KAN BAĞININ GENETİK KODLARI

A+
A-

Başlığı ilk gördüğünüzde yazımızın tıpla veya genetikle ilgili olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu yazımızda ‘’akrabalık adlarının kodlama özelliği ve önemi’’nden bahsedeceğim.

Çağımızın en kötü hastalıklarından biri de kolaycılıktır. Bu hastalığın en bariz bir şekilde görüldüğü alan da maalesef dil konusudur.

Özellikle konuşma dilinde akrabalık isimleri çok önemlidir. Akraba; Arapça karebe fiilinden türemiştir. Yaklaşmak anlamına gelen bu sözcükten, yakın olan anlamına gelen ‘’karib’’ ad sözcüğünün çokluk bildiren şekli, yani yakın olanlar demektir ‘’akraba’.’ Hatta bazen sözcüğün sonundaki a’dan sonra ‘’ğ’’ de eklenerek ‘’akrabağ’’ şeklinde de kullanılarak sözcük kısmen Türkçeye de benzetilmektedir.

Niyetimiz burada Dil Bilimi veya etimoloji dersi vermek değil. Ancak sözcüğün kökenini de bilerek başlamakta yarar var. Akrabalık bildiren sözcükler çok fazla olmamakla beraber, başta da belirttiğimiz gibi ya popüler kültürün etkisiyle ‘’kanka, aga vb’’ isimler; bazen kısaltmalar, bazen de yabancı dillerden sözcüklerin kullanıldığına sık sık rastlıyoruz. Oysa ki akrabalık isimleri, kimin kime; neden ve nasıl akraba olduklarını gösteren, üst soy olarak baktığımızda adeta sözcüklerle çizilen bir soy ağacı ‘’şecere’’ görevi görürken gelecek nesillere de adeta genetik kodları taşıyan sihirli kelimelerdir. Eğer bu akrabalık isimleri yanlış kullanılırsa bu gelecek nesillerin kendi üst soylarını karmaşık bir hale getirir.

Akrabalık isimleri bizim anne tarafından gelen soyumuzun ve baba tarafından gelen soyumuzun ayırt edilmesinde de çok önemlidir. Örnek olarak; annenin kız kardeşine teyze, erkek kardeşine dayı denir. Ayrım burada başlıyor. Yani anne kime dayı, teyze diyorsa o annenin çocuğu da aynı kişilere annesi nasıl hitap ediyorsa öyle hitap eder. Ancak annenin amcası çocuklarının da amcası olmaz, dayısı olur. Aynı kuşak olduğunda da yaşça küçük olan diğerine dayı veya teyze diye hitap eder ya da yeğen diye hitap eder. Yeğen kelimesi aynı zamanda anne ve baba tarafında kardeşlerin çocukları için kullanılır. Bizim dilimizde Kuzen diye bir sözcük yoktur.

Yine baba tarafından; babanın erkek kardeşi amca, kız kardeşi haladır. Amca çocukları yaşça bizden büyükse amca kızlarına abla, amcanın erkek çocuklarına da abi diye hitap edilir. Eğer bir kuşak üsten amca çocuklarından bahsediliyorsa onlara da amca diye hitap edilmesi gerekir. Halanın erkek çocuğuna dayı diye hitap edilirken halanın kız çocuğu da yine haladır.

Abi ve kardeşi zaten herkes bilir. Büyük kardeş erkekse abi, kız ise abladır. Üst kuşakta amca kızlarına da yine abla, amcanın erkek çocuğuna da yine yaşça büyükse abi demek gerekir.

Gördüğümüz gibi aslında adeta gen haritası gibi ya da soy ağacı gibi çok pratik bir örüntü oluşturur akrabalık isimleri. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz popüler kültür ve kolaycılık hastalığı yüzünden, akrabalığın kaynağına ve yönüne hiç bakmadan herkese kanka veya kuzen diye hitap ediliyor. Aynı kuşak bile olsa hala, teyze demek yerine tüm kadın akrabalara abla, tüm erkek akrabalara abi veya amca deniliyor. Bu da sonraki kuşaklarda kim kimin nereden, nasıl akrabası olduğunun karışmasına neden oluyor.

Yine hayat koşullarının ve modernitenin dayatmasıyla akrabalık çemberi gittikçe daralıyor. Artık neredeyse aynı hanede kalanların dışındaki akrabalıklar yok hükmüne indirgeniyor. Amca, hala, teyze çocukları akraba olduklarını bile bilmiyor. Hatta kardeş çocukları bile uzak şehirlerde veya ülkelerde yaşıyorlarsa birbirlerinden habersiz olabiliyor. Bu durum bireyselleşmenin yanında aslında Cahit Sıtkı Tarancı’nın da dediği gibi yalnızlığımızı da gittikçe artırıyor. İyi günlerimizin daha güzel, kötü günlerimizin daha kolay geçebilmesi için kan bağı ile bağlı olduğumuz akrabalıklarımızı da gelecek kuşaklara doğru bir biçimde anlatmamız ve aktarmamız gerekiyor. Aksi halde gelecek nesiller kimin nesi olduğunu bilmeyen, mantar gibi yerden çıktığını zanneden nesiller olacaktır.

Sonuç olarak kökünü unutanın geleceği de olmaz.

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın