MUSTAFA TATCI
Aşkla doğan diri, aşksız olan ölüdür. Aşk ile dirilenler mâşûkun burcunda doğanlardır. Mâşûkun bedeni arzda manası arştadır. Bakınız ne güzel buyuruyor: Yûnus ölürse ne gam aşk içinde kardaşlar Aşk yoluna...
Vakti zamanında doksan yaşına gelen azizlerden birisi son demlerindeki sohbetlerinde: -Evlatlar ben bir evleneceğim ya…der, sohbetine devam edermiş. Dervişan anlamayıp mürşidimiz ne demek istiyor acaba diye hayret ederlermiş. O günlerde...
1. Ey Türk! Bu yerlerden geçme bîgâne Eğer mâlik isen pâk bir vicdâna Bunun ulviyyeti sığmaz beyâna Çanakkale dayip atma yabana (Ey Türk! Eğer temiz bir vicdana sahipsen Bu yerlerden...
Gördüm Nûh’un gemisin girdim anın içine Buldum anda necâtı korkmadım tûfâneden “Nûh’un gemisini gördüm, onun içine girdim. Onda Tûfândan korkmadım ve kurtuluşa erdim.” Evvela şunu bilmek icap eder. Kur’ân-ı Kerîm’de...
Sene 1972. Beş seneden beri telef-i nefs için riyazat halinde. Gündüzleri Valilikte hizmetli kadrosundaki işine, geceleri tevhidin başına… Günü gelince Efendi hazretleri buyurur: Sen hastasın git bir görün. Ne...
Bakınız kemali ne diyor: 1. Bülbül-i gülzâr-ı aşkım başka gülzâr istemem Tâlib-i dîdâr-ı yârim ayrı dîdâr istemem (Aşk bahçesinin bülbülüyüm, başka blir bahçe istemem. Yarin yüzüne tâlibim,...
Gülâboğlu’nun şiirlerinde mahlası “Askerî”dir. O bu mahlaslarının dışında bazen “Muhammed Gülâboğlu, Muhammed Hân, Dervîş Askerî veya Askerî Dervîş” mahlaslarını da kullanır. Bazı beyitlerinde isminden ve lakabından da bahseder: Hakîkat...
Onun sözleri “İlâhî”dir. Bunu iyi anlayalım. Ne demek ilâhî (?) Hakk’a ait söz demektir. Sözün “ilâhî” olduğu yerde nefisten, benlikten eser yoktur. İlahî nefes, kelamın kemalidir. İşte bu Türkçeyi vahiyle...
“Yûnus İslâm’ın derinliği, Türkçe’nin inceliğidir” Âşık Yûnus “Ya ben öleyim mi söylemeyince” der. Evvela şunu belirteyim: “Behey Yûnus sana söyleme derler / Ya ben öleyim mi söylemeyince” şeklindeki bu mısralar...
İnsanı yeniden inşâ etmek, zamanı ana getirmek, insanlığın fikirlerini, hayâllerini ve rüyâlarını geliştirmek, insanlığı düştüğü yerden alıp kaldırmak, onu hakka ve hakikate hazırlamak, kulluk bilinciyle donatıp Allah’a lâyık hâle getirmek… ...
Hazret-i Mısrî Bursa’ya gelince gönlüne zamân zamân İmâm-ı Bûsırî’nin Kasîde-i Bürde’sini tesbî‘ etmek arzusu düşer. Hazret-i Pîr bu eserinin nasıl yazıldığını “Mevâidü’l-İrfân” adlı eserinin on altıncı sofrasında sâdık rüyaların nübüvvetin...
Yûnus Emre, 13. yüzyılda Azerbaycan, Anadolu Rumeli sahasında Oğuz Türklerinin konuşup yazdığı yazı dilinin en önemli temsilcisidir. Türkiye Türkçesinin tarihî devresinin ilk safhasını teşkil eden ve “Eski Anadolu Türkçesi” adı...
Mûsevîlik ve Hristiyanlık sadece tenzîh ve teşbîh esasına dayandığı için sıfatlar tevhîdinde kalmış, zât tevhîdinden koku alamamıştır. Mûsevîlik Cenâb-ı Hakk’ı tenzîhte aramıştır. Bu sebeple Hazret-i Mûsâ’ya mensup olanlarda şerîat esastır....
Yıl 1699. Osmanlı, Karlofça’da Avusturya, Lehistan ve Venedik ile ayrı ayrı barış anlaşmaları imzalamıştı. Bu antlaşmadan kısa bir zaman sonra, 14 temmuz 1700 senesinde de, Rusya ile karşılıklı olarak silah...
Şeriat hakikatin elbisesidir. İnsan, şeriattaki remzî uygulamaları çözüp onun hakikatini anladığı zaman...