Anne ve teyzelerini kaybettikleri kaza hakkında ilk kez konuşan kardeşler: "Teyzem, sürücünün bilerek üzerlerinden geçtiğini söyledi"

Ankara’da anne ve teyzelerinin kamyon altında kalarak öldüğü kazayla ilgili konuşan kardeşler, "Teyzem, sürücünün bilerek üze...

03 Ara 2025 - 12:00 YAYINLANMA
Anne ve teyzelerini kaybettikleri kaza hakkında ilk kez konuşan kardeşler: "Teyzem, sürücünün bilerek üzerlerinden geçtiğini söyledi"
Ankara’da anne ve teyzelerinin kamyon altında kalarak öldüğü kazayla ilgili konuşan kardeşler, "Teyzem, sürücünün bilerek üzerlerinden geçtiğini söyledi" dedi. Kazaya neden olan sürücünün ‘taksirle ölüme neden olma’ suçu yerine ‘kasten öldürme’ suçundan yargılanmasını isteyen aile, hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.
4 Ağustos’ta Çankaya’nın Emek Mahallesi’nde M.Ü. (38) idaresindeki 06 COV 136 plakalı hafriyat kamyonu, özel bir inşaat şirketine ait şantiye alanının önünde yolun karşısına geçmeye çalışan Semra Çevik (75) ve kız kardeşi Anıl Gülçür’ün (67) üzerinden geçti. Kazanın ardından Anıl Gülçür olay yerinde, ağır yaralanan kız kardeşi Semra Çevik ise tedavi gördüğü hastanede kazadan bir hafta sonra vefat etti. Kamyon şoförü M.Ü. ise, tutuklu yargılama kararına istinaden cezaevine gönderildi.

10 farklı suç dosyası olduğu ortaya çıktı
4 aydır tutuklu yargılanan M.Ü.’nün daha önce de benzer bir olaya karıştığı ve otomobille üzerinden geçtiği aynı aileden 3 kişiyi yaraladığı öğrenildi. İşlediği suç nedeniyle 25 yıl hapis cezasına çarptırılan zanlının cezası onanmadığı için serbest bırakıldığı ve ehliyetine de el konulmadığı öğrenildi. Hakkında 10 farklı suç dosyası daha bulunan M.Ü.’nün neden olduğu ölümlü kazayla ilgili ifadesinde, "Olay anında aynaya bakıyordum. Yayalar kör noktada olduğu için görmedim" dediği belirtildi.

Aileden sürücünün ‘kasten öldürme’ suçundan yargılanması talebi
Kazayla ilgili konuşan Anıl Gülçür’ün kızı Beste Gülçür Kaplan ve oğlu Uğur Arman Gülçür, zanlının kamyonu bilerek anneleri ve teyzelerinin üzerine sürdüğüne dair kuvvetli şüphelerinin olduğunu ifade etti. M.Ü.’nün ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan yargılanmasına itiraz edeceklerini belirten Gülçür kardeşler, davanın ‘kasten öldürme’ suçundan görülmesi için hukuk mücadelelerini sürdüreceklerini ifade ettiler. İnşaat şirketinin de ihmali olduğunu iddia eden Gülçür kardeşler, olaydan önce şantiye civarında hiçbir uyarı sisteminin bulunmadığını dile getirdiler.

"Annemin yüzü parçalanmıştı"
Anıl Gülçür’ün kızı Beste Gülçür Kaplan, "Olay günü annemle telefonda konuştum. Teyzemle birlikte markete gideceğini söylemişti. Marketten aldığı biberlerle birlikte ezildiğini gördüm. Vefat haberini kardeşimden öğrenmiştim, bir an şoka girmiştim. Ne olduğuna inanamadım. Olay yerine giderken içimde bir umut vardı annemin yaşadığına dair. Gittiğimde iki kadın polis yanıma geldi. Daha fazla ileriye gitmemem gerektiğini söyleyerek, annemin vefat ettiğini belirttiler. Annemi son kez görmek istedim. Oradakinin başka bir kişi olabileceği ihtimalini düşünüyordum. Kıyafetlerinden tanıdım. Korkunç bir andı. Annemin yüzü parçalanmıştı. Teyzemle birlikte çok kötü durumdalardı. Vücut bütünlükleri bozulmuştu" dedi.

"Psikolojik olarak çok kötü haldeyiz"
Olay nedeniyle zor zamanlar geçirdiklerini belirten Beste Gülçür Kaplan, "Bu acının tarifi yok. Olayın üzerinden 4 ay geçti ama hala etkisindeyiz. Psikolojik olarak çok kötü haldeyiz. Diğer aile fertlerimizden de bu olaydan dolayı rahatsızlanan ve sağlığı bozulanlar oldu. Annem ve teyzem sağlıklı ve hayat dolu insanlardı. Hepimiz mahvolduk. O anlar gözümün önünden gitmiyor. Çarpan kişinin çok fazla suç kaydı olmasaydı ya da kaza kör noktada olsaydı belki biraz daha kolay kabullenebilirdim bu durumu. Annem ve teyzem çok dikkatlilerdi. Kazanın olduğu yerdeki inşaatta önlem alınmadığı için bizi uyarırdı. Olay günü de bu yüzden dolayı karşı yoldan gitmeyi tercih etmişler" diye konuştu.

"Kamyonun sürücüsü tam da önünden geçtikleri esnada hareket ediyor"
M.Ü.’nün olayı bilerek işlediğini ileri süren Gülçür, "Kamyon ve çarptığı kişiler arasında 6 metrelik mesafe var. Kamyonun sürücüsü, tam da önünden geçtikleri esnada hareket ediyor. İnşaat firmasının da ihmali olduğunu düşünüyorum. Olay öncesine kadar civarda herhangi bir uyarı sistemi yoktu. Çevredekiler de bu durumdan şikayetçiydi. Sürücünün kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Olay günü çevredekilerin onu bağırarak uyardığını duyduk. Görüntülerde de hızla hareket ettiği ve 4 tekeri de üzerlerinden geçirdiği görülüyor. Annemle teyzem emekleyerek kaçmaya çalışırken aracı sürmeye devam etmiş. Teyzemin de ezildiğinden emin olmak için kapalı yola doğru manevra yapmış. Daha önceki suç kayıtlarını da göz önüne aldığımızda olayın kaza olmadığı, bilerek yapıldığı düşüncesi oluşuyor" ifadelerini kullandı.

"Adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz"
Olayın görünenden daha farklı durumlar içerdiğini söyleyen Gülçür, "Hukuki süreç devam ediyor. Adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Yaşanan olayın trafik kazası olarak görülmesi bizi üzüyor. Bu olayın çok daha derin bir sorumlulukla ele alınması lazım. Sadece kendimiz için değil, başka aileler de üzülmesin diye mücadele ediyoruz. Sürecin titizlikle ele alınmasını talep ediyoruz. Zanlının tüm dosyalarının bir bütün olarak ele alınmasını ve en üst sınırdan ceza almasını istiyoruz" şeklinde konuştu.

"Teyzem, sürücünün bilerek üzerlerinden geçtiğini söyledi"
Teyzesinin sürücünün olayı bilerek yaptığını söylediğini iddia eden Gülçür, teyzesiyle hastane odasında yaptığı son konuşmayla ilgili şunları dedi:
"Annem ve teyzem çok iyi insanlardı. Aile ilişkilerimiz çok iyiydi ve sürekli iletişim halindeydik. Olaydan bir gece önce annemi rüyamda gördüm. Ona anlatmıştım bu durumu. Rüyamı çok beğendi. Bize iyi dileklerde bulundu. Emekli İngilizce öğretmeniydi. Öğrencileri ve çevresi tarafından sevilen, fedakar biriydi. Bizleri okutmak için elinden geleni yaptı, her an yanımızdaydı. Teyzem de çoğu zaman bizlerle birlikteydi. Hem ablam hem teyzemdi. Üzerimde emeği çok fazlaydı. Hastanede ziyaretine gittim. Olayla ilgili konuştuk. Sürücünün bilerek üzerlerinden geçtiğini söyledi. Kendisiyle helalleşmek istedim. Onu çok sevdiğimi söyledim. ‘Annenden hiç ses gelmiyordu. Durumu nasıl?’ diye sordu. Ben de annemin iyi olduğunu söylemek zorunda kaldım. Kendisinin de iyileşince yanına alınacağını söyledim. Sürekli annemi sordu. Her geçen gün kötüye gidiyordu. Çok fazla hasar vardı bedeninde. İkisinin de cenazesini ben yıkadım. İki annemi birden kaybetmiş gibi oldum."

"Her yere koşmaktan acımızı yaşayamadık"
Anıl Gülçür’ün oğlu Uğur Arman Gülçür ise, hala olayın şokunda olduklarını belirterek, "Mahvolduk. Dört aile paramparça oldu. Olay günü evdeydim. Tanımadığım bir numara aradı. Telefondaki polis annemin trafik kazası geçirdiğini söyledi. Durumunu sorduğumda cevap alamadım. Sesini duymak istedim ama olay yerine gitmem istendi. O sırada ablamı arayıp, ’Annem öldü’ demişim. Annemi kanlar içerisinde gördüm. Beyni dışarı çıkmıştı ve yerde yatıyordu. O an şoka girdim. Ne olduğunu anlamadım, inanamadım. Yas sürecimizi bile yaşayamadık. İki canımız gitti. Diğer teyzemize destek olmaya çalışıyoruz. Ortada kalmış gibiyiz. Her yere koşmaktan acımızı yaşayamadık" dedi.

"Kasıtlı yapıldığına dair kuvvetli iddialar var"
Zanlının hak ettiği cezayı alacağına dair inancının devam ettiğini söyleyen Gülçür, "Adaletin sağlanmasını istiyoruz. Zanlının daha önceki suç kayıtları ortada. Aynı suçu daha önce de işlemiş. Kasıtlı yaptığına dair kuvvetli iddialar var. Bizim canımız yandı. Toprağa kendi canımızdan parçalar verdik. Böyle suç kayıtları olan insanların toplum içerisinde yeri yok. Neden daha önce ehliyetine el konulmadı bilmiyoruz. Kafamız sorularla dolu. Adalete güveniyoruz. Umarım hak ettiği cezayı alır" ifadelerini kullandı.

"Olası kasıt olduğu fikri üzerinde duruyoruz"
Davanın avukatı Ömer Ulusoy, yarın görülecek ilk duruşma öncesi açıklamada bulunarak, "Savcılığın ‘birden fazla kişinin ölümüne taksirle sebebiyet verme’ suçundan hazırlamış olduğu iddianame, 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Soruşturma aşamasında hazırlanan bilirkişi raporunda şüphelinin ‘asli kusurlu’ olarak tespit edildiğine yer verildi ve kovuşturma aşamasına geçildi. Biz bu olayda taksir olmadığı, olası kasıt olduğu fikri üzerinde duruyoruz. Yargılama aşamasında da bunu dile getireceğiz. Mahkeme, savcılığın iddianamesine bağlı kalmak zorunda değil. Beyanlarımızla ve mahkemenin resen yapacağı incelemelerle bu durum değişebilecektir" dedi.

"Sanığın gereken cezayı alması için elimizden geleni yapacağız"
Sanığın geçmişte karıştığı suçların da göz önüne alınması gerektiğini ifade eden Avukat Ulusoy, "Şahsın daha önce trafikte tartıştığı kişilere yönelik ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan almış olduğu ama kesinleşmemiş 25 yıllık hapis cezası var. Buna benzer başka suç kayıtları da mevcut. Bunlar bizim suçun kasıtlı olduğuna dair düşüncelerimizi destekliyoruz. Bu unsurları da mahkemeye sunacağız. Sanığın gereken cezayı alması için elimizden geleni yapacağız. Her gün benzer olayda birçok kişi hayatını kaybediyor. Bunun önüne geçmek için elimizden gelen hukuk mücadelemizi veriyoruz" diye konuştu.
Kaynak :
İHA

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: