimizde 18 şube müdürlüğünde hizmet sunuyordu. Yaptığımız yatırımlarla 81 il merkezi ve 145 Adli Tıp Şube Müdürlüğü ile adli tıp hizmetlerini ülke geneline yayarak en hızlı şekilde hizmet verir hale getirdik. 2002 yılında 6 olan Adli Tıp Grup Başkanlığı sayısını 16’ya yükselttik. Adlî Tıp Kurumu merkez binasını 2006 yılında hizmete açtık. İstanbul Bahçelievler’de yer alan Adli Tıp Kurumu yeni hizmet binasının yapım ihalesini 6 Ekim’de gerçekleştiriyoruz. 2 yıl içinde de binamızı tamamlamayı hedefliyoruz.”
“Maalesef batı ikiyüzlü”
Bakan Tunç, konuşmasında Gazze’deki katliama da değinerek sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz burada insan haklarını konuşurken maalesef Filistin’de Gazze’de 2 yıldan bu yana hatta 1 asırdan bu yana insan hakları ihlalleri dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Son 2 yıldan bu yana artık insan hakları ihlalinin önüne geçen soykırım suçu işleniyor. 65 binden fazla masum insan maalesef dünyanın gözü önünde katledildi. Bunların büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Maalesef batı ikiyüzlü. Kadın ve çocuk haklarından bahsedenler, orada gazeteciler öldürülürken basın özgürlüğünden bahsedenlerin Filistin ve Gazze söz konusu olduğunda hiç sesleri çıkmıyor. Avrupa ülkelerinde ve dünyanın değişik yerlerinde toplum vicdanı bunu kabul etmiyor. İnsanlar sokaklar taşıyor, yönetimlerine bu zulmü durdurmak için çağrıda bulunuyorlar ve son zamanlarda Türkiye’nin daha çok seslendirmesiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın oradaki problemin çözümünün iki devletli bir yapıda olduğu ve toprak bütünlüğüne sahip bağımsız bir Filistin Devleti’nin mutlaka kurulması gerektiği düşüncesini artık bütün dünya yavaş yavaş kabul etmeye başladı. Birçok Avrupa devletinin de Filistin devletini tanığını görüyoruz. Cumhurbaşkanımız, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bütün insanlığa hitap edecek ve bu konuya yine her zaman olduğu gibi ‘Dünya 5’ten büyüktür. Dünyanın adalete ihtiyacı vardır, daha adil bir dünya mümkündür, burada insan hakları ihlali vardır, soykırım suçu işlenirken biz yöneticiler susamayız’ diyecektir ve bütün dünyaya yine Filistinli mazlumların halı davasını seslendirmeye devam edecektir. Maalesef 2 yıldan bu yana Gazze’deki soykırım uluslararası hukukun etkisizleştirildiğini, uluslararası mahkemelerin inandırıcılığını kaybettiğini bütün dünyaya göstermiş durumda. Uluslararası Adalet Divanı’nda BM soykırım sözleşmesini ihlal eden İsrail’in yargılandığı davada alınan tedbir kararları, maalesef hayata geçirilemedi. Karar sadece kağıt üzerinde. Kim uygulayacak bu kararı? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi. Neden uygulamıyor? Çünkü orada adil bir yapı yok. Bir vetoyla insani yardım, ateşkes önergeleri reddedilebiliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde soykırım işleyen, çocukları, kadınları katleden soykırımcılar hakkında yakalama kararı çıkartılıyor ve tutuklama talep ediliyor ama tutuklama talep edilen soykırım suçluları, o katiller bütün dünyayı dolaşarak kendilerini demokratik ülke olarak nitelendiren ülkelerin parlamentolarında ayakta alkışlanabiliyor. İşte bu çifte standart maalesef uluslararası hukuka güveni, uluslararası mahkemelere güveni azaltıyor ve yok ediyor. Dolayısıyla insanlık için çok büyük bir problem. Uluslararası hukuk ve mahkemelerini güvenilir hale getireceksek öncelikle o Gazze’de o katliamı yapanları adalet önüne çıkarılması gerekiyor. İnşallah adalet önüne bir gün çıkacaklar. Nasıl Bosna kasapları yıllar sonra kurulan mahkemede insanlık önünde hesap verip hapse atılmışlarsa, İsrail’in o soykırım suçluları da bir gün insanlık huzurunda hesap verecekler.”
“2025 yılının 8 ayında 615 bin 944 adli dosya incelendi”
Adli Tıp Kurumu Başkanı ve Uluslararası 20. Adli Tıp Günleri Kongre Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Hızır Aslıyüksek, kurumun 2024 ve 2025 yılındaki işlemlerinden bahsetti. Aslıyüksek, Adli Tıp Kurumu’nun 2024 yılında yaklaşık 28 bin 802 otopsi, 23 bin 704 ölü muayenesi, 467 bin 497 adli muayene ve 147 bin 587 DNA incelemesi olmak üzere toplam 901 bin 606 adli dosyayı inceleyerek, mütalaa ve adli rapor düzenlediğini, 2025 yılının ilk 8 ayında ise yaklaşık, 18 bin 134 otopsi, 14 bin 122 ölü muayenesi, 287 bin 448 adli muayene ve 97 bin 651 DNA incelemesi olmak üzere toplam 615 bin 944 adli dosyayı inceleyip, mütalaa ve adli rapor düzenlediğini bildirdi.
Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci de, düzenlenen kongrenin Türkiye dahil 27 ülkeden bilim insanları ve hukuk ile yargı camiasından katılımlarla büyük bir camiaya dönüştüğün işaret ederek, “İnşallah daha da büyüyerek devam eder. Kongre süresince Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı olarak her türlü destek ve imkanımızla sizlerin yanındayız. Kongrenin çok verimli geçmesini temenni ediyorum” dedi.

Yorumlar (0)