KIZIL ELMA’YA YOLCULUK

A+
A-
Oğuz’un Zamanı ve Zaferin Ruhunda Saklı Hakikat:
Tarihin tozlu yollarında yürüyen Oğuzlar için zaman, yalnızca bir takvim yaprağı değil; bir idealin, bir yürüyüşün ve bir inancın adıdır. Onlar ki çadırlarını rüzgârın yönüne, gönüllerini ise kutlu bir davaya kurmuşlardır. Göç ettikleri her diyarda taşıdıkları yalnızca malları değil; umutları, duaları ve yüzyılların yoğurduğu bir ülküdür. İşte bu ülkünün adı: Kızıl Elmadır.
Kızıl Elma, bir yerin değil bir hâlin, bir toprak parçasının değil bir idealler manzumesinin adıdır. Oğuz için nereye gidilirse gidilsin, varılacak her yurt, kazanılacak her zafer, Kızıl Elma’nın bir parıltısıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, Kızıl Elma’ya ulaşmak, sadece bir hedefe varmak değil; o hedef uğruna yanmak, yolda ermek ve insanı kemâle eriştiren bir imtihandır.
Bir zafer, elde edilmeden önce yalnızca düşte belirir. Tıpkı çobanın sabah yıldızına bakarak gideceği merayı hayal etmesi gibi… Oğuzlar için de hangi güne varılırsa varılsın, hangi ova fethedilirse edilsin, o zafer henüz ulaşılmadan önce yürekte taşıdıkları Kızıl Elma’dır. O, henüz görünmeyen ama hissedilen; uzakta duran ama gönülde yer eden bir niyettir.
Kızıl Elma, bir yön değildir; bir yöneliştir. Oğuz’un adımıyla başlar, duasıyla şekillenir, alın teriyle kutsanır. Ne yalnız kılıçtır Kızıl Elma, ne yalnız kelâm… Onun içinde vatan sevgisi, adalet arzusu, insanlık ideali ve Allah rızasıyla yoğrulmuş bir dava vardır. Bu yüzden Oğuz’un yürüyüşü bir yürüyüşten fazlasıdır: O, çağları aşan bir davanın taşıyıcısıdır.
Bugün de bu yolculuk sürmektedir. Oğuz’un torunları, hangi çağda yaşarlarsa yaşasınlar, zaferi yalnız zafer olarak görmezler. Onlar bilir ki ulaşılmamış her menzil, önce bir hayal, sonra bir iman ve nihayet bir eylem ister. Ve o eylem, ancak temiz bir yürekle, hak bir niyetle, sabırla ve sadakatle anlam bulur.
Zaferler geçici olabilir; fakat Kızıl Elma’ya duyulan aşk, ebedîdir. Çünkü Kızıl Elma, özlemdir, arzudur, sevdadır. İnsan neyin peşine düşerse onunla yoğrulur. Oğuzlar, Kızıl Elma’nın peşine düşerek yalnızca coğrafyaları değil, insanlığın vicdanını fethetmeyi murat etmişlerdir.
Bu yüzden her yolculuk, her mücadele, her ter damlası; sadece bir sonuca değil, aynı zamanda Kızıl Elma’nın ruhuna dokunma çabasıdır. Ve her Oğuz evlâdı, bilir ki gerçek zafer, o yolda kaybolmamak, istikametten sapmamaktır.
Kızıl Elma, zaferden önce gönülde kazanılır. Ve bir milletin kalbinde yeşeren ideal, zamanın ötesine kök salar.
AYDIN DÜNYA EFELERİ YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONU BAŞKANI

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın