Prof.Dr. Yusuf Kaplan Yazdı: Kozmos Şehir’den İnsansız Kent’e: Taş, Çelik ve Ten’in Renkleri
Şehir ile medeniyet arasında birbirini vareden kopmaz bir ilişki var...
Prof. Dr. Doğu Ergil / Siyaset Bilimci-Yazar
“Eğer beklenen Mesih (kurtarıcı–yol gösterici) gelmiyorsa, bu, toplumun kendi yolunu bulamadığı ve ortak iradesini kuramadığı anlamına gelir.”
Tarihsel Bir Olgu: Kurtarıcı Beklemek
İnsanlık tarihi boyunca çaresiz kaldığında bir kurtarıcı arayışına girmiştir. Antik Roma’da köle isyanları, Spartaküs’ü bir “kurtarıcı”ya dönüştürmüştü. Ortaçağ Avrupa’sında Mesih’in ikinci gelişine olan inanç, kitlelerin adaletsizliğe tahammül gücünü artırmıştı. Osmanlı’nın son döneminde Halifenin sancağı altında gerçekleşecek İslam birliği; Cumhuriyet Türkiye’sinde 1950’den sonra “Atatürk’ün geri dönmesi” hep bu arayışın yansımalarıdır. Herkes bekliyor; oysa beklemek, ölümün ağır çekimde yaşanaktır.
Kolektif İrade Eksikliği
Kurtarıcı beklentisi, toplumsal iradenin zayıflığını yansıtır. Kimi toplumlarda bu, siyasal kurumların işlemezliğiyle ilgilidir. Örneğin 20. yüzyılın başında Almanya’da ekonomik çöküş ve siyasi istikrarsızlık, Hitler’in halkın beklentilerine uygun söylemleriyle kurtarıcı gibi görülmesine yol açmıştır. Ama bu “kurtarıcı” vaadini yerine getirecek donanım ve gerçekçilikten uzak olduğu için toplumu felakete sürüklemiştir.
Hannah Arendt’in sözleri bu durumu çarpıcı biçimde özetler:
“İnsanların kendileri düşünmeyi bıraktıkları yerde, despotlar düşünmeye başlar.”
Psikolojik Boyut: Umut ve Edilgenlik
Kurtarıcı beklentisi, bireylerin sorumluluk duygusunu zayıflatır. Sorunları çözmek için örgütlenmeye, mücadele etmeye gerek kalmaz; çünkü bir gün “gelecek olan” her şeyi düzeltecektir. Bu, umut ile edilgenlik arasında ince bir dengedir. Sosyolog Max Weber’in dediği gibi:
“Karizma*, kriz anında kitlelerin sığındığı duygusal limandır.”
Siyasal Sonuçlar: Demokrasi ve Yurttaşlık Krizi
Demokrasi, kurtarıcıların değil, yurttaşların iradesi üzerine kurulur. Kurtarıcı beklentisinin yoğun olduğu toplumlarda demokrasi kökleşemez. Çünkü herkes “bir gün gelecek olan” lidere bel bağladığında, kurumsal süreklilik, hukukun üstünlüğü ve ortak akıl geri plana düşer.
Tarihte bu dırumun sayısız örneği vardır:
Sonuç: Mesih’i Beklemek mi, Ortak İradeyi İnşa Etmek mi?
Mesih’in gelip gelmemesi asıl mesele değildir; asıl mesele, toplumun kendi geleceğini birlikte kurma becerisini gösterip göstermemesidir. Kurtarıcı beklentisi, bir boşluğu işaret eder: Ortak iradenin eksikliği. Bu boşluğu doldurmanın tek yolu, beklemek değil üretmek; teslim olmak değil, birlikte yol açmaktır. Ancak bunun için zamanı iyi okumak ve ona ayak uyduracak donanımı kazanmak gerekir.
Toplumlar kurtarıcı bekleyerek değil, kendi kaderlerinin öznesi olarak hareket ettiklerinde özgürleşir ve gelişirler.
____
*Karizma: Olağanüstü nitelikler, çekicilik, etkileyicilik. Karizmatik:Bu niteliklere sahip olduğuna inanılan ve insanların önder olarak kabul etmeye eğilim gösterdiği kişiler.
Şehir ile medeniyet arasında birbirini vareden kopmaz bir ilişki var...
Tkaynağın Orhun Yazıtları olarak ele alınmasında bir gereklilik bulunmaktadır. Orhun abideleri “Töre” kavramının geçtiği erken dönem bir metin olarak önemlidir...
Demokrasi, önce insan haklarına saygının yükümlülüğü ile başlar...
Ülkemizde 18 yıldır çocuklarımıza okuma konusunda Bursa Uludağ Üniversitesinde akademisyenler tarafından geliştirilmiş benzersiz, tescilli yeni bir okuma yöntemini öğretmeye çalışıyoruz.
Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)