Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’ dan Amasya, Sivas üzerinden gittiği Erzurum’ da, Erzurum Kongresi’ nin ve Kongre’nin seçtiği Temsil Heyeti’ nin başkanı olduğunu biliriz. Sivas Kongresi’nin başkanı olduğunu ve Temsil Heyeti Başkanlığı’ nı sürdürdüğünü de. Ama bu yolculuk ve çalışmaların, Sakin ve rahat bir ortamlarda yapıldığını sanırız. Oysa onlarca zorluk ve adeta kelle koltukta olarak yapılmışlardır. bakınız nasıl:
“Milletin bir ferdi” olarak Sivas yoluna düşen Mustafa Kemal ve ekibi, Erzincan Boğazı’na yaklaştığında, “Dersimli çetelerin boğazı” kapattığı bilgisi ulaşmıştı. Erzincan’dan istenilen koruma taburunun, Boğaz mıntıkasına ancak bir günde gelebileceği de, anlaşılmıştı. Bunun üzerine Mustafa Kemal, Sivas’a ulaşmanın gecikmemesi için, hafif mitralyöz(makinalı tüfek) takımı öncülüğünde yola devam emrini vermiştir. Elde de tüfekler Boğaz yolunda, sadece “palan, kilim, bazı” soygun eşyası görülerek, “güvenli bir şekilde” geçilmiştir…
Mustafa Kemal, 4 Eylül günü başlayan Sivas Kongresi’nde, “mandacıların” muhalefet görüşü reddedilerek kahir çoğunlukla başkanlığa seçilmiştir. başlangıçta muhalif olanların başında, İstanbul delegelerinden olup ilk günü toplantısına başkanlık eden Fazıl Paşa yanında, Rauf bey de vardı…
Kongre’de, “Erzurum Kongresi nizamnamesinin esas alındığı ye ni nizamname ile çalışmaların, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk cemiyeti” olarak sürdürülmesine karar verilmiştir. Ankara kolordu kumandanı Fuat Paşa, bu karara istinaden, Batı Anadolu’daki direniş örgütlerinin aynı çatı altında birleştirilmesi çalışmasına yönelmiştir.
Kongre’nin üçüncü günü akşamında, Malatya’ya geçen Elazığ Valisi Ali Galip’ in, İngiliz binbaşısı Noel’in telkinlerine kapılan bazı Kürt Kürt aşireti mensuplarıyla birlikte,
“Sivas’ı basıp Milli Mücadele ‘ye son vermeyi planladığı bilgisi gelmişti. Çok geçmeden, İçişleri Bakanı’ nın, Sivas’ a tayininin çıkardığı Ali Galip’e bu yolda talimat verdiği de, anlaşılmıştı.
Mustafa Kemal, derhal, Malatya 12 Alay Komutanı ve Elazığ 15. Süvari Alay Komutanı ile irtibat kurarak, bu hain girişimin önlenmesini istemiştir: “Ali Galip, İngiliz Binbaşısı” ve Malatya mutasarrıfı dahil, diğer tertipçilerin tutuklanarak, “Sivas’ a gönderilmeleri elzemdi.” Olayı takip için, yeni maiyetini giren Kılıç Ali’yi de, Malatya’ ya göndermişti.
Kılıç Ali gece, 15 Alay Komutanı ve “dört askerle birlikte hükümet konağına” girdi. Bir köşede rastladığı ve Hürriyet ve İtilaf Partisi İl başkanı olan yaşlı adamdan, “Ali Galip ve yanındakilerin”, şehirden kaçtığını öğrenmişti.
Girdikleri mutasarrıfın odasındaki masada gördüğü bir kağıtta şunlar yazılıydı:
“Mustafa Kemal ve avanesinin yakalanıp katledilmesi karşılığında altı bin lira alınmıştır. İmza: Ali Galip, mutasarrıf Halil…”
“Odayı kolaçan eden Kılıç, paraların masanın kenarında dizili olduğunu gördü. belli ki, korkularından paraları bile almaya vakit bulamamışlardı…”
Mustafa kemal’ in yürüttüğü Milli Mücadele’ ye karşı asıl baskı ve zorluklar, İstanbul hükümetince çıkarılıyordu. Bu sebeple, hükümet ile iletişim kesilmişti.
Sadrazam damat Ferit, kendileriyle iletişimi kesen “Sivas’a karşı, askeri güç kullanmak istiyordu.” Ama bu hususta yardım beklediği İngiliz Yüksek Temsilcisi De Rebeck’ ten olumlu cevap alamamıştı.
Öte yandan, Padişah vahdettin, ” 20 Eylül günü bir beyanname yayımlayarak, Sivas’ a karşı Damat Ferit’i desteklediğini açıkladı… Mustafa Kemal, memlekette ikilik çıkarıyor, sorunlara neden oluyordu…”
Baştan beri bir sorun da, para sıkıntısı idi.
Havaların serinlemeye başladığı bir Ekim akşamı, çaycı Ali Çavuş, Mazhar müfit ile konuşan Mustafa Kemal’ in odasına girerek,
“Efendim, odun da kalmadı, kömür de” demişti. Sorun, Ankara’ya çıkma hazırlığı sırasında da, dile getirilmişti…(1)
Kitabı keyifle okurken, dilimin ucuna iki cümle geliyordu:
Atatürk ve arkadaşlarına kem söz söyleyenler, cahil ve hiç kadirbilmez kişilerdir.
(Kurtuluş Savaşı’ nda) “Keşke Yunan kazansaydı” diyebilenler, alçak ve vatan hainidirler.
1. Yarının Adamı, Con Sinov, 2024, İstanbul
Yorumlar (0)