Yunus İle Çıktık Yola, Yolun Sonu Hakk Ola…
Âşıkların gönlü gözü ma´şukın isteyü gider Ayruk suretde ne kalır kim kılısar zühd ü taat
Türk asılı ve reformist bir kimliğe sahip İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın İran açısında kritik bir dönemde Azerbaycan’ı ziyareti etmesi, büyük Türk Şairi Şehriyar’dan Türkçe şiir okuması ve “Azerbaycan Cumhuriyeti’nde olduğumda kendi halkımın arasında gibi hissediyorum. Sanki Tebriz’de veya Erdebil’deyim. Sanki doğup büyüdüğümüz, yaşadığımız İran Azerbaycan’ındayız.” şeklinde demeç vermesi doğal olarak hem dikkatleri üzerine çekti hem de acaba İran dış politikada paradigma değişimine mi gidiyor soruları akla getirdi? Öncelikle belirtelim ki, İran dış politikası, rejim değişikliklerine veya lider kadrosuna göre kısmen şekil değiştirse de, devrim sonrası (1979) süreçte belli başlı “değişmez” (sabit, kalıcı, stratejik) ilkeler üzerine kuruludur. Bu değişmezler, hem İslam Devrimi’nin ideolojik kodlarından hem de İran’ın jeopolitik konumundan beslenmektedir. O nedenle İran dış politikasının farklı kurumların etki faktörüne göre belirlenmektedir. Başka bir ifadeyle İran, dış politikada sadece Dışişleri Bakanlığı üzerinden değil, aynı zamanda Devrim Muhafızları, Kudüs Gücü, istihbarat servisleri ve dini liderlik eliyle paralel diplomasi yürütür. Dışişleri Bakanı barış çağrısı yaparken, sahada Kudüs Gücü operasyon düzenleyebilir. Oluşturulan bu yapı sayesinde İran esnek ama kontrolcü bir dış politika uygular. Dolayısıyla İran cumhurbaşkanı istese de yalnız başında dış politikayı belirleyemez. Peki, o zaman bu ziyaretin anlam ve amacı nedir? Kanaatimce liderlerin konuşmaları dikkate alarak bu soruları cevaplamak mümkündür.
Sayın Aliyev’in basın toplantısındaki konuşmasında (https://president.az/az/ articles/view/68674), iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi kökene sahip olduğunu vurgulayarak bugün iki devlet arasındaki ilişkilerin sağlam temel üzerine geliştiğini kaydetti. İran Cumhurbaşkanı’nın Azerbaycan’a resmi ziyareti, ilişkilerimizin yüksek seviyesinin bir tezahürü olduğunu belirten Aliyev, görüşmeler ve fikir alışverişleri temelinde birçok önemli konuyu konuştuklarını, Azerbaycan-İran’ın bugünkü stratejik ilişkilerini yinelediklerini, her iki tarafın da Azerbaycan-İran ilişkilerini geliştirmek için yoğun çaba göstermeleri gerektiği ve liderler düzeyinde imzalanan belge de dahil olmak üzere birçok önemli belgenin imzalanarak her iki ülkenin daha yakın işbirliği içinde olmak istediklerini ifade ettiler.
Aliyev, Azerbaycan ve İran’ın uluslararası örgütler çerçevesinde geleneksel olarak birbirlerine desteklediği hususuna da işaret ederek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin çok düşük olduğunu vurguladı. Bu nedenle, ticaret cirosunun artırılması, karşılıklı yatırım yapılması, ortak girişimlerin kurulması gerektiği ifade etti. Aliyev’in konuşmasında dikkat çeken en önemli husus kuşkusuz koridor meselesiydi. Aliyev, Azerbaycan ve İran, aralarında Kuzey-Güney ulaştırma koridoru aracılığıyla yakın işbirliği içinde olabileceklerine dikkat çekerek, bu koridorun sadece ulaşım koridoru olmasını istemedikleri, aynı zamanda bu koridor üzerinde Azerbaycan ve İran’da yol boyunca yeni işletmelerin açılması ve yeni sanayi işletmelerinin kurulması için ortak fırsatlar yaratması gerektiğini ifade etti. Böylece bu koridorun iki ülkenin yüksek işbirliğine dönüşme imkânı sağlayabilecektir. Konuşmasında demir yoluna da değinen Aliyev, İran’ın da istemesi halinde Zengilan-Ağband istikametinde demiryolunu İran sınırına kadar uzatabileceklerini ve bu demir yolu hattı aynı zamanda uluslararası bir ulaşım koridoruna dönüşebileceğini ifade ettiler. Aliyev, iki ülke arasında başta elektrik enerjisi olmak üzere alternatif enerji konusunda ikili ya da çok taraflı işbirliğini yapılabileceğine de dikkat çekti.
Ortak kültür, din ve inanca sahip her iki ülkenin Bölgede barışı, güvenliği ve huzuru birlikte sağlayabileceği ve mevcut sorunlarını da hep birlikte çözeceklerine dikkat çeken Pezeşkiyan, kadim zamanlardan beri birlikte olan Müslüman ülkeler, bölge devletleri, komşular, kardeşler olarak el ele vermeleri, birbirinin toprak bütünlüğüne saygı göstermeleri, dünya görüşlerinin karşılıklı olarak kabul görmesi halinde Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerden daha üstün bir bölge yaratabileceğini ifade ettiler. Kuzey-Güney, Doğu-Batı koridorları oluşturması gerektiğini ifade eden Pezeşkiyan, üretim, bilim, kültür, ekonomi ve siyaset alanında hep birlikte hareket edilmesi, başkalarının bunları bozmasına müsaade edilmemelsi nifak çıkarmak isterlerse buna izin vermemesi hususlarına vurgu yaptılar. Azerbaycan’ın Karabağ’da ve sahip olduğu haklarını tanıdıklarını belirten Pezeşkiyan, “İnanıyoruz ki Karabağ Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçasıdır ve buna saygıyla yaklaşıyoruz. Elbette burada bulunmamız, ilişkilerimizin ve birliğimizin güçlenmesine katkı sağlayacaktır” dedi.
Pezeşkiyan’ın 7 yıl aradan sonra Türk asılı İran cumhurbaşkanı sıfatıyla Azerbaycan’a resmi ziyarette bulunması, sıcak mesajları vermesi, kendisinin Tebriz’de olduğu gibi hissettiğini ifade etmesi, özellikle Karabağ’ı Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulaması ve büyük Türk Şairi Şehriyarın sembolik değere sahip “Haydarbaba’ya Selam”dan şiirden dizileri Türkçe olarak okuması Azerbaycan – İran ilişkileri açısında oldukça önemli bir başlangıç olarak kabul edilmesi gerekir. Bilhassa bu ziyaretin 2. Karabağ Savaşı süresince iki ülke ilişkilerinde yaşanan gerilimli dönem sonrası başlayan normalleşme sürecinin hangi yöne everileceği açısından önemli ipuçları vermektedir. Tüm bu iyi niyetli okumalara rağmen çok iyimser olmayı gerektiren hususlar henüz yeterince oluşmadığını da söylemek gerekir. Zira iki ülkenin ilişkilerinin düzeyini belirleyecek unsurlar İran’ın dış politika değişmezleri sayılan konularda İran’ın atacağı olumlu adımlar belirleyecektir.
İran dış politikası değişmezleri başında “İslam devrimini ihraç etmek” hedefi yer almaktadır. İran dış politikasında 1979’dan sonra Humeyni’nin doktriniyle gelen temel hedeflerden biri, “İslami uyanışı yaymak” ve devrim modelini ihraç etmektir. Bu amaçla özellikle Şii nüfuz alanlarında (Lübnan, Irak, Yemen, Bahreyn) etki oluşturma çabası sürdürülmektedir. Bu strateji, “Şii Hilali” olarak da tanımlanmaktadır. Önceki yazımızda da ifade ettiğimiz üzere İran bu politika kapsamında dini etki alanı oluşturmak yönünde yoğun çaba içindedir. . Oysa Azerbaycan, İran’ın bu yayılmacı politikasını milli güvenliği açısından bir tehdit ve milli egemenliğe müdahale girişimi olarak algılamaktadır. Yine İran, kendisini sadece bir ulus-devlet değil, bölgesel güç ve Şii âlemin lideri olarak konumlandırmaktadır. İran’ın bu kartı kullanarak “bölgesel liderlik ve etki alanı genişletme” politikası Azerbaycan tarafından dikkatlice izlenmektedir.
İran dış politikası değişmezlerinden biri de “İsrail Karşıtlığı” politikasıdır. İran, İsrail’i gayrimeşru bir işgalci devlet olarak tanımlamakta, İsrail ile dolaylı olarak vekâlet araçlarıyla (Hizbullah, Hamas, İslami Cihad) mücadele etmektedir. Diğer taraftan İran, kendi güvenliği için “coğrafi derinlik” yaratmak istemektedir. Bu politikayı, askeri olarak değil; vekil güçler ve sızma stratejileriyle yürütmektedir. İsrail’i bu politikanın hayata geçmesinde en büyük engel olarak görmektedir. Buna karşın Azerbaycan-İsrail ilişkileri giderek stratejik bir boyut kazanmakta, İsrail’in Azerbaycan’da varlığı giderek güçlenmektedir. Bu gelişme İran’da Azerbaycan üzerinde İsrail tarafından çevrelendiği algısı oluşturmaktadır. Bu gelişme doğal olarak belirli ölçüde Azerbaycan-İran ilişkilerine yansımaktadır.
Azerbaycan-İran ilişkilerinin seyrini etkileyecek bir unsurlar da İran’ın Ermenistan politikasındaki gelişme olacaktır. İran’ın Ermenistan politikası, özellikle son yıllarda iki ülke ilişkisinde gerilimi artıran başlıca unsurlardan biri haline gelmiştir. İran’ın Ermenistan’a verdiği siyasi, ekonomik ve lojistik destek, Azerbaycan tarafından şüpheyle ve rahatsızlıkla izlenmektedir. Bu durum, iki ülke arasında zaman zaman diplomatik krizlere de yol açmaktadır. İran, Azerbaycan’ın Nakhçıvan ile ana karayı bağlayacak “Zengezur Koridoru” projesi, kendileri için bölgesel kuşatma riski taşıdığını ileri sürerek açık şekilde Ermenistan’ın yanında yer almaya devam edecek mi? Ya da Ermenistan’ı stratejik ortak olarak görerek askeri işbirliğine devam edecek mi? Sorularının yanıtı ilişkilerin düzeyi belirlemesine önemli rol oynayacaktır.
Azerbaycan-İran ilişkilerinin belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri kuşkusuz Güney Azerbaycan meselesidir. Azerbaycan’ın, İran’ın baskıladığı, sosyal ve kültürel haklar konusunda kısıtlama altına aldığı Güney Azerbaycan Türkeri’nin haklarını görmezden gelmesi beklenemez. Türk asılı Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın Güney Azerbaycan Türklerinin başkenti sayılan Tebriz kültür gününde Türk şiir okumasına tahammül etmeyen İran derin devleti Azerbaycan’ın tarihi ve kültürel bir parçası olan Güney Azerbaycan’a ilgisi nasıl değerlendirecektir? Pezeşkiyan’ın basın açıklaması konuşmasında dile getirdiği toprak bütünlüğüne saygı ifadesinde bu konuya ima var mı?
Tüm bunlarla beraber İbn-i Haldun’a atfedilen “Coğrafya Kaderdir” sözünden hareketle Azerbaycan ile İran’ın bu gerçek çerçevesinde iyi komşuluk ilişkileri kurmaları kaçınılmazdır. Zira her iki ülke derin tarihi köklere sahiptir. Her iki millet de İslam dünyasına mensup milletlerdendir. Tarihsel, kültürel ve coğrafi anlamda birçok ortak değeri taşımaktadırlar. Hakani, Nizami, Nesimi, Fuzuli ve Şehriyar gibi çok sayıda meşhur Azerbaycan şairleri Azerbaycan ve Fars dillerinde büyük eserler vermiştir. O nedenle ortak değerleri önceleyerek tesis edilecek bir işbirliği ilişkisi hem her iki ülke hem de Bölgenin yararına olacaktır. Zaten “çok yönlü ve denge politika” Azerbaycan’ın dış politikasının klasik ilkelerinden birini teşkil etmektedir. İran devlet televizyonu, Pezeşkiyan’ın Aliyev ile görüşmesinde Azerbaycan’ı “İran’ın dostu” olarak nitelendirdiği yayımlaması, İran’ın 2. Karabağ Savaşı sürecinde Azerbaycan’a karşı izlediği dostane olmayan politikasını değiştirecek mi sorusunu akla getirdi. Yoksa meşhur “takıyye” politikası mı izlemeye devam etmektedir. Bilindiği üzere İran dış politikası, aceleci değil; sabırlı, uzun vadeli ve stratejik hamlelerle yürütülmektedir. İran, müzakere masasında kazanamadığını sahada, sahada başaramadığını masada kazanmaya çalışır. Dolayısıyla “Zamana yaymak” İran diplomasisinin en önemli ve ayırt edici bir özelliğidir.
Cumhurbaşkanlarının konuşmalarında öne çıkan iki önemli konuya değinerek yazımı tamamlamak istiyorum. Bunlardan birincisi her iki cumhurbaşkanının üzerinde durduğu Kuzey-Güney Uluslararası Ulaştırma Koridoru konusudur. Bilindiği üzere, Kuzey-Güney Uluslararası Ulaştırma Koridoru, Hindistan’dan başlayarak İran, Azerbaycan, Rusya üzerinden Avrupa’ya uzanan çok modlu (kara, demiryolu ve deniz) taşımacılık ağı projesidir. Bu koridor, yalnızca ticaret için değil; aynı zamanda jeopolitik, ekonomik ve diplomatik anlamda bölgesel güç dengelerini de etkileyen stratejik bir projedir. Bu projenin hayata geçmesiyle Azerbaycan Orta Koridor ve Kuzey-Güney Koridoru arasında bağlayıcı bir köprü rolü görür. Azerbaycan bu güzergâhta geçiş ülke olmanın ötesinde, İran ile karşılıklı bağımlılık ilişkisi geliştirme şansı yakalar. Özellikle Zengezur Koridoru gerginliği sonrasında, bu koridor üzerinden kurulacak denge, Azerbaycan’ın İran üzerindeki diplomatik baskı gücünü artıracaktır. Bununla birlikte Azerbaycan’ın Zengezur Koridorunda vazgeçmiş değildir.
İkincisi enerji konusunda işbirliği meselesidir. Bilindiği üzere İran ile Azerbaycan, daha önce de petrol ve doğalgaz alanlarında iş birliği yapmıştı. 2021 yılında da Türkmenistan doğal gazının İran üzerinden Azerbaycan’a taşınmasıyla ilgili her üç ülke arasında doğal gaz swap (takas) anlaşması imzalanmıştı. Söz konusu anlaşmaya göre yıllık 1,5-2 milyar metre küp Türkmenistan doğal gazının İran toprakları üzerinden Azerbaycan’a intikal etmesi kararlaştırılmıştı. Maruz kaldığı ambargolar nedeniyle zengin doğal rezervlerini çıkaramayan İran, yıllık 55 milyar metreküp gazı ithalatı için Rusya ile anlaştı. Söz konusu ithal edilecek Rus gazı, Azerbaycan üzerinden karayoluyla İran’a taşınması planlamaktadır. Ziyaretin bu anlaşmanın hemen sonrasında gerçekleşmesi bu açıdan manidar olarak görülmektedir.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)