AZERBAYCAN –ERMENİSTAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİ

A+
A-

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, önce İstanbul’da (20 Haziran 2025) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmesi ve ardında Abu Dabi’de (10.07.2025) Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’le görüşmesi doğal olarak Azerbaycan-Ermenistan arasında yakında barış anlaşmasının imzalanacağı ve Zengezur Koridorunun yakında açılabileceği yorumuna neden oldu. Bilindiği üzere İstanbul ziyareti sırasında Türkiye’deki Ermeni toplumu ile bir araya gelen Paşinyan’ın, Türkiye’nin “Büyük Turan” hedefiyle ilgili iddialara, “Gelsinler, geçsinler – bunda ne kötülük var. Zaten biz bunu teklif ediyoruz. Doğudan batıya, kuzeyden güneye gitmek istiyorlar. Biz de diyoruz ki: Gidin – sorun ne? Neden gitmesinler?” şeklindeki cevabı Ermenistan’ın normalleşmeye başladığı ve Zengezur Koridorunun açılmasına yeşil ışık yaktığı şeklinde yorumlanmıştır. Aliyev’le yapılan görüşme sonrasında Paşinyan’ın Azerbaycan ile anlaşma Anayasa Mahkemesinden geçmezse anayasa değişikliğine gitmeyi planlandığı yönündeki açıklama ise ezbereyi bozan bir açıklama oldu.

Bilindiği üzere Ermenistan anayasasının girişinde atıfta bulunulan Ermenistan Bağımsızlık Bildirgesi’ne göre Karabağ hukuken Ermenistan toprağı olarak kabul edilmektedir. Bu husus Bildirgede “Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yüksek Konseyi ve Dağlık Karabağ Ulusal Konseyi’nin 1 Aralık 1989 tarihli ‘Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ve Dağlık Karabağ’ın yeniden birleşmesi hakkında’ ortak kararı temelinde, demokratik ve hukuki bir devlet kurmayı amaçlıyor.” şeklinde ifade edilmektedir. O nedenle Azerbaycan diplomasisinin yorumu “Anayasasında Azerbaycan’a karşı toprak iddiası olan bir ülkeyle Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tanınmasına ilişkin imzalanan bir anlaşma hukuken geçerli olamaz.” şeklindedir. Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev de, “Barış anlaşmasının temel şartı Ermenistan anayasasının değiştirilmesidir. Çünkü orada Azerbaycan’a karşı toprak iddiaları yer alıyor ve bu gerçekleşmeden barış anlaşması imzalanmayacak” şeklindeki görüşünü birçok platforma dile getirmişti. İşin özü barış görüşmesi bu hususta kilitlenmişti.

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz Mart ayında, barış anlaşmasıyla ilgili görüşmelerin tamamlandığını duyurarak belgenin imzalanmaya hazır olduğunu kaydetmişti. Bakü bu bilgiyi doğrulamıştı. Bununla birlikte Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Erivan’dan AGİT Minsk Grubu’nun feshini ve Ermenistan Anayasası’ndan ‘toprak iddialarını’ çıkarmasını talep ettiklerini açıklamıştı. Buna karşın Paşinyan, Anayasa Mahkemesi’nin Azerbaycan’la varılan barış anlaşması metninin anayasaya uygun olmadığına karar vermesi durumunda reformlar başlatacağını söyleyerek anlaşmanın imzalanması gerektiği yönünde beyanat vermişti.

Peki, bugüne kadar barış anlaşmasının imzalanması ve Zengezur koridorunun açılması konusunda zikzak çizen Paşinyan neden çark etti? Kanaatimce gelişen iç ve dış konjontür Paşinyan’ı böyle bir politikaya zorladı. Hali hazırda Paşinyan’ın elinde kalan tek makul seçenek Türkiye ile Azerbaycan’la normalleşmek ve yalnızlıktan kurtulmak üzere Zengezur Koridorunu açarak bölgesel entegrasyon içinde yer almaktır. O nedenle Paşinyan, Ermenistan’ın geleceğini güvence altına almak, Batı ile ilişkileri derinleştirmek, ekonomiyi canlandırmak ve jeopolitik yalnızlıktan çıkmak amacıyla Azerbaycan’la barışa yönelmek zorunda kalmıştır. Bu yönelim, aynı zamanda Ermenistan’ın güvenlik paradigmasında ve dış politika önceliklerinde ciddi bir dönüşüm anlamına gelmektedir.

Herşeyden önce ülkedeki muhalefetin, geleneksel elitlerin ve Kilisenin baskısıyla karşı karşıya kalan Paşinyan, Barış anlaşması sürecini başarıyla yöneterek, hem uluslararası arenada hem de içeride bir “barış lideri” kimliğiyle meşruiyetini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Diğer taraftan savaş sonrası ekonomik toparlanma Ermenistan için büyük bir öncelik haline gelmiştir. Azerbaycan’la barış ve Türkiye ile normalleşme, bölgesel ulaşım hatlarının açılması anlamına gelmektedir. Bu da dış ticaret ve yatırımlar açısından kritik bir unsurdur. Bu durumda en kazançlı çıkacak ülkelerden biri de kuşkusuz Ermenistan’dır. Kaldı ki, Karabağ Savaşı sonrasında askeri seçenekleri fiilen tükenmiş durumda Ermenistan, bu karşın Karabağ’daki tüm topraklarını fiilen kontrol altına alan Azerbaycan’a karşı savaşacak durumda değildir. Bu duruma karşı Paşinyan, statükoyu zorlamaktansa, barış yoluyla daha az zararla süreci sonlandırmak isteyerek realist davranmayı tercih etmek zorunda kalmıştır. Ayrıca 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı sonrasında Rusya’da yeterince destek görmeyen ve bu nedenle Moskova’ya olan güvenini ciddi şekilde sarsılan Ermenistan yönetimi, Azerbaycan’la sorunlarını çözerek Batı ile daha yakın ilişkiler kurmayı istemektedir.

Gelelim Abu Dabi görüşmesine….Görüşme sonrası yapılan resmi açıklama Abu Dabi’de yapılan görüşmenin yapıcı atmosferde geçtiği ve güven artırıcı önlemler ile ikili görüşmelerin devam ettirilmesi yönünde anlaşmaya varıldığı, görüşmede Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden barış sürecinin ana başlıkları ele alındığı, taraflar, sınırların belirlenmesi, Zengezur Koridoru’nun açılması ve geliştirilmesi, barış anlaşmasının paraflanması gibi konularda kapsamlı ve derinlemesine görüş alışverişinde bulundu, yapıcı atmosferde geçen görüşmede, temasların ve müzakerelerin hem çeşitli çalışma grupları, hem de daha üst siyasi düzeylerde davam ettirilmesi konusunda genel mutabakat sağlandığı şeklindeydi.

Anlaşılan o ki, üçüncü ülkelerin müdahalesi olmadıkça, yakın zamanda Azerbaycan-Ermenistan arasında barış metnin imzalanması ve Zengezur Koridorunun açılmasını beklenebilir. Ama bölgesel ve küresel bazı güçler bundan oldukça rahatsız…Bir taraftan son dönemlerde Rusya’nın Azerbaycan karşı izlediği politika, diğer taraftan durmaksızın Fransa’nın provokasyon ve kışkırtmacı politikası umarım ki bu olumlu gelişmeyi baltalamaz ve vesayetçi ülkeler olmaksızın da sorunların taraf ülkelerce çözülebileceğini tüm dünya görür.

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın