AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN BARIŞ GÖRÜŞMELERİ: ABU DABİ

A+
A-

2025 yılının Temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi, Güney Kafkasya’nın iki ana aktörü olan Azerbaycan ve Ermenistan arasında önemli bir diplomatik görüşmeye ev sahipliği yaptı. Uzun yıllardır süregelen çatışmalar, özellikle 2020 Karabağ Savaşı ve 2023 sınır gerilimlerinden sonra her iki ülke arasında derin krizler yaratmıştı. Ancak bu görüşmeler, barış süreci açısından yeniden umut doğurdu.

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkiler, 1990’lardan bu yana Karabağ meselesi etrafında şekillendi. 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı ile Azerbaycan, Ermenistan’ın işgali altındaki Karabağ topraklarının büyük kısmını geri aldı. 2023’te ise Azerbaycan, Karabağ’da Ermeni silahlı gruplara karşı düzenlediği ‘‘antiterör operasyonu’’ ile bölgedeki Ermeni silahlı varlığına son vererek hakimiyetini sağladı.

Bu gelişmeler Ermenistan’da büyük bir iç siyasi kriz yaratırken, Azerbaycan ise zafer sonrası bölgesel diplomatik üstünlük kazandı. Ancak taraflar arasında kapsamlı bir barış anlaşması imzalanamadı. Özellikle sınır çizgileri, ulaşım koridorları ve egemenlik konuları çözülmeden kaldı. Bu ortamda, taraflar üçüncü ülkelerin arabuluculuğuna ihtiyaç duydu. Abu Dabi görüşmeleri işte bu bağlamda gündeme geldi.
Abu Dabi’daki Görüşmelerinin Gündemi
Görüşmeler, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ev sahipliğinde ve ABD ile AB’nin dolaylı desteğiyle gerçekleşti. Taraflar, Sovyet dönemine ait haritalar temelinde sınırların netleştirilmesi sürecini masaya yatırdı. Özellikle Tavuş ve Zengezur bölgeleri etrafında teknik sınır belirleme komisyonlarının yeniden çalışmaya başlaması konusunda uzlaşı sağlandığı bildirildi.

Azerbaycan’ın Nahçıvan’a doğrudan kara bağlantısı sağlayacak Zengezur Koridoru, görüşmelerin en hassas başlıklarından biriydi. Ermenistan bu koridorun ‘‘egemenliğini tehdit edebileceği’’ gerekçesiyle karşı çıkarken, Azerbaycan bunun bölgesel entegrasyon için kaçınılmaz olduğunu savundu. Abu Dabi’de taraflar bu konuda teknik çalışmaların devamı konusunda prensipte anlaştı. Görüşmelerde, 2023’ten bu yana üzerinde çalışılan kalıcı barış anlaşmasının maddeleri de gözden geçirildi. Özellikle karşılıklı toprak bütünlüğünün tanınması, saldırmazlık ilkesi, diplomatik ilişkilerin kurulması ve büyükelçiliklerin açılması gündeme geldi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu sürece dahil olması dikkat çekicidir. BAE, son yıllarda Orta Doğu’da “diplomasi merkezi” haline gelme stratejisi izlemekte ve tarafsız bir arabulucu profili çizmektedir. Ayrıca hem Azerbaycan ile hem de Ermenistan ile iyi ekonomik ilişkileri bulunmaktadır.

Ayrıca, BAE’nin enerji diplomasisi üzerinden Güney Kafkasya’daki etkisini artırmak istediği açıktır. Özellikle Transkafkasya üzerinden Asya ile Avrupa arasındaki enerji ve ulaşım hatlarının güvenliği, Abu Dabi için stratejik önem taşımaktadır.

Görüşmelerin Uluslararası Yankıları
Abu Dabi’deki görüşmeler, sadece bölge ülkeleri değil, aynı zamanda büyük güçler tarafından da yakından izlendi. Rusya, geleneksel olarak Güney Kafkasya’da Ermenistan’ın müttefiki olarak bilinir. Ancak 2022’de Ukrayna savaşına saplanan Moskova’nın bölgedeki etkinliği azalmıştır. Abu Dabi görüşmelerine doğrudan dahil olmayan Rusya, gelişmeleri “temkinli iyimserlikle” takip etti. Kremlin sözcüsü Peskov, “Barış yönünde atılan her adımı destekleriz” açıklaması yaptı. Washington ve Brüksel, süreci destekledi ve “olumlu bir adım” olarak niteledi. ABD Dışişleri Bakanlığı, tarafların diyalog kurmasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Avrupa Birliği ise Ekim 2025’te yapılması planlanan yeni Brüksel görüşmeleri için zemin oluştuğunu açıkladı. Türkiye, Abu Dabi görüşmelerini desteklediğini açıkladı. Ankara, Azerbaycan’ın yanında dururken, bölge barışı için Ermenistan’la normalleşmeyi de teşvik ediyor. İran ise Zengezur Koridoru konusundaki çekincelerini yineledi. Tahran, bu koridorun kendi jeopolitik çıkarlarını zedeleyebileceğini savunuyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2025’in başlarında yaptığı açıklamalarda Azerbaycan ile barıştan yana olduğunu açıkça beyan etmişti. Ancak muhalefet ve diasporadaki bazı çevreler, bu süreci “teslimiyet” olarak yorumluyor.

Paşinyan, Abu Dabi dönüşü yaptığı açıklamada, “Kendi halkımız için kalıcı barışı sağlamak tarihi sorumluluğumuzdur” dedi. Ancak Erivan’da yapılan bazı protesto yürüyüşleri, halkın bir kesiminin bu sürece kuşkuyla yaklaştığını gösteriyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, görüşmeleri “kararlı ve yapıcı” olarak niteledi. Aliyev, “Barış istiyoruz ama eşit koşullarda” mesajı verdi. Azerbaycan, Karabağ zaferinden sonra masadaki konumunu güçlendirdi. Barışın sağlanması, diplomatik bir süreç gerektiriyor. Azerbaycan saha da kazandığı başarısını diplomasi masasında da göstermeye çalışıyor.
Abu Dabi görüşmeleri, Bakü’nün diplomasiye verdiği önemi ve küresel oyuncu olma hedefini yansıtıyor. Abu Dabi görüşmeleri nihai bir çözüm üretmemiş olsa da, tarafların diplomatik zemin üzerinde kalmaya kararlı olduklarını gösterdi.

Azerbaycan ile Ermenistan arasında 30 yılı aşkın süredir devam eden çatışmalı süreç, Abu Dabi görüşmeleri ile yeni bir aşamaya girmiştir. Tarafların diplomatik diyaloga açık olduklarını göstermeleri, Güney Kafkasya’nın geleceği açısından umut verici olsa da, bu sürecin başarıya ulaşması ciddi siyasi irade ve dış destek gerektirmektedir.

Abu Dabi görüşmeleri, tam anlamıyla bir dönüm noktası olmasa da, barışa giden yolun taşlarını döşeyen kritik bir adımdır. Tarafların karşılıklı güveni artırması, uluslararası toplumun desteğini kaybetmemesi ve iç siyasi dengeleri iyi yönetmeleri halinde, kalıcı barış mümkün olabilir.

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın