Adalet Bakanı Tunç’tan üniversite öğrencilerine: "Gazze" dersi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Üniversitesi’nde gerçekleşen akademik yıl açılış töreninde ilk dersi verdi.

20 Eki 2025 - 17:05 YAYINLANMA
Adalet Bakanı Tunç’tan üniversite öğrencilerine: "Gazze" dersi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın Üniversitesi’nde gerçekleşen akademik yıl açılış töreninde ilk dersi verdi. Bakan Tunç, BM gibi uluslararası kuruluşların Filistin’deki katliamı önleyemediğini belirterek, dünyanın adil sistemlere ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç yaptığı konuşmada, "İsrail konusundaki hususlara vurgu yapabiliriz. Tabii Gazze ve Filistin söz konusu olunca aslında hem konuşacak çok şey var hem de sözün bittiği yer. Gazze’de büyük bir dram yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor.
Maalesef Filistin’de 2 yılı aşkın bir süredir bir soykırım yaşandı. Halen de yaşanmaya devam ediyor" dedi.
Yapılan anlaşmanın kırılgan olduğunu da belirten Tunç, "13 Ekim’de bir ateşkes anlaşması yapıldı. Bu ateşkes anlaşmasının kalıcı olmasını hep arzu ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak Cumhurbaşkanımızın bu ateşkesin sağlanması konusunda büyük gayretler oldu. Kırılgan bir ateşkes olduğunu görüyoruz. Temennimiz bu ateşkesin kalıcı hale gelmesi. Filistin konusunu ilk günden işlemeniz çok anlamlı, Filistin yalnız değildir. Filistin özgür kalıncaya kadar, Filistin devleti kuruluncaya kadar, Bağımsız bir Filistin devleti kuruluncaya kadar üniversitelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız hep beraber milletçe Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

68 bin Filistinli şehit edildi
İsrail tarafından 2 yıldan bu yana 68 bin Filistinli şehit edildiğini belirten Yılmaz Tunç, "Bunun yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. 20 binden fazla çocuk katledildi. Bir sınıfta 30, 50 çocuk bulunuyor. Her gün bir sınıf dolusu çocuk katledildi" ifadelerini kullandı.
Batılı ülkelerin yöneticilerine ve uluslararası kuruluşlara da tepki gösteren Adalet Bakanı Tunç, "Çocuk hakları nerede? Çocuk haklarını savunan kuruluşlar, batılılar çocuk hakları sözleşmesini imzalayan devletler nerede? Yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kadınlar katlediliyor ve kadın haklarını savunan batılılar nerede? Kadın haklarını savunan örgütler teşkilatlar, uluslararası kuruluşlar neden Filistin, Gazze söz konusu olduğunda hiç kıllarını kıpırdatmadılar. Ama batıda da, Avrupa ülkelerinde de insanlık vicdanı sokaklara taştı. İnsanlık, ülkelerinin harekete geçmesini, yönetimlerinin artık bir şey yapmasını istedi. Bazı ülkeler, Filistin’in yanında olduklarını açıklamaya başladılar. Filistin devletini tanıdılar. 150’den fazla ülke şu anda Birleşmiş Milletler bünyesinde Filistin’i tanıdı" dedi.

"Katliamın tüm unsurları gerçekleşti"
Bakan Tunç, "2 yıldan bu yana soykırım suçunun bütün unsurları gerçekleşti. Gazze’de okullar bombalandı. Cenevre sözleşmesini hatırlayan yok, insancıl hukuk tamamen kağıt üstünde kaldı. Mülteci kampları bombalandı. Pazar yerleri bombalandı. Şehirler yerle bir edildi. İnsani yardımlara izin verilmedi. 500’e yakın Filistinli açlıktan can verdi. Bunun 50’den fazlası çocuklardan oluşuyor. Çocukların açlıktan öldüğü bir dünyayı insanlık gördü, maalesef Gazze’de uluslararası sözleşmeleri bütün kuralları Cenevre sözleşmesinin, insancıl hukuku, bütün kuralları hep yok sayıldı. Sadece son 2 yıldan bu yana bir asırdan bu yana, bir asrı aşkın bir zamandır, Filistin sorunu devam ediyor. Hem işgal politikası hem oradaki mazlumları kendi yerlerinden yurdundan etme politikası ve genişleme politikasını sürdürmeye devam etti ve son 2 yıla geldiğimizde 7 Ekim 2023’ten itibaren de artık bir soykırım suçu işledi. 68 bin insanın 2 yıl içerisinde bombalar altında can vermesi, çoluk çocuk demeden, kadın demeden, yaşlı demeden üzerlerine bomba yağdırılması ve milyonlarca insanın göçe zorlanması, hastanelerin bombalanması, okulların bombalanması, mülteci kamplarının bombalanması, soykırımın ta kendisidir" dedi.

"Adalet Divanı’ndaki davaya Türkiye’de müdahil oldu"
Tunç, Güney Afrika’nın soykırım nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail hakkında açtığı davaya dikkat çekerek, "İsrail, soykırım suçunu işlediği için Güney Afrika’nın başlattığı Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya Türkiye Cumhuriyeti olarak müdahillik talebinde bulunduk ve o dava başladı. Dava başlarken, Uluslararası Adalet Divanı oradaki soykırımı gördü ve soykırımın önlenmesiyle ilgili tedbir kararları aldı. İsrail, Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesinin maddelerini ihlal ediyor ve bu ihlalin gerçekleşmemesi gerekir.
Uluslararası Adalet Divanın bu tedbir kararları maalesef hayata geçirilemedi. Kim uygulayacak? Bu kararları, Uluslararası Adalet Divanı’nın almış olduğu tedbir kararlarını uygulayacak olan Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi, Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinin önüne gelen insani yardım önergeleri bile Amerika Birleşik Devletleri’nin vetosuyla karşı karşıya kaldı. ’Oradaki mazlumlara insani yardım yapılamaz’ dedi. Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi 5 üyeden oluşuyor. Bir hayır derse karar çıkmıyor" dedi.

Revizyon talebi
Tunç, uluslararası kuruluşların revizyondan geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Böyle bir adalet olabilir mi? Böyle bir dünya düzeninin adil olduğunu söyleyebilir miyiz? Uluslararası hukuk uluslararası kurumlar sistem bir revizyona tabi tutulmalıdır, insanlığın sorunlarına çare olamıyor. Bu sistem derken birileri farklı şeyler söylüyordu, hatta ülkemizde bazı kesimler eleştiriyordu. Bizim ona gücümüz mü yeter? Nasıl değiştirelim ki niye böyle konuşuyor ki diyenler kendi ülkemizde bile vardı ama sonra baktık ki birçok ülke lideri de aynı sözü söylemeye başladı. Bu sistemin bir revizyona tabi tutulması gerektiğini, insanlığın sorunlarına çare olamadığını, uluslararası kuruluşların Birleşmiş Milletler Sistemi’nin, güvenlik konseyi sisteminin aslında ülkelerin milletlerin güvenliğini sağlamak, huzurunu sağlamak için kurulan bu kuruluşların etkili olması gerektiğini hep savunduk. Bundan sonra da savunmaya hep devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

"İsrail yargılanmaya devam edecek"
İsrail’in uluslararası mahkemelerde yargılanmaya devam edeceğini de kaydederek, "Bir yandan da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde başlatılan soruşturma vardı. Soykırımcıların Ceza Mahkemesi’nde yargılanması Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail devletinin yargılanması devam ediyor. 2026’nın ilk aylarında İsrail savunma verecek. 2,5 yıl sonra, böyle bir hukuk anlayışı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde de soykırımcıların şahsi olarak soruşturulmasıyla ilgili soruşturmada da maalesef ilerleme sağlanamadı. Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısı görevinden edildi. Görevden alındığı çeşitli suçlamalarla ne istemişti? Soykırımcıların yakalanması tutuklanmasını istemişti. Tutuklanmaya yönelik yakalama kararı talep etmişti ama maalesef o yakalama kararı talep edilen Netanyahu ve arkadaşları dünyayı dolaşırken maalesef hiç kimsenin yüzü kızarmadı.

İsrail’i destekleyenlere tepki
Yılmaz Tunç, İsrail ve destekleyen ülkelere de tepki göstererek, "Gitti oralarda alkışlarla karşılandı. Batılı ülkeler hem kendi ülkelerinde onu o soykırımcı katilleri misafir ettiler ağırladılar. Hem de İsrail’e gidip yanınızdayız, destek veriyoruz, silah veriyoruz diye adeta o çocuk katliamlarının ortağı oldular maalesef. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin talepleri tutuklamaya yönelik taleplerde hiç etkisiz kaldı. Gerek uluslararası mahkemeler gerek uluslararası kuruluşların bugüne kadar almış olduğu kararlar maalesef kağıt üstünde kaldı. Biz Türkiye olarak hep adaletin hakkaniyetin yanında olmaya devam edeceğiz.

Üniversite gençlerine kızıl elmayı açıkladı
Bakan Tunç, beyin göçü iddialarına gençlerinin aldanmamasını isteyerek, 2053 ve 2071 yıllarını hedef gösterdi. Tunç, "Bunlar tamamen gençlerimizin moralini bozmak için yapılan kara propagandadan ibaret, bizim geçmişimizde gurur duyacağımız bilim insanları var. İşte 18 etkili bilim insanı ürettikleriyle öne çıkıyorlar, daha da çoğalacak sayıları Bartın Üniversite’mizde çok sayıda kulüp var. Onlarla geçmişte milletvekilliğimiz döneminde hep bir araya gelirdik. İşte teknoloji takımları var. Teknofestler’de dereceye giren Bartın Üniversitesi’nde okuyan gençlerimiz var ve burada nasıl eserler ürettiklerini hep beraber gördük. Onlarla gurur duyuyoruz. Sizler Türkiye yüzyılını inşa edeceksiniz, sizler şu anda Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız. Dolayısıyla sizler 2053’te yani İstanbul’un fethinden 600 yıl sonra tam mesleğinizin ortasında olgunluk yerinde olacaksınız, 2071’de Yani Türklerin Anadolu’nun kapısını açtığı Malazgirt’ten bu yana bin yıl geçmiş olacak. 2071’de de Türkiye’yi dünyanın en güçlü ülkesi gençlerimiz yapacak" diye konuştu.
Programda konuşmaların ardından Teknofest’te dereceye giren 2 lise öğrencisine hediyeler verildi.
Kaynak :
İHA

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: