Kanser hastalarının psikolojik olarak desteklenmesi gerekiyor
Kanser hastalarının tanı ve tedavi sürecinde yoğun kaygı ve korku yaşayabileceğine değinen Uzman Psikolog Beste Çokaygil "Ene...
21 Eki 2025 - 12:06
YAYINLANMA

Kanser hastalarının tanı ve tedavi sürecinde yoğun kaygı ve korku yaşayabileceğine değinen Uzman Psikolog Beste Çokaygil "Enerji kaybı, ilgi azalması, sosyalliğin azalması ve devam eden üzüntü gibi depresif belirtilerin uzun sürmesi halinde profesyonel bir yardım alınması gerekebilir" dedi.
Kanser tanısı almanın, kişinin hayatını aniden değiştiren, derin psikolojik etki oluşturan bir süreç olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzman Psikolog Beste Çokaygil kişinin, fiziksel tedavi kadar duygusal ve zihinsel bir mücadele de verdiğini ve bu sürecin hem hastalar hem de yakın çevreleri için yoğun duygusal bir yük oluşturduğunu söyledi.
Kanser tanısı sonrası kişilerin genellikle şok, inkar ve yoğun kaygı yaşadığını ifade eden Psikolog Çokaygil "Bu gerçek olamaz’ veya ‘Benim başıma gelmez’ gibi düşünceler doğal tepkilerdir. Bu aşamada tanıyı kabullenmek zaman alabilir. Tanı sonrası belirsizlik ve gelecek endişesi, yoğun kaygı ve korku oluşturabilir. Tedavi süreci, yaşamın nasıl etkileneceği ve muhtemel yan etkiler, sürekli tetikte olma hali, uykusuzluk ve sinirlilik gibi belirtilere yol açabilir" dedi.
Tedavi süreci veya yaşam tarzı değişikliklerinin kişinin sosyal rollerini etkileyerek depresif belirtiler oluşturabileceğini anlatan Psikolog Çokaygil bu sürecin enerji kaybı, ilgi azalması, sosyalliğin azalması, devam eden üzüntü gibi yansımaları olabileceğini; bu belirtilerin uzun sürmesi halinde profesyonel bir yardım alınması gerektiğini dile getirdi. Tanı ve tedavi sürecinde kişinin kendisini suçlayarak ‘’Neden ben?’’ sorusunu sıklıkla sorduğunu ve bu duyguların sürecin getirdiği normal tepkiler olduğunu sözlerine ekledi.
"Saç dökülmesi ve kilo kaybı özgüven sorunu oluşturabilir"
Kanser tedavilerinin kişide bedensel değişikliklere yol açabildiğini belirten Psikolog Çokaygil "Saç dökülmesi, kilo kaybı, cerrahi izler veya fiziksel yorgunluk, kişinin beden algısını etkiler. Bu durum, benlik saygısı ve özgüveni üzerinde de yansımalar oluşturabilir. Kişi, kendini tanıdığı bedenden uzaklaşabilir. Kanser sürecinde yaşanan tüm duyguların normal olduğunu kabul etmek önemlidir. Korku, öfke, üzüntü veya kaygı hissetmek doğaldır. Bu duyguları bastırmak yerine fark etmek ve ifade etmek, psikolojik yükü hafifletir" diye konuştu.
"Kaygı ve üzüntüyü yönetmek için uzman desteği"
Duygusal tepkilerin, destekle daha yönetilebilir hâle geleceğinin altını çizen Psikolog Çokaygil, aile, arkadaşlar ve destek gruplarının, kişinin duygularını paylaşmasına imkan sağladığını; uzman desteğinin, kaygı ve üzüntüyü yönetmek, öfke ve korkuyu azaltmak için etkili yöntemler sunduğunu söyledi.
