Dünya Savaşı Başlarsa İlk Tweet Kimden Gelir?

A+
A-

Yoğunluktan kendilerini arındırmak adına kafeye sığınmışlardı. Kahve resimleri ile dolu bir salonda sesler vardı kulakları tırmalarcasına. Sesler vardı anlamsız, kakafonik… Seslere ve kahveye kendilerini bırakmak istediler, hem kahveye hem de seslere dalarak. Oturdukları masanın karşısında ise dev bir ekran, ekranda havaya fırlatılan roketin arkasında bıraktığı o nemli bulutun yansımaları. Kahveleri sıcaktı, roketin ardından çıkan ateşimsi dumanın sıcaklığı gibi. Biri kahveye bakarken, diğeri rokete bakıyordu. Roketi izleyen birden sordu: dünya, savaşa hazır mı?

Kısa 20.yüzyıl iki dünya savaşını yaşadı. Bir önceki yüzyıldan neredeyse daha kısa olan yüzyılımızda gerçekten de dünya, savaşa hazır mı? Ya da daha büyük bir lokma olarak sunacağımız bir ifadeyle dünya savaşı mümkün mü? Bugün bu soru her yerde sorulur hale geldi. Sorunun kaynağında sadece bugün yaşanan İran ile İsrail arasındaki lokal bir savaş yatmıyor, sanki bir özlem, arzu, istek yatıyor. Dünyada bir savaş hazırlığının fiili olarak mümkün olmadığını ifade edebiliriz. Yaşananlardan, yapılanlardan yola çıktığımızda böyle bir sonuca ulaşmak mümkün. Ancak sadece bir tek çılgının bir anda yapabilecekleri ile her şeyin değişmesi de mümkün. Zira dünya şu anda o çılgını ekranlardan izliyor. Öncesinde tweet atıyordu; şimdi ise doğrudan konuşuyor. İlk döneminde yapabilirim diyordu, şimdi yapacağım diyor. Hiçbir şeyi gizlemiyor; doğrudan eyleme geçiriyor. Yoksa savaş gemilerinin yaşadığımız bu coğrafyada işi ne ki…Kendi ülkesinin sınırları bağlamında sorun olmasa da güvenlik adına başka coğrafyalarda ve sınırlarda ne işi olabilirdi. Evet, her şey güvenlik ve savunma adına başlatılıyor. Distopyaların temel kurgusu da güvenliktir. Güvenliğin sağlanması adına savunmaya geçilmiştir her zaman.

Genç bir Sırp’ın, kendi ülkesinin güvenliğini savunmak adına Avusturya arşidükünü silahla öldürmesi, Hitler’in Almanların güvenliğini sağlamak ve onları savunmak adına savaşa başlaması hep bu saikle bağlantılıdır. Bugün de benzer çılgının güvenlik ve savunma adına savaş başlatabileceği gün gibi ortada. Bunu durdurmak adına medeniyetin beşiğinden kimse ses çıkarmıyor, hâlbuki kafede sesler o kadar yoğun ki, insanlar konuşmak üzerine yaratıldıklarını doğrularcasına konuşuyorlar. Kafede insanlar konuşurken, Birleşmiş Milletler gibi küresel çaptaki bir kuruluş ses dahi çıkarmıyor ne gariptir ki.

Egemenin ve kuvvetlinin güçlü olduğu bir dünya sistemi meşrulaştırılıyor. Bu ağır atmosferde yaşanılan zulümlere ses çıkarmak istenildiğinde bir ülkenin ret oyu ile o sesler de hemen kısılıyor. Görüntüler ve sesler haykırıyor ellerden semalara uzatılan cansız bebeklerle. Ekranlar ise buğuluyor bu görüntüleri, tıpkı ses çıkarmak isteyenlerin Milletler meclisinde tek bir oyla sesleri kısılması gibi. Ancak bu nereye kadar sürecek, mazlumun, suçsuzun ve güçsüzün sesleri, cansız bedenleri ve kanları akıtıldığı bu dünyada. Ellerinden dökülen kanlarla şeytani bir bakış atıyorlar devamlı…

Güçlü daha da güçlendiğinden dünya savaşa hazır diyor kahvesinin sıcak buğusu üzerinden. Savaşa hazır dedi, ekrandaki yorumcuların sadece teknik değil, kehanete varan nutuklarını izlerken. Dört eşit parçaya ayrılmış ekranda yer alan yorumcuların müşterek tavrı savaşın teknik yönünü birbirinden daha derin anlatmak üzerine kuruluydu. Her biri adeta savaş sanatını tekrardan yazıyorlardı anlatımlarıyla; kendileri savaş bakanı olmuş zannınca. Kâhin gibiydi ekrandakiler, neyin nereye ve nasıl ulaşacağını önceden haber vermek adına. Medeniyet, tekniktir dedi kahvesini yudumlayan diğer arkadaşı. Teknik olması nedeniyle savaşı ve soğuğu niteler. Kültür ise elimdeki sıcak kahve gibidir ancak toplumlar medenileştikçe savaşmış, savaştıkça medenileşmiştir dedi devamında. Dolasıyla kültürden medeniyete geçildikçe savaş medeniyeti doğdu! Medeniyetin beşiğinde dahi görülen soykırım, bir savaş isteğinin ve arzusunun azgınlaşan dere yataklarından biriydi. Şimdi her yer ve hiçbir yer güvenli görünmüyor, dolayısıyla güvenlikleştirmek adına savaş olacak dedi, kahvesinin yudumu dudaklarının arasından akarken. Diğeri de gülümseyerek şu soruyu sordu: dünya savaşı başlarsa ilk tweet kimden gelir? Ve en çok beğeniyi kim alır?

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın