GÜNEY KAFKASYA’DA DENGELER DEĞİŞİYOR MU?

A+
A-

8 Ağustos 2025 tarihinde Beyaz Saray’da düzenlenen törende, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda uzun süredir devam eden çatışmalar konusunda ön anlaşma imzaladılar. Bu anlaşma çerçevesinde “barış için yol haritası” adı altında ortak bir deklarasyon imzalandı. Taraflar, çatışmaları durdurmayı, diplomatik ilişkileri yeniden başlatmayı ve birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı göstermeyi taahhüt ettiler.

Kırk yıllık çatışmayı sona erdiren anlaşma, ‘‘Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası’’ adı verilen bir geçiş koridorunun oluşturulmasını da içeriyor. ABD-arabuluculuğunda hayata geçirilen Zengezur Koridoru ve barış süreci, sahada yeni jeopolitik dengeler, ekonomik fırsatlar ve ABD’nin bölgede kalıcı bir aktör olma yönünde adımlar atmasını dikkat çekici biçimde ön plana çıkarıyor. Anlaşmaya göre, bu güzergâh 99 yıl süreyle ABD’ye özel geliştirme haklarıyla verilecek, ABD daha sonra özel bir şirketler konsorsiyumuna alt-kiralama yapacak.

Bu hamle, özellikle Rusya’nın Güney Kafkasya’daki etkisini zayıflatarak ABD’yi bölgesel bir aktör haline getirmeyi amaçlıyor. Türkiye ve Avrupa Birliği bu gelişmelere olumlu yaklaşırken İran ise kendi sınırının yakınındaki bu projenin bölgesel dengesizlik yaratabileceği yönünde sert açıklamalarda bulundu. Rus yetkiler ise resmi söylemi dikkatli bir şekilde temkinli duruş sergiliyor. Rusya Dışişleri Sözcüsü Maria Zakharova, “dostane ilişkilerin önemli” olduğunu vurgulasa da, Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, “duygusal hareket edilmemesi” ve dış aktörlerin provoke edebileceği yönünde uyarıda bulunuyor.

ABD, Sovyet sonrası dönemde Rusya’nın etkili olduğu bir coğrafyada yeni inisiyatif alıyor; bu da Washington için stratejik derinlik anlamına geliyor. Bu transit hat, ABD için ekonomik (enerji, ulaşım, altyapı) ve siyasi (Rusya’yı dengeleme) amaçları taşıyor. Rusya, geleneksel olarak Güney Kafkasya’nın güvenlik mimarisinde etkin olmasına rağmen bu anlaşmayla ABD tarafından Güney Kafkasya’da gölgede kalması planlanıyor.

Rusya, Sovyet sonrası dönemde Güney Kafkasya’da, özellikle Ermenistan ile olan güvenlik ve askeri iş birliği üzerinden önemli bir etkiye sahipti. Minsk Grubu gibi öncü rol üstlenen mekanizmalarla süreci domine ediyordu. Ancak, Paşinyan yönetiminin Batı yanlısı politikaları ve II. Karabağ Savaşı’ndaki Azerbaycan’ın etkin rolünde Rusya’nın Ermenistan’a karşı mesafeli yaklaşımı iki ülke arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu. Trump’ın arabuluculuğunda Moskova dışı bir barış imkânının oluşması, Rusya ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin ciddi anlamda zayıfladığının göstergesidir.

Beyaz Saray’da imzalanan anlaşma, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ABD denetimli “Trump Route for International Peace and Prosperity” (TRIPP) adlı lojistik-koridorun hayata geçirileceğini öngörüyor. Bu koridor, Rusya ve İran’ın bölge içindeki jeopolitik nüfuz alanlarını ciddi şekilde aşındırıyor. Rusya, bu coğrafi ve ekonomik açıdan stratejik geçiş güzergâhının dışarıya açılmasının uzun vadeli etkilerini hesaplamak zorunda kalıyor.

Koridorun altyapı bileşenleri (enerji hatları, fiber optik, demiryolu) Rusya’yı enerji tekeli konumundan sistemsel olarak uzaklaştırabilir. Özellikle Çin–Türkiye–Kafkasya hattında Rusya’nın ekonomik rolü zayıflayabilir. Ayrıca bu durum, Avrasya Ekonomik Birliği üzerinden yürütülen ekonomik etkileri de gölgeleme potansiyeli taşıyor.

Anlaşma ile Moskova, AB, Türkiye ve ABD eksenli yeni bir bölgesel sistemle karşı karşıya kalıyor. Bu sistemde Rusya’nın yalnızlaşabileceği, diplomatik baskıların artabileceği yeni bir aşama başlıyor. Minsk Grubu’nun işlevsiz hale gelmesi de Rusya’nın arabuluculuk rolünün simgesel olarak son bulduğuna işaret ediyor.

Geri Çekilme mi, Alternatif İttifak mı?

Trump’ın arabuluculuğundaki gerçekleşen Aliyev-Paşinyan görüşmesi, Rusya açısından stratejik bir gerileme sinyali mi taşıyor? Moskova, hem diplomatik hem de jeopolitik alanda etki alanının daraldığını görmekle karşı karşıya. Rusya’nın bu yeni küresel tabloya vereceği cevap, hem bölgesel hem de küresel güç dengelerinde belirleyici olabilir.

Bu dinamik süreç, Güney Kafkasya’nın geleceğini şekillendirmede kritik bir eşiktedir. Kalıcı barış ve istikrar için diplomatik sabır, sosyal uzlaşı ve çok taraflı dengeler gerekir. ABD’nin burada arabulucu bir rol üstlenmesi ise hem yeni bir modelin hem de Güney Kafkasya’da değişen dengelerin habercisi olabilir.

Rusya, bölgede alternatif yapılar kurabilir; örneğin Ermenistan’ı yeniden askeri ve güvenlik eksenli bir blokta tutmak isteyebilir. Ancak Erivan’ın Batı’ya yönelmesi, bu planı zorlaştırıyor.

Putin–Trump muhtemel Alaska zirvesi (ABD–Rusya görüşmesi) gündemde. Bu zirve, Rusya için geri adım atmak ya da minimal tavizle karşılık vermek olarak okunabilir. Ancak Güney Kafkasya üzerindeki ABD etkisi bu pazarlıkta önemli kozlardan biri durumunda gibi duruyor.

Rusya, Çin ve Ermenistan arasında yeni ortak projeler geliştirmeye yönelebilir. Ayrıca İran ile entegre, İran sınırı boyunca yeni lojistik/haberleşme hatları tesis edilmesi gündeme gelebilir. Rusya’nın bu yeni küresel tabloya vereceği cevap, hem bölgesel hem de küresel güç dengelerinde belirleyici olabilir.

Değerlendirme

Beyaz Saray’da yapılan anlaşma Güney Kafkasya’da 40 yıldır beklenen barışı getirdi. Azerbaycan açısından Zengezur Koridoru’nun Nahçıvan’a doğrudan erişim sağlanması, enerji ve ulaşım ağlarında yeni dönemin işaretini veriyor. Bu adım, hem ekonomi hem de milli stratejik bakımdan önemli bir kazanım oldu. Türkiye açısından ise Ankara projeyi destekleyerek Azerbaycan’la olan stratejik bağlarını ve bölgesel geçiş hattını güçlendiriyor. Avrupa Birliği yapıcı bir tutum izlerken, ‘‘West Zangezur’’ gibi söylemde geçen irredentist referanslara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

ABD-arabuluculuğunda hayata geçirilen Zengezur Koridoru ve barış süreci, sahada yeni jeopolitik dengeler, ekonomik fırsatlar ve ABD’nin bölgede kalıcı bir aktör olma yönünde adımlar atmasını dikkat çekici biçimde ön plana çıkarıyor. Ancak bu süreçte bölge dışı aktörlerin (İran, Rusya) atacağı politikalar ise Güney Kafkasya’nın geleceği açısından önemini koruyor.

 

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın