Sadık Yalsızuçanlar Yazdı: “Canına Kıymazsan Seyahât Etme”
Neyzen Tevfik’in koşma türünde söylediği, kendine özgü bir edaya, dile/anlatıma sahip etkileyici şiirlerinden birisi de, “Hicran destânını kendinden oku!” diye başlayanıdır...
Bir yere aittir insan. Bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye…
Bekir FUAT / Yazar
Bir yere aittir insan. Bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye… Bir yere ait olmak, yaşadığın yeri benimsemek, içselleştirmek önemlidir. Çünkü insan yaşadığı yerden bakar dünyaya. Yaşadığı yere benzer.
Yaşadığımız yer ile biz oluruz.
Her biri diğerinden farklı, kendi rengi, kimliği olan şehirlerimiz nerede şimdi? Bir şehirden diğerine geçerken, bir yıldızdan bir yıldıza geçmiş kadar hayranlık duyulan şehirlerimiz nerede? Kokusu haz veren şehirlerimiz nerede?
Kayseri’ye, Erzurum’a bakın. Trabzon’a, Edirne’ye, istediğiniz yöne bakın…
Ahmet Hamdi Tanpınar bize beş ayrı şehirden bahsediyordu. Beş ayrı dünya, beş ayrı hayat… Nerede şimdi?
Şimdi önümüzde duran manzara; kültürü, tarihi görmezden gelen, dahası, tek tip insan yaratan medeniyetin tek tip şehirleridir.
İnsan yaşadığı yere benziyor. Şehrin insanı da, “pahalı zevklerin, ucuz cesaretlerin” insanına dönüşüyor.
İstanbul’u düşünün. Erenler yurdu, Sinan’ın İstanbul’u nerede? Çınarlarımız, servilerimiz, erguvanlarımız nerede?
Yalnız İstanbul mu gözlerimizin önünde eriyen? Bütün bir Anadolu birbirine benzeyen şehirlere dönüşmüyor mu?
Şehirlerin ruhu kırmızı kiremitli betonlara esir oldu.
Şehirlerimizin kendine has dokusu bir ayrıntı olarak hatırlanacak artık.
Neyzen Tevfik’in koşma türünde söylediği, kendine özgü bir edaya, dile/anlatıma sahip etkileyici şiirlerinden birisi de, “Hicran destânını kendinden oku!” diye başlayanıdır...
Prof.Dr. Nezir Akyeşilmen / Selçuk Üniversitesi Dil öncelikle bir iletişim aracı, fakat aynı zamanda gerçekleri ve hayatı inşa ve aynı zamanda yıkım aracıdır. Bu açıdan dil hem yapıcı hem de...
Mübarek ramazan ayı ve sonrasında ramazan bayramını yaşayacağımız bugünlerde, insanlar arasında güzelliklerin yaşanması, hiç kuşkusuz hepimizin en büyük dileğidir..
“Gerçek edebiyat, okurken bilgilendirir. Okuduğumuz yazı, öykü, kitap bir yumruk gibi tepemize inip bizi uyarmıyorsa, neye yarar?” Franz Kafka Akseki’nin Gödene köyü ilkokulundaki sınıf arkadaşlarımdan biri de İsmail Uzun’du....