Sudan’da katliam: Dünya neden izlemekle yetiniyor?

Paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (RSF) Sudan'ın kilit kenti Faşir'i hükümet güçlerinden almasının ardından kentte insani bir felaket yaşanmasından korkuluyor.

30 Eki 2025 - 22:14 YAYINLANMA
Sudan’da katliam: Dünya neden izlemekle yetiniyor?

Paramiliter grup Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (RSF) Sudan'ın kilit kenti Faşir'i hükümet güçlerinden almasının ardından kentte insani bir felaket yaşanmasından korkuluyor.

Birleşmiş Milletler (BM) kentte "yargısız infazlar"ın yaşandığına dair güvenilir bilgiler geldiğini söylüyor.

Yale Üniversitesi İnsani Yardım Araştırma Laboratuarı da "toplu halde infaz edilen ceset yığınlarına" ilişkin uydu görüntülerini gündeme getirdi.

Toplu katliamların yanı sıra, 18 aydır RSF tarafından kuşatma altında tutulması nedeniyle şehirde mahsur kalan yüz binlerce sivil uzun süredir açlık krizi yaşıyor.

RSF daha önce sivilleri öldürdüğü ve Arap olmayan etnik grupları hedef aldığı yönündeki suçlamaları reddetmişti, ancak paramiliter grubun "Hemedti" adıyla da bilinen lideri General Muhammed Hamdan Dagalo, Faşir'in ele geçirilmesi sırasında askerlerinin işlediği ihlallerle ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Darfur bölgesindeki Faşir'in RSF kontrolüne geçmesi, Sudan'da Nisan 2023'ten bu yana on binlerce kişinin ölümüne ve yaklaşık 12 milyon kişinin yerinden edilmesine neden olan iç savaşta önemli bir dönüm noktası olabilir.

Bu, RSF'nin Darfur'da ordunun son kalesini de kontrol altına aldığı anlamına geliyor.

Kuşatmanın başlamasından bu yana şehir içinde 130 bini çocuk olmak üzere 250 bin sivilin yardımlardan mahrum kaldığı tahmin ediliyor.

Uydu görüntüleri, kaçmaya çalışan insanların hastanelerde ve şehri çevreleyen toprak duvarların yakınında toplu katliamlara maruz kaldığını gösteriyor.

RSF'nin Faşir'i ele geçirdiği gün BBC News Arapça'ya konuşan ve güvenliği için ismini vermek istemeyen bir kent sakini şunları söyledi:

"Yiyecek hiçbir şeyimiz yok; yiyecek aramak için dışarı çıkmamızın imkanı da yok. Acil yardım ulaşmazsa, Faşir halkı daha fazla dayanamayabilir."

BM'nin çocuk ajansı UNICEF, Faşir'in çocuklar için "yetersiz beslenme, hastalık ve şiddetin her gün can kaybına mal olduğu bir merkez" haline geldiği uyarısında bulundu.

Kurumun İcra Direktörü Catherine Russell, "Yıkıcı bir trajediye tanık oluyoruz; UNICEF'in hayat kurtaran beslenme hizmetleri engellenirken Faşir'deki çocuklar açlıktan ölüyor" dedi.

UNICEF, çatışmaların başlangıcından bu yana en az 600 bin kişinin Faşir ve çevresindeki kamplarda yerinden edildiğini söylüyor.

Yiyecek kıt ve fiyatlar çok yükseldi.

Uluslararası yardım örgütleri "açlığın bir savaş silahı olarak kullanılmasını" kınadı.

Mısır ve darı fiyatlarının şu anda 300 bin ila 350 bin Sudan Lirası arasında seyrettiği bildiriliyor ve daha önce hayvan yemine bel bağlayan kentte sağlık sektöründe çalışan bir sakin, artık bunun "trajik bir şekilde lüks olarak görüldüğünü" söylüyor.

"Yaraları tedavi edecek ilaç da bulamıyoruz, gazlı bez yok, yaraları kapatmak için cibinlik kullanmak zorunda kalıyoruz."

Sudan son yılların en kötü kolera salgınını da yaşıyor.

UNICEF'in bildirdiğine göre, Temmuz 2024'ten bu yana 96 binden fazla şüpheli vaka ve 2.400 can kaybı bildirildi.

Bölgesel kontrol

Şehir için verilen mücadele, 2023 yılında iki taraf arasında patlak veren daha geniş çaplı iç savaşın parçası.

General Abdülfettah el-Burhan'ın liderliğindeki Sudan ordusu ülkenin kuzey ve doğusunun büyük bölümünü kontrol ediyor.

Kızıldeniz kıyısındaki Sudan Limanı'nı fiili karargâhı ve BM tarafından tanınan hükümetinin merkezi haline getirdi.

Dagalo liderliğindeki RSF, Darfur'un neredeyse tamamı ve komşu Kordofan'ın büyük bölümü de dahil olmak üzere Sudan'ın batısının büyük kısmını kontrol ediyor.

Sudanlı siyasi analist Dallia Abdelmoniem BBC'ye yaptığı açıklamada, Faşir'in "Darfur'da ulusal ordunun kontrolü altındaki son şehir" olduğunu söyledi.

Abdelmoniem "[RSF] bağımsızlık ilan edebilir ya da bölünme için bastırabilir" dedi.

Etnik gerilim

Faşir kenti, on yıllardır ülkeyi parçalamakla tehdit eden etnik gerilimlerin merkezinde yer alıyor.

Darfur; Fur, Zaghawa ve Masalit gibi büyük Afrika topluluklarına ev sahipliği yapıyor.

Bunların birçoğu Sudan hükümetinin Arap olmayan nüfusa karşı ayrımcı politikalar yürüttüğünü savunuyor ve bunlara karşı çıkıyor.

Etnik gerilim, 2003 yılında Afrikalı topluluklara karşı hükümet öncülüğündeki bir şiddet kampanyasını tetikledi.

Uluslararası Ceza Mahkemesi Sudanlı liderleri ve hükümet destekli bir Arap milis gücü olan Cancavid'i diğer suçların yanı sıra etnik temizlik, işkence ve savaş suçlarıyla itham etti.

2013 yılına gelindiğinde Cancavid'in adı Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) olarak değiştirildi. Şimdi, Darfur'un tamamını kontrol altına almaya çalışıyorlar.

Abdelmoniem, "Faşir nüfusunun çoğunluğu Afrikalı kabilelerden oluşurken, RSF çoğunlukla Sudanlı Arap kabileler ve paralı askerlerden oluşuyor" diyor.

"Daha fazla şiddete başvurabilirler. RSF'nin geçmişi bunu yapmaktan korkmayacaklarını gösteriyor."

Sudan'da devam eden çatışmalar her iki tarafın da vahşetini sergiliyor.

Ocak 2025'te Çad sınırındaki Sudan mülteci kampına yaptığı bir ziyarette, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy "hayatında duyduğu ve gördüğü en korkunç şeylerden bazılarını" öğrendiğini söyledi.

"Hayatlarını kurtarmak için kaçan kadınlar ve çocuklar - katliam, sakatlama, yakma, kendilerine ve çocuklarına yönelik cinsel şiddet hikayelerini anlatıyorlar. Ve tüm bunların arasında kıtlık, açlık; durum inanılmaz kötü."

Altın ve savaş

Faşir'in kontrolü için verilen mücadele aynı zamanda değerli kaynaklar için verilen bir mücadele.

BBC muhabiri Mohanad Hashim, "Darfur'un madencilik potansiyeli muazzam" diyor.

"Petrol, uranyum ve yeraltı suyu var ama bu çatışmanın asıl itici gücü altın."

BM uzmanları, Sudan'la ilgili raporlarında altın madenciliğinin çatışmanın "birincil finansman kaynağı" olduğunu belirtti.

Faşir üzerinden Kuzey Darfur'u kontrol etmek Libya ve Çad gibi komşu ülkelere sınırsız erişim imkanı sunuyor.

Bu, bu değerli finansman kaynağının ülkeden çıkışı ve savaşa devam etmek için gereken silahların ülkeye girişi için bir kapı açmak anlamına geliyor.

ABD Hazine Bakanlığı belgelerine göre RSF lideri Muhammed Hamdan Dagalo, Darfur'da kârlı bir altın madenini kontrol ediyor ve Ocak ayında ABD Dışişleri Bakanlığı RSF liderini soykırım yapmakla suçlamış ve kendisine yaptırım uygulamıştı.

Mart ayında Sudan ordusu Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) götürerek BAE'nin RSF'ye verdiği askeri, mali ve siyasi destekle Batı Darfur'daki "soykırımın suç ortağı" olduğunu iddia etti.

Buna karşılık BAE, Sudan'ın iddialarını şiddetle reddetti, davayı "reklam kampanyası" olarak nitelendirdi ve derhal görevden alınmasını isteyeceğini söyledi.

Darfur'a yönelik silah ambargosunu izleyen BM uzmanları daha önce BAE'nin Çad üzerinden RSF'ye silah gönderdiği yönündeki suçlamaları inandırıcı olarak nitelendirmişti.

 

 

Kaynak :
BBC TÜRKÇE

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: