Doç.Dr. Sıdıka Yılmaz Yazdı: Rüyaları Anlama Çabası: Rüya Mana ve Yorum
Nietzsche duygu dilinin düşüncelere dönüşebilmesi için kısmen bir çevirinin yapıldığına değinir.
Bir yere aittir insan. Bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye…
Bekir FUAT / Yazar
Bir yere aittir insan. Bir ülkeye, bir şehre, bir mahalleye… Bir yere ait olmak, yaşadığın yeri benimsemek, içselleştirmek önemlidir. Çünkü insan yaşadığı yerden bakar dünyaya. Yaşadığı yere benzer.
Yaşadığımız yer ile biz oluruz.
Her biri diğerinden farklı, kendi rengi, kimliği olan şehirlerimiz nerede şimdi? Bir şehirden diğerine geçerken, bir yıldızdan bir yıldıza geçmiş kadar hayranlık duyulan şehirlerimiz nerede? Kokusu haz veren şehirlerimiz nerede?
Kayseri’ye, Erzurum’a bakın. Trabzon’a, Edirne’ye, istediğiniz yöne bakın…
Ahmet Hamdi Tanpınar bize beş ayrı şehirden bahsediyordu. Beş ayrı dünya, beş ayrı hayat… Nerede şimdi?
Şimdi önümüzde duran manzara; kültürü, tarihi görmezden gelen, dahası, tek tip insan yaratan medeniyetin tek tip şehirleridir.
İnsan yaşadığı yere benziyor. Şehrin insanı da, “pahalı zevklerin, ucuz cesaretlerin” insanına dönüşüyor.
İstanbul’u düşünün. Erenler yurdu, Sinan’ın İstanbul’u nerede? Çınarlarımız, servilerimiz, erguvanlarımız nerede?
Yalnız İstanbul mu gözlerimizin önünde eriyen? Bütün bir Anadolu birbirine benzeyen şehirlere dönüşmüyor mu?
Şehirlerin ruhu kırmızı kiremitli betonlara esir oldu.
Şehirlerimizin kendine has dokusu bir ayrıntı olarak hatırlanacak artık.
Nietzsche duygu dilinin düşüncelere dönüşebilmesi için kısmen bir çevirinin yapıldığına değinir.
Türkiye’de geleneksel şehir, geleneksel toplumdan modern topluma geçiş hedefiyle birlikte değişmeye başlamıştır. Bu değişim, fasılalı olarak gerçekleşmiş...
Son zamanlarda, özellikle gençler, yukarıdaki kelime gruplarını ve buna benzer birkaçını daha sıkça...
Immanuel Kant, 1764’te yayınladığı “Yüce ve Güzel Olanı Hissetme Üzerine Gözlemler” adlı eserinde, Afrika siyahlarının doğadan zekâ alamadıklarını öne sürerken...