Bağımlılık ve Dopamin Etkisi: Beynimizin Ödül Sistemi Nasıl Ele Geçiriliyor?

A+
A-

Bağımlılık, bir irade eksikliği değildir. Aslında beynimizin doğal çalışmasını bozan, karmaşık ve güçlü bir süreçtir. Beynimiz, bizi hayatta tutmak ve iyi hissettirmek için bir ödül sistemiyle çalışır. Yemek yediğimizde, bir başarı kazandığımızda ya da sevdiklerimizle vakit geçirdiğimizde “dopamin” adı verilen bir hormon salgılanır. Bu horman bize mutluluk ve tatmin duygusu verir. Ancak bazı maddeler ve davranışlar, dopamin salınımını doğal yollarla elde edilemeyecek kadar fazla artırarak beynimizi adeta kandırır. Bu durum, kişinin sürekli olarak aynı maddeyi ya da davranışı tekrar etmesine neden olur. Ve kişi bu nedenle bağımlı olur.

Dopamin, beynimizin “ödül kimyasalı”dır, (Hormonudur). Doğal yollarla salgılandığında bizi mutlu eder, motive eder. Fakat bazı maddeler dopamin seviyesini doğal sınırların çok çok üstüne çıkarır. Bu yoğun “iyi hissetme” hali, beynin bu maddeye kilitlenmesine yol açar. Beyin, bir süre sonra doğal yollarla gelen mutlulukları yetersiz bulmaya başlar. Artık sadece o madde ya da davranış kişiyi tatmin eder hale gelir. Hayatın doğal akışında var olan insani tüm mutluluklar görünmez bir hâl alır.

Hangi Maddeler Dopamini Ne Kadar Artırıyor?

Dopamin artışının seviyesi, bağımlılığın gücünü anlamamıza yardımcı olur. Doğal bir ödül (örneğin yemek yemek) 1 birim dopamin salgılatıyorsa, bazı maddeler ve davranışlar bunu onlarca, hatta yüzlerce kat artırabilir:

  • Metamfetamin: Dopamin seviyesini 1000 katına kadar çıkarabilir. Bu madde, çok güçlü bir bağımlılık yaratır.
  • Kokain: Dopamini 300–400 kat artırır. Etkisi kısa sürse de, yoğunluğu nedeniyle tekrar kullanma isteği doğurur.
  • Nikotin (sigara): 150–200 kat dopamin artışı sağlar. Bu yüzden bırakması zordur.
  • Alkol: 100–200 kat arasında dopamin salınımı yaratabilir. İlk içimlerde keyif verici etki yaratsa da zamanla bağımlılığa dönüşebilir.
  • Opioidler (eroin vb.): Hem dopamini artırır hem de ağrıyı azaltır. Bu ikili etki, bağımlılığı derinleştirir.
  • Esrar (THC): 50–100 kat arasında dopamin etkisi vardır. Hafif gibi görünse de uzun vadede bağımlılık yaratabilir.
  • Şeker ve işlenmiş gıdalar: Yaklaşık 50 kata kadar dopamin artışı sağlayabilir. Bu nedenle “duygusal yeme” gibi davranışlar gelişebilir.
  • Davranışsal bağımlılıklar (oyun, sosyal medya, pornografi): Madde içermese de 50 kata kadar dopamin artışı sağlayabilir. Özellikle gençlerde bağımlılık benzeri alışkanlıklar oluşabilir.

Bağımlılık Neden Bu Kadar Güçlü?

Sadece dopamin miktarı değil, başka faktörler de bağımlılığı güçlendirir:

Etki süresi: Bazı maddeler çok hızlı etki eder. Bu, kişinin tekrar tekrar kullanmasına yol açar.

Yoksunluk belirtileri: Madde bırakıldığında dopamin düşer. Bu da huzursuzluk, kaygı, depresyon gibi belirtiler yaratır.

Beyinde kalıcı değişiklikler: Uzun süreli kullanım, beynin doğal dengelerini bozar. Kişi artık sevdiği şeylerden bile keyif alamaz hale gelir.

Bağımlı Olan Biri Bu Bilgileri Neden Bilmeli?

Çünkü bağımlılık, bağımlı bireyin iradesiz olduğu anlamına gelmez. Beyin, hormonlar tarafından ele geçirilmiştir. Ama bu durum geri döndürülebilir. Beyin, yeniden dengelenebilir. Profesyonel destek, tedavi, sağlıklı alışkanlıklar ve zamanla bu durumun üstesinden gelmek mümkündür. Bu süreçte bağımlı bireye kızmak yerine, süreci anlamaya ve ona destek olmaya çalışılmalıdır.

Bağımlı yakınlarının bilmesi neden önemlidir?

Eğer çocuğunuz, bir yakınınız bağımlıysa, yaşadıklarını anlamak sizin için çok zordur. Ancak bilin ki çocuğunuzun yaşadığı durum bir zayıflık değil, bir beyin hastalığıdır. Onu suçlamak, utandırmak ya da tehdit etmek işe yaramaz. Sabırlı olmak, anlamaya çalışmak ve destek aramak en doğru yoldur. Unutmayın, çocuğunuzun da bu durumdan kurtulmak için size ihtiyacı var. Ama önce onun beyninde neler olduğunu anlamalısınız. Bağımlılık, beynimizin doğal işleyişinin bozulmasıyla ortaya çıkan ciddi ama tedavi edilebilir bir durumdur. Dopamin sistemi, bu sürecin merkezindedir. Ancak her zaman bir çıkış yolu vardır. Bilgi, anlayış ve sevgiyle hareket etmek hem bağımlı birey hem de ailesi için iyileşmenin anahtarıdır. Çocuğunuzun bu durumdan çıkabileceğine inanın. Ama önce siz anlayın, sonra onun anlamasına yardımcı olun. Değişim mümkündür, dopamini anlamak bağımlılığı anlamaktır…

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın