Demokrasi Oyunu
Başlıktan da anlaşılacağı üzere oldukça çetrefilli bir konumuz var bugün. Eksiksiz ve kusursuz hatta mükemmel bir yönetim biçimi olarak anlatılan demokrasi gerçekten mükemmel mi? Demokrasi; Toplumun kendi kendini yönetmesi veya...
21. yüzyılın uluslararası ilişkilerinde küresel güç dengeleri hızla değişmektedir. Batı merkezli düzenin sorgulandığı, çok kutupluluğun öne çıktığı ve bölgesel güçlerin ittifaklar aracılığıyla küresel siyasette daha etkin roller üstlenmeye başladığı görülmektedir. Bu bağlamda “Avrasya İttifakı” fikri, son yıllarda özellikle Çin, Rusya, Türkiye, İran ve Orta Asya ülkelerinin öne çıkan iş birliği arayışlarıyla daha sık gündeme gelmektedir. Peki Avrasya İttifakı gerçekten yeni bir bölgesel blok mu oluşturuyor? Yoksa mevcut örgütlerin (Şanghay İş Birliği Örgütü, BRICS, Türk Devletleri Teşkilatı, Avrasya Ekonomik Birliği) genişlemesi ve kesişim noktası mı?
Avrasya kıtası, dünya nüfusunun yaklaşık %70’ine, küresel enerji rezervlerinin büyük kısmına ve stratejik ulaştırma koridorlarına ev sahipliği yapmaktadır. Mackinder’in “Heartland Teorisi”nden beri Avrasya, küresel hâkimiyetin anahtarı olarak görülmüştür. Bugün de Orta Asya’dan Kafkasya’ya, Hazar’dan Pasifik’e kadar genişleyen bu coğrafya, jeopolitik rekabetin merkezinde yer almaktadır. Avrasya İttifakı tartışmaları da aslında Batı merkezli NATO ve AB bloklarına alternatif bir güç merkezinin inşası çabalarıyla ilgilidir.
ABD ve AB’nin Rusya, İran ve kısmen Çin’e yönelik yaptırımları, bu ülkeleri Batı dışı alternatif ekonomik-finansal mekanizmalar geliştirmeye yöneltmiştir. Avrasya İttifakı fikri, Batı’nın baskı politikalarına karşı “birlikte direnme” motivasyonu taşımaktadır. Avrasya, enerji kaynakları açısından zengindir. Rusya’nın doğalgazı, Orta Asya’nın petrolü ve Hazar havzasının enerji rezervleri Çin ve Avrupa pazarları için hayati öneme sahiptir. “Kuşak ve Yol Girişimi” (BRI), Orta Koridor, Kuzey-Güney Ulaşım Hattı gibi projeler, Avrasya’nın bütünleşme ihtimalini artırmaktadır. ABD’nin NATO üzerinden genişleme stratejisi, Ukrayna krizi, Afganistan sonrası Orta Asya güvenlik boşluğu, terörizm ve sınır aşan tehditler, Avrasya ülkelerini kolektif güvenlik arayışına itmektedir.
Çok Kutupluluk ve Yeni Güç Arayışları
Çin’in yükselişi, Hindistan’ın bölgesel rolü, Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya’daki etkinliği çok kutuplu düzeni beslemektedir. Bu bağlamda Avrasya İttifakı, küresel siyasette “3. kutup” iddiası taşıyabilir. Rusya, Avrasya İttifakı’nın güvenlik ayağının merkezinde yer alabilir. Ancak Ukrayna savaşı sonrası Batı ile köprülerin atılması, Moskova’yı daha fazla Avrasya merkezli arayışlara yöneltmiştir. Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği tecrübesi bu açıdan önemlidir. Çin, ekonomik motor rolünü üstlenebilir. Kuşak-Yol Girişimi, Asya Altyapı Yatırım Bankası ve finansal kapasitesi ile Avrasya İttifakı’nın ekonomik omurgasını sağlayabilir. Ancak Pekin’in aşırı baskın rolü, diğer aktörlerde tedirginlik yaratabilir. Türkiye, NATO üyesi olmasına rağmen son yıllarda “Avrasyacı açılım” göstermektedir. Türk Devletleri Teşkilatı üzerinden Orta Asya’ya bağlanan Ankara, Orta Koridor sayesinde Çin ve Avrupa arasında köprü işlevi görebilir. Türkiye’nin esnek çok yönlü dış politikası ittifak için stratejik değere sahiptir.