Beden, sosyal roller ve duygularla barışmanın, ruhsal iyileşme ve yaşam kalitesinin artmasının en temel adımlarından olduğundan bahseden Psikolog Çokaygil "Günlük küçük ritüeller oluşturmak, ruhsal dayanıklılığı artırır. Kısa yürüyüşler yapmak, meditasyon veya nefes çalışmaları yapmak, hobi uğraşlarla duyguları ifade etmek stresi azaltır ve zihinsel enerjiyi korur" dedi.
Kanser tanısı almanın, kişinin hayatını aniden değiştiren, derin psikolojik etki oluşturan bir süreç olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzman Psikolog Beste Çokaygil kişinin, fiziksel tedavi kadar duygusal ve zihinsel bir mücadele de verdiğini ve bu sürecin hem hastalar hem de yakın çevreleri için yoğun duygusal bir yük oluşturduğunu söyledi.
Kanser tanısı sonrası kişilerin genellikle şok, inkar ve yoğun kaygı yaşadığını ifade eden Psikolog Çokaygil "Bu gerçek olamaz’ veya ‘Benim başıma gelmez’ gibi düşünceler doğal tepkilerdir. Bu aşamada tanıyı kabullenmek zaman alabilir. Tanı sonrası belirsizlik ve gelecek endişesi, yoğun kaygı ve korku oluşturabilir. Tedavi süreci, yaşamın nasıl etkileneceği ve muhtemel yan etkiler, sürekli tetikte olma hali, uykusuzluk ve sinirlilik gibi belirtilere yol açabilir" dedi.
Tedavi süreci veya yaşam tarzı değişikliklerinin kişinin sosyal rollerini etkileyerek depresif belirtiler oluşturabileceğini anlatan Psikolog Çokaygil bu sürecin enerji kaybı, ilgi azalması, sosyalliğin azalması, devam eden üzüntü gibi yansımaları olabileceğini; bu belirtilerin uzun sürmesi halinde profesyonel bir yardım alınması gerektiğini dile getirdi. Tanı ve tedavi sürecinde kişinin kendisini suçlayarak ‘’Neden ben?’’ sorusunu sıklıkla sorduğunu ve bu duyguların sürecin getirdiği normal tepkiler olduğunu sözlerine ekledi.
"Saç dökülmesi ve kilo kaybı özgüven sorunu oluşturabilir"
Kanser tedavilerinin kişide bedensel değişikliklere yol açabildiğini belirten Psikolog Çokaygil "Saç dökülmesi, kilo kaybı, cerrahi izler veya fiziksel yorgunluk, kişinin beden algısını etkiler. Bu durum, benlik saygısı ve özgüveni üzerinde de yansımalar oluşturabilir. Kişi, kendini tanıdığı bedenden uzaklaşabilir. Kanser sürecinde yaşanan tüm duyguların normal olduğunu kabul etmek önemlidir. Korku, öfke, üzüntü veya kaygı hissetmek doğaldır. Bu duyguları bastırmak yerine fark etmek ve ifade etmek, psikolojik yükü hafifletir" diye konuştu.
"Kaygı ve üzüntüyü yönetmek için uzman desteği"
Duygusal tepkilerin, destekle daha yönetilebilir hâle geleceğinin altını çizen Psikolog Çokaygil, aile, arkadaşlar ve destek gruplarının, kişinin duygularını paylaşmasına imkan sağladığını; uzman desteğinin, kaygı ve üzüntüyü yönetmek, öfke ve korkuyu azaltmak için etkili yöntemler sunduğunu söyledi.
Beden, sosyal roller ve duygularla barışmanın, ruhsal iyileşme ve yaşam kalitesinin artmasının en temel adımlarından olduğundan bahseden Psikolog Çokaygil "Günlük küçük ritüeller oluşturmak, ruhsal dayanıklılığı artırır. Kısa yürüyüşler yapmak, meditasyon veya nefes çalışmaları yapmak, hobi uğraşlarla duyguları ifade etmek stresi azaltır ve zihinsel enerjiyi korur" dedi.
Kaynak :
İHA
YORUMLAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR