DışiÅŸleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’da Katar DışiÅŸleri Bakanı Åžeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-Thani ile ortak basın toplantısında konuÅŸtu. Bakan Fidan, Katar temaslarına iliÅŸkin, “Türkiye ve Katar arasındaki stratejik koordinasyon sadece iki ülke arasındaki iliÅŸkileri ileriye taşımada deÄŸil, aynı zamanda bölgeye, bölge istikrarına, bölge kalkınmasına, bölge güvenliÄŸine katkıda bulunması açısından da fevkalade önemli diye düşünüyoruz. Türkiye ile Katar arasındaki iliÅŸkiler Sayın CumhurbaÅŸkanımız ve Sayın Emir arasındaki liderlik iliÅŸkisi ve stratejik deÄŸerlere dayanan dostluk iliÅŸkisinden dolayı her geçen gün daha ilerliyor. Stratejik ortaklığımız hem bölgeye hem ülkelerimize güçlü destek veriyor, somut sonuçlar üretiyor” dedi.
“Gelinen aÅŸamada İsrail’in barışa zorlanması ÅŸarttır”
Türkiye ile Katar arasındaki ikili ticaret hacminin gün geçtikçe arttığını belirten Fidan, “Savunma sanayii alanındaki iliÅŸkilerimiz ve iÅŸ birliÄŸimiz de gittikçe ilerliyor. Aynı zamanda küresel ve bölgesel meselelerde de yakın istiÅŸare içerisinde olmaya devam ediyoruz. Sayın CumhurbaÅŸkanımız ve Sayın Emir’in ortaya koyduÄŸu ilkeli ve kararlı bir dış politika anlayışı var. Bu çerçevede bölgemizde barışın, istikrarın ve refahın teÅŸhisi için çaba harcıyoruz” diye konuÅŸtu.
Bugünkü toplantının gündeminin ilk maddesinin Gazze olduÄŸunu kaydeden Fidan, “İsrail, Filistinlere soykırım uygularken aynı zamanda uluslararası hukuku ve insanlık vicdanını da katletmekte. Gazze’ye yaklaşık 2 aydır yardım gitmemekte. İnsani trajedi bütün dünya kamuoyunun gözü önünde cereyan etmekte. Gazze’deki vahim durum karşısında önceliklerimiz nettir: AteÅŸkesin bir an evvel yeniden saÄŸlanması, insani yardımların kesintisiz biçimde Gazze’ye ulaÅŸtırılmasını, İsrailli rehinelerin ve Filistinli tutukluların karşılıklı takasının gerçekleÅŸmesini amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Filistin tarafının kapsamlı ve kalıcı bir ateÅŸkes saÄŸlanmasına hazır olduÄŸunu söyleyen Fidan, “Gelinen aÅŸamada İsrail’in barışa zorlanması ÅŸarttır. Uluslararası toplumun bu noktada sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Katar’a bu konuda özellikle ortaya koyduÄŸu çabadan dolayı çok teÅŸekkür ediyorum. Özellikle deÄŸerli dostumun Sayın Emir’in de talimatlarıyla yerine getirdiÄŸi bu görevde ortaya koyduÄŸu ÅŸahsi mesai ve çaba için ayrıca çok teÅŸekkür ediyorum. Gerçekten bölge olarak kendisine de teÅŸekkür borçluyuz. Aynı zamanda Mısırlı kardeÅŸlerimize ve bu konuda çaba harcayan bütün paydaÅŸlara teÅŸekkür ediyoruz” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Önceliklerinin bir an önce ateÅŸkesin hayata geçtiÄŸini görmek ve insani yardımların baÅŸlaması olduÄŸunu aktaran Fidan, “Biz bu noktada desteÄŸimizi yürüyen bu çabalara vermeye devam edeceÄŸiz. Filistin meselesinde kalıcı ve adil çözümün anahtarı iki devletli çözümdür. Antalya’da düzenlediÄŸimiz İslam İşbirliÄŸi TeÅŸkilatı ve Arap Ligi Gazze Temas Grubu Toplantısı’nda bu vizyonu hep beraber bir kez daha teyit etme imkanımız oldu. İki devletli çözüm temelinde Filistin ve İsrail halklarının barış içinde, güvenli ve müreffeh biçimde yaÅŸaması için çabalarımızı sürdürmeye devam edeceÄŸiz. Filistin’in haklı davasını inÅŸallah var gücümüzle devam edeceÄŸiz” dedi.
“Bu iÅŸ birliÄŸimizi Suriye’nin yeniden inÅŸasına yönelik somut projelerle inÅŸallah devam ettiriyoruz”
Görüşmede Suriye’deki durumu da ele aldıklarını bildiren Fidan, “Suriye’de istikrar ve güvenliÄŸin tesis edilmesi, bölgesel barış için acil bir zorunluluktur. Bu hedefe ancak bölge ülkelerinin yakın iÅŸ birliÄŸi ile ulaÅŸabiliriz. Suriye’de ihtilafın başından itibaren Katarlı dostlarımızla birlikte çözmeye çalıştık. Bu konuda zaten yıllardır devam eden yoÄŸun bir yakın koordinasyonumuz var. Suriye halkının acılarını dindirmek ve ülkenin kalıcı istikrara kavuÅŸması için beraberce çaba gösterdik. Bu iÅŸ birliÄŸimizi Suriye’nin yeniden inÅŸasına yönelik somut projelerle inÅŸallah devam ettiriyoruz. Yürürlükte olan yaptırımların Suriye’de istikrarın saÄŸlanmasını engellediÄŸi ortada. Bu yaptırımların bir an önce kaldırılması için yine hem Türkiye hem Katar hem ayrı ayrı hem beraber diÄŸer paydaÅŸlarla beraber uluslararası ve bölgesel platformlarda çaba göstermekteyiz. Görüşmelerimizde bu konuda neler yapabiliriz, bunları da ele aldık. Suriye yönetimine saÄŸlayabileceÄŸimiz ilave destek üzerinde durduk. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliÄŸine baÄŸlılığımızı yineledik” diye konuÅŸtu.
Suriye’deki terör unsurlarının tamamen temizlenmesi gerektiÄŸine vurgu yapan Fidan, “Suriye halkı uzun yıllardır çok büyük acılar çekti. Bizler Suriyelilerin geleceÄŸe umutla baktıkları bir yarının inÅŸa edilmesine katkı saÄŸlamaya devam edeceÄŸiz. Bugünkü görüşmelerimiz stratejik ortaklığımızın ne denli saÄŸlam temellere dayandığını bir kez daha ispatlamıştır. Bölgemizin içinden geçtiÄŸi zorlu dönemde sorunları sahiplenmeli, dayanışma göstermeli ve ortak çaba harcamalıyız. Türkiye olarak Katar’la yakın diyalog ve eÅŸ güdümümüzü önümüzdeki dönemde de inÅŸallah sürdüreceÄŸiz. Bölgesel barış ve kalkınma vizyonumuzu hayata geçireceÄŸiz” ifadelerini kullandı.
“Suriye’de terör örgütlerinin devam etmesini saÄŸlayacak hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz”
Suriye’deki geliÅŸmeleri yakından takip ettiklerini söyleyen Bakan Fidan, “Öncelikle ÅŸunu söylemek istiyorum, bizim Suriye ile ilgili prensiplerimiz, yaklaşımlarımız ortada. Bunlar aslında hem bölgenin sahiplendiÄŸi hem de küresel ölçüde sahiplenen temel öncelikler ve deÄŸerler. Birincisi biz Suriye’nin toprak bütünlüğünü hedef alan hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Suriye’nin egemenliÄŸini zedeleyecek olan hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Suriye’de merkezi otorite dışında silah taşıma imkanı verecek olan hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Suriye’de terör örgütlerinin devam etmesini saÄŸlayacak hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Suriye’nin geliÅŸmesini engelleyecek, halkın kalkınmasını engelleyecek hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Suriye’deki vatandaÅŸların anayasal garanti temelinde eÅŸit, hak ve özgürlüklerden istifade edebildikleri, kendi kimliklerini, inançlarını çekinmeden güvence içerisinde ortaya koydukları bir sistemi engelleyecek hiçbir giriÅŸimi kabul etmiyoruz. Åžimdi bu prensipler çerçevesinde baktığımız zaman biz gerek o toplantı, gerek önceki toplantılar, gerek sonraki toplantılarda hep aynı tavrı ve yaklaşımı sergiliyoruz. Bizim için asıl olan saydığımız ilkeler çerçevesinde Suriye’nin egemenliÄŸini koruyarak toprak bütünlüğünü muhafaza ederek, Saygın Kalkınmış müreffeh bir devlet olarak bölgede ve uluslararası camiada yerini almasıdır” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Suriye’deki her türlü etnik dini mezhepsel bölücülüğün karşısında olduklarını söyleyen Fidan, “Beraber anayasasını hazırlayacak olan ve Suriye yönetiminin ülkedeki Kürt, Hıristiyan, Sünni, Nusayri, Türkmen, Arap, Dürzi, bütün etnistelere ve inanç gruplarına eÅŸit imkanları saÄŸladığı bir ortamı görmek istiyoruz. Yeni yönetimin bu konudaki Çabalarının olumlu sonuç vereceÄŸine inanıyoruz. Bu noktada olumlu adımlar atıldığını da görüyoruz. Ama Suriye’de takdir edersiniz ki tabiri caizse sıfırdan deÄŸil her ÅŸey eksiden baÅŸlıyor. Gerçekten yeni yönetim çok dibe vurmuÅŸ bir miras almış durumda. Aynı anda birçok kronik sorunu yönetmek durumunda. Biz Katar’la da bugün konuÅŸtuk. Ülkedeki bölgedeki diÄŸer ülkelerle bir araya gelerek, sadece terörle mücadele deÄŸil, diÄŸer kalkınma konuları ekonomi konuları yaptırım konuları İyi yönetiÅŸim konuları bütün bunlardan neler yapabiliriz, onu ele alıyoruz. Bunların aynı anda hayata geçmesi gerekiyor ama Suriye’nin içinde bulunduÄŸu durumdan istifade ile birtakım amaçlarını gerçekleÅŸtirmek isteyen, Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve egemenliÄŸine de zarar vermek isteyen gruplara karşı durmaya devam edeceÄŸiz” dedi.
“DEAÅž nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır”
YPG ile Suriye’deki yönetim arasında geçtiÄŸimiz aylarda imzalanan anlaÅŸmanın hayata geçmesini beklediklerini kaydeden Fidan, “Yani bu konudaki hassasiyetimiz ortada. Aynı zamanda PKK’nın örgüt olarak yapılan çaÄŸrıya bir an önce olumlu cevap vermesini, silahları bırakmasını, bölgemizde normale dönüşün önünde engel olmaktan çıkmasını bekliyoruz. Bölgemiz yıllardır savaÅŸ, karışıklık, iÅŸgal, kan, gözyaşı ile mücadele etmekte. Artık modern zamanlarda bütün bunlardan kurtulup müreffeh, herkesin özgürlük ve güven içerisinde yaÅŸadığı, birbirine saygı duyduÄŸu, herkesin kendi kimliÄŸini, kendi inancını göğsünü gere gere taşıdığı bir sistemi inÅŸa etmek zorundayız. Aklımız var, irademiz var, becerimiz var. Bütün bunlar varken, biz aynı kısır döngüye saplanarak yolumuza devam edemeyiz” diye konuÅŸtu.
Bu durumu deÄŸiÅŸtirmenin kendilerinin elinde olduÄŸunu söyleyen Fidan, “Sadece bu noktada eski terör yöntemlerini kullanan, elinde silahla bölgedeki meÅŸhur hükümetlerin üzerine olmayı sürdüreceÄŸini düşünen aktörlerin artık sistemden çıkma zamanı geldi. DEAÅž nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır, ya kendi isteÄŸiyle barış içerisinde sulh içerisinde çıkacak ya da baÅŸka türlü çıkacak. Ama çıkacak. Dolayısıyla anın ruhu, zamanın ruhu bu imkanı vermiÅŸken, onların da inanıyorum aklını başına alıp, dikkatli ÅŸekilde düşünüp, artık bundan sonra örgütün soÄŸuk savaÅŸ döneminde ortaya koyduÄŸu hedefleri deÄŸil, bölgenin barışını, bölge insanının iyiliÄŸini esas alan bir politikaya evrilirler” ifadelerini kullandı.
“Beklentimiz, bunun Suriye’de de, Irak’ta da, İran’da da etkileri muhakkak olacaktır” diyen Fidan, “Biz her zaman için yapıcı, olumlu, insancıl deÄŸerlere dayalı, hukuka dayalı yaklaşımımızı sürdürmeye devam edeceÄŸiz. Ama karşımızda baÅŸka ülkelerin aparatı olmayı kabul eden bir yaklaşımla vekil unsur olarak karşımıza dikilen bir yapı devam ederse, bununla da Allah’ın izniyle imkanlarımız var, yeteneÄŸimiz var, CumhurbaÅŸkanımızın liderliÄŸi var, bütün gücümüzle, irademizle de mücadeleye devam ederiz. Ama bizim önceliÄŸimiz sulh içerisinde insanların hikmetle, akılla, baÅŸkasına alet olmadan hareket etmesini bekliyoruz” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
“Barışın alternatifi daha fazla kan ve gözyaşı getiren bir savaÅŸ”
Hamas’la görüşmelerin devam ettiÄŸini belirten Fidan, “Bu konuda bizim çabalarımız Katar’ın ve Mısır’ın ortaya koyduÄŸu çabaları tamamlamaya yönelik çabalar. Burada Türkiye elinden gelen yapıcı rolü oynamaya çalışıyor. Tabi ki uluslararası arenada devam eden soykırımı ve insani trajediyi önlemeye yönelik bir diplomatik çabamız varken, diÄŸer taraftan ateÅŸkesin hayata geçmesi için neler yapılabilir o konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bizim yaptığımız görüşmelerde Hamas’ın geldiÄŸi nokta itibariyle biz ÅŸunu görüyoruz. Esas itibarıyla iki devletli çözümün masada olduÄŸu bir anlaÅŸmayı Hamas’ın kolay bir ÅŸekilde kabul edeceÄŸini. Yani ortaya çıkacak bir çözümün sadece bir ateÅŸkesle sınırlı kalmaması, Gazze’yi ve diÄŸer toprakları da kapsayan kapsamlı bir çözüm modeli olması dışında, aslında bu krizin bir fırsata dönüşme imkanı da var. Biz bunu Katar ve Türkiye olarak en baÅŸtan beri söylüyorduk. EÄŸer doÄŸru çalışırsak tarafların iyi niyeti olursa, bu kriz, karşılaÅŸtığımız son kriz de olabilir. Ama bu kriz daha sonra gelecek daha büyük krizlerin öncülü de olabilir. Dolayısıyla bizim niyetimiz bu krizi bir fırsata çevirip, buradan ortaya çıkan dramı ve gözyaşını, insanlığın göz önüne alıp, ortak bir irade ile kalıcı bir çözüme ulaÅŸması” dedi.
ABD’nin ortaya koyacağı çabanın önemli olduÄŸuna vurgu yapan Fidan, “Trump’ın konuya yaklaşımı önemli. İsraillere bu konuda baskı yapılması gerekiyor. Çünkü İsrail ÅŸunu görüyor, bölgede askeri olarak ÅŸu anda tavır koyan yapı yok. Dolayısıyla yoluna devam ediyor ve bu yayılmacılık bölgeye de İsrail’e de uzun dönemde inanılmaz büyük bir risk getiriyor. Bunun ortadan kalkması için bütün diplomatik çabaların ortaya konulması lazım. DediÄŸim gibi Hamas’ın bu konuda çözümleri kabul etmede hazır olduÄŸunu görüyoruz. Bu konuda İsrail’in de Filistin Devleti’ni kabul eden bir yaklaşım içinde olması lazım. İsrail sadece kendi güvenliÄŸinden bahsediyor ama Filistin Devleti’nin varoluÅŸuna yönelik teorik de olsa bir cümle söylemiyor. Kabulün ortada olmadığı bir yerde tabii ki sorun giderek daha problematik bir hale geliyor. İnÅŸallah yani bu konuda çalışmalarımızı devam ettirirken çözüme ulaşılabileceÄŸini de umuyorum. Aksi takdirde gördüklerimiz ortada. Barışın alternatifi daha fazla belirsizliÄŸi getiren, kan ve gözyaşı getiren bir savaÅŸ. Yani imkan varken, fırsat varken barışa ulaÅŸmamız lazım” diye konuÅŸtu.