Yaptırımlar nedeniyle Batı ile sorunlu ilişkiler yaşayan İran, Avrasya İttifakı’na güvenlik ve enerji boyutunda katkı sunabilir. Şanghay İş Birliği Örgütü’ne tam üyeliği bu sürecin işareti olarak görülebilir. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan; hem enerji kaynakları hem de stratejik geçiş güzergâhlarıyla ittifakın merkezinde yer alabilir. Ancak bu ülkeler denge politikası yürütmekte ve Çin-Rusya rekabetinden çekinmektedir.
Çin ve Rusya’nın öncülüğünde kurulan ŞİÖ, güvenlik merkezli bir platformdur. Avrasya İttifakı, ŞİÖ’nün genişletilmiş versiyonu olabilir. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS, küresel ekonomik alternatif üretmektedir. Avrasya İttifakı, BRICS ile entegre olabilir veya Avrasya merkezli BRICS-altı rolü üstlenebilir. Rusya’nın girişimi olan bu birlik, ekonomik entegrasyon hedeflemektedir. Ancak sınırlı kaldığı için Avrasya İttifakı daha geniş bir perspektif sunabilir. Avrasya İttifakı’nın kültürel ve tarihi boyutunu güçlendirecek en önemli oluşumdur. Türk Dünyası, ittifakın yumuşak güç kaynağını sağlayabilir.
Avrasya İttifakı, doğalgaz ve petrol hatları üzerinden küresel enerji piyasasında yeni bir güç oluşturabilir. Çin pazarına Rusya ve Orta Asya enerjisi daha rahat akabilir. Dolar hegemonyasına karşı yerel para birimleriyle ticaret, dijital para sistemleri ve alternatif ödeme mekanizmaları (örneğin BRICS’in geliştirdiği bankacılık sistemi) ittifakın ekonomik bağımsızlığını artırabilir. Avrasya’da demiryolu, kara yolu ve deniz yolu yatırımları ittifakı güçlendirebilir. Kuşak-Yol ile Orta Koridor’un entegrasyonu kritik önem taşır.
Avrasya İttifakı, NATO’ya karşı doğrudan bir askerî blok mu olacak, yoksa daha gevşek bir güvenlik iş birliği mi? Rusya’nın askerî kapasitesi ittifaka caydırıcılık sağlayabilir. Çin’in teknolojik ve ekonomik desteği önemlidir. Türkiye’nin NATO üyeliği ittifaka esnek bir köprü rolü sunabilir. Ortak tatbikatlar, savunma sanayii iş birliği ve terörle mücadele mekanizmaları gündeme gelebilir.
Avrasya İttifakı yalnızca ekonomik veya güvenlik temelli değil, aynı zamanda bir medeniyet projesi olarak da görülebilir. Avrasyacılık ideolojisi (özellikle Rusya’da Aleksandr Dugin’in etkisiyle) Batı karşıtı jeopolitik bir vizyon sunmaktadır. Türk Dünyası’nın kimlik vurgusu, İslam dünyasının desteği, Çin’in Konfüçyüsçü söylemi birleşerek farklı bir ideolojik çerçeve oluşturabilir. Ancak bu çeşitlilik, aynı zamanda ittifakın en büyük zorluğu olabilir.
Avrasya İttifakı, Batı’ya karşı doğrudan meydan okuma mı olacak, yoksa tamamlayıcı bir alternatif mi? Bu sorunun cevabı ittifakın geleceğini belirleyecektir. Muhtemelen Avrasya İttifakı, başlangıçta Batı karşıtı değil “Batı-dışı” bir seçenek olarak konumlanacaktır. Ancak Ukrayna savaşı, Tayvan krizi, enerji rekabeti gibi gelişmeler bu dengeyi değiştirebilir.
Avrasya İttifakı, günümüz uluslararası ilişkilerinde dikkatle izlenmesi gereken bir gelişmedir. Henüz tam anlamıyla kurumsallaşmış bir blok olmasa da, mevcut eğilimler, enerji koridorları, güvenlik kaygıları ve Batı’ya alternatif arayışları bu fikri giderek daha somut hale getirmektedir. Ancak ittifakın başarılı olup olmayacağı, büyük güçler arasındaki dengelerin yönetilmesine, Orta Asya ülkelerinin bağımsızlık hassasiyetine ve Batı ile ilişkilerin seyrine bağlıdır. Bu nedenle Avrasya İttifakı, şimdilik “potansiyel” bir bölgesel bloktur; gelecekte ise çok kutuplu dünya düzeninin temel taşlarından biri olma ihtimali vardır.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)