İRAN-İSRAİL SAVAŞI

A+
A-
13 Haziran 2025 sabahı İsrail “Yükselen Aslan”  operasyonu kapsamında İran’daki nükleer ve askerî noktalara geniş çaplı hava saldırıları düzenledi; resmî rakamlara göre en az 78 kişi yaşamını yitirdi, 320’den fazla kişi yaralandı. İran aynı gün balistik füzeler ve insansız hava araçlarıyla misilleme yaptı; Tel Aviv ve çevresinde üç sivil öldü, 170’ten fazla kişi yaralandı.
Bu karşılıklı vuruşlar yalnızca iki ülkeyi değil, bütün bölgeyi yüksek gerilim hattına soktu. Petrol fiyatları ve altın hızla yükselirken bölge borsaları sert düştü; havayolu şirketleri seferlerini askıya aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’la görüşmesinde “İsrail bölgeyi ateşe sürüklüyor” diyerek çatışmanın yayılma riskine dikkat çekti. Dışişleri Bakanlığı da hava saldırılarını “uluslararası hukukun açık ihlali” diye niteleyerek kuvvetle kınadı.
Türkiye’nin kaygıları yalnızca askerî değildir. Erdoğan, yeni bir göç dalgasının “yıkıcı” sonuçlar doğurabileceğini vurguladı; Suriye ve İran’dan gelebilecek yeni mülteci akınları, hâlihazırda milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin sosyal ve ekonomik dokusunu zorlayabilir.
Bazı çevreler, İsrail’in uzun vadeli jeostratejik hedefini “Arz-ı Mev’ûd”  vizyonuna bağlar. Bu kavram dinî metinlerdeki sınır tasvirlerinden beslenmiş olsa da, İsrail siyaseti içinde ağırlığı, olmazsa olmazıdır. Daha çok iktidarlar tarafından diri tutulmuştur.
Benzer biçimde, İsrail’in Kürt hareketleriyle yakın ilişkileri –Irak Kürdistan Bölgesi’ne yönelik diplomatik ve enerji iş birlikleri ile 2017 referandumuna verilen açık destek gibi– Ankara’da “Büyük Kürdistan, ikinci bir İsrail olur mu?” sorularını canlı tutar. Türkiye, Suriye ve Irak’ta sınır ötesi operasyonlarla PKK/YPG yapılanmasını “terör örgütü” sayarak bastırmaya çalışırken, Tel Aviv’deki kimi güvenlik çevrelerinin “Kürt otonomisi İsrail’in güvenliğine hizmet eder” argümanları endişeleri derinleştirir.
Güney Koridorunun Çökmesi: Irak ve Suriye’de devlet otoritesinin zayıflaması, PKK/YPG benzeri yapılara alan açtı. İsrail’in bu yapılara “dolaylı” lojistik ya da siyasî destek vermiştir. Türk kamuoyunda “terörsüz Türkiye” hedefine yönelik bir sabotaj algısıdır.
Mülteci Baskısı ve Ekonomik Kırılganlık: Yeni göç dalgaları demografik baskıyı ve işsizlik oranlarını artırabilir; sosyal huzursuzluk millî birliği zedeleyebilir.
Enerji Arz Güvenliği: Hürmüz Boğazı veya Basra Körfezi’nde çıkabilecek geniş çaplı çatışma, Türkiye’nin hidrokarbon tedarikini sekteye uğratabilir; Karadeniz gazı devreye girene kadar bu kırılganlık sürebilir.
İç Cepheyi Sağlam Tutmak: Kurtuluş Savaşı’nda “Hatt-ı müdafaa yok, sath-ı müdafaa var; o satıh bütün vatandır” diyen Gazi Mustafa Kemal’in sözleri, bugün sosyo-ekonomik şartlar ne olursa olsun ulusal dayanışmanın önemini hatırlatır.
Enformasyon Savaşını Kazanmak: Dijital çağda algı operasyonları, sahadaki mermiler kadar tesirli olabilir. Resmî kurumların şeffaf, tutarlı ve hızlı bilgilendirme yapması, dezenformasyona karşı ilk hattı oluşturur.
Çeşitlendirilmiş Diplomasi: Türkiye’nin hem NATO üyesi hem Şanghay İşbirliği Örgütü diyaloğunda gözlemci konumunda olması, çok boyutlu diplomasiye imkân tanır. Kriz anlarında tarafsız arabulucu rolü üstlenmek, Ankara’nın stratejik sermayesini artırır.
Ortadoğu, 21. yüzyılın ilk çeyreğini kapatırken yeni bir kırılma yaşayabilir. İsrail-İran savaşının nereye evrileceği belirsiz; fakat kesin olan şudur: Türkiye’nin güvenliği, iç barışı ve millî bütünlüğü, dışarıdan gelebilecek siyasi-askerî dalgalanmaların dayanıklılık testine tabi olacaktır.
Bu nedenle:
Farklı siyasi görüşler arasında asgarî müştereklerde buluşmak,
Ekonomik-sosyal refahı daha adil bölüşmek,
Ulusal güvenlik stratejilerini partiler üstü akılla sürdürmek Hayati önem taşır. Yakın coğrafyada rüzgâr ne kadar sert eserse essin, “birlik bilinci” Türkiye’nin en büyük stratejik caydırıcılığıdır.
“Tarih, ayakta kalanların değil, daima ayakta duranların destanıdır.”
Yarın yeni gelişmeler olduğunda resim değişebilir; fakat millî birlik ihtiyacı değişmez.

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın