SABREDİN, SİZE DE KAYYUMLUK ÇIKABİLİR!

A+
A-

Topluma “Kayyum nedir?” diye sorsanız alacağınız cevaplar bilgi dağarcığınızı doldurmaya bile yetmez lakin gerçek bir Türkiye fotoğrafı çekebilmeniz güvenilir bir kaynak olur…

Lafı daha fazla gargara yapmadan sadede gelecek olursak memlekette, geleceği garanti altında olan bir meslek haline geldi kayyumluk…

Akarı yok kokarı yok üstelik….Taş atıp kolunuz da yorulmuyor.

Çalıştığınız kurumda maaşlı bordrolu sıradan bir bürokrat veya memurken bir anda (İktidar Partisi dışında) herhangi bir siyasi partinin genel başkanı, il veya ilçe başkanı, devasa holdinglerin yönetim kurulu başkanı, dernek veya vakıf başkanı vs…olabilirsiniz.

Hani hekim olursanız alanınız sadece tıptır, mühendis olursunuz yine kendi alanınızda çalışabilirsiniz, öğretmen, avukat vs. her birisi için geçerli..

Ama kayyumluk öyle mi ya? Her an her şey olabilir. Ne zaman, nerede olabileceğinizin garantisi yok.

Zerre yorulmadan devasa kitlelerin atanmış lideri olma şansını elde edebilir, hayli yüklü bir servetin yöneticisi konumuna gelebilirsiniz…

Hayatınızı bir anda sabah 8, akşam 17.00 sıkıcılığından kurtararak enteresan bir maceranın içinde dikenli bir yolculuğa çıkarabilirsiniz…

Tavsiyem bunu akademik bir temele bağlayalım ve üniversitelerde “Kayyum” bölümü açılsın…

Kayyumlarımız kendi bölümlerinden mezun olarak işlerine başlasınlar…

Gerçek bir meslek haline gelmeye başladı nihayetinde..Söz gelimi bugün çağımızın uleması google’da şöyle etraflıca arama yaptım.

Baktım ki ne göreyim?

İş ilanı yayınlayan siteler başta olmak üzere, kariyer planma danışmanlık şirketleri, hukuk büroları, yaşam koçluğu hizmeti veren şirketle4 vs. bir çok platform, “Kayyum Nasıl Olunur?” sorusuna yanıt aramışlar…

Kayyumluk bu kadar revaçta olur da belli kriterleri olmaz mı? Olur elbet. İyi ve kullanışlı bir kayyumda aranan özellikler nelermiş hadi gelin birlikte bakalım:

Öncelikle kayyumu 5’e ayıralım:

  • Siyasete atanan kayyumlar,
  • Kamu kurum ve kuruluşlarına atanan kayyumlar
  • Şirketlere atanan kayyumlar,
  • Spor kulüplerine atanan kayyumlar,
  • STK’lara atanan kayyumlar

Göreviniz Belediyeler gibi kamu ve kuruluşlarına atanan bir kayyum olmaksa işiniz nispeten daha kolay. Hele hakim siyasi iradeye yakın bir kamu kuruluşuna atanmışsanız eski sistemin devamını sağlamanız yeterli. Yalnızz sakin ola ki atanmış olduğunuz gerçeğini unutup da seçilmişler gibi davranmaya kalkmayın maazallah geldiğiniz yere öyle bir geri dönersiniz ki, sonunuz devrik belediye başkanından daha kötü olabilir..

Öte yandan, muhalif bir belediyenin başına kayyum atandıysanız orada işiniz daha zor. Bir defa selefiniz olan önceki belediye kadrosundan çok farklı bir politika izlemeli, deyim yerindeyse ‘u’ dönüşü yapmalısınız. Yeni bir dil tutturmak, yeni bir işleyiş ortaya koymak ve hatta masada bekleyen projelerin ihalelerini bile gözden geçirmek zorunda kalabilirsiniz.

İşiniz zor yani…

Vee siyasete atanan kayyumlar. Günümüzde en çok tartışılanı bu alan olsa gerek. Öncelikle söyleyelim ki, burada kayyumluk vazifesini üstlenmek ateşten gömlek giymek gibi bir şey. Hele ki isteksiz bir şekilde geldiyseniz işiniz hepten zor. İktidar partisi bir yandan muhalefet partisi bir yandan çekiştirip durulursunuz. Hayatınız biranda zindana dönebilir.

Herkes için öyle değil elbet. En azından sadece muhalefet baskısına uğrayan ama iktidardan tam destek gören bir kayyum olmak istiyorsanız bazı özellikleri taşımanız gerekir.

Nedir onlar?

Öncelikle yüzünüzün kızarmamasına dikkat etmelisiniz. Kim ne derse desin, kimler yüzünüze tükürürse tükürsün yarabbi şükür diyecek kadar yüzsüz olmalısınız. “Bu dünyada kişisel menfaatim için satamayacağım adam yoktur’ diyecek kadar da kaypak olmalısınız.

Bir tutam riyakarlık üzerine, yeterli miktarda hırs ve kin de eklerseniz tadınızdan yenmez. Bununla birlikte hangi vasıflara sahip olursanız olsun oturduğunuz koltuğun bir ayağının daima sallantıda olduğunu unutmamalısınız. Aksi takdirde öyle bir tepetaklak olursunuz ki, halinize kargalar bile güler.

Siyasete atanan kayyumların en önemli özelliği, dava bilincini safsata, bir zamanlar omuz omuza yürüdüğü arkadaşlarını Pazar malı gibi görmelidir.  Her ne kadar oldukça kullanışlı da olsalar siz siz olun bunlardan uzak durun.

Şirketlere atanan kayyumlar da ise, eğer bir basın yayın organı da varsa iki soru karşımıza çıkar: Yandaş mı, muhalif mi? Yandaşsa aynen devam. Kadronuzda bulunanlar ne yapacaklarını iyi bilirler. Ama muhalifse önce kadro değişikliğine gitmeli hele yönetim kadrosunu sil baştan yenilemelisiniz. Onurlu ve şerefli muhabir ve çalışanlarda mı var? Koyun kapının önüne. Sonra işiniz kolay: Yandaş birkaç gazeteci, muhabir serpiştirdiniz mi onlar sizin adınıza her türlü yağlama ve cilalama işlemini yapar…

Eğer kayyum olarak atandığınız şirket inşaat, sağlık, danışmanlık, tekstil vs. gibi alanlarda ise bir takım politika değişikliklerine gitmek zorunda kalabilirsiniz ki ihale almak kolay olsun.

Spor kulüplerine kayyum olarak atandaysanız siyasetle ilişkileriniz aynen devam eder. Kaldı ki ülkemizde kulüpler kötü yönetimler elinde zaten borç batağında olduğu için siyasete eliniz mahkum. Dolayısıyla ilkesel ve yönetimsel anlamda çok bir şey değişmeyecektir.

Ancak eğer sportif anlamda yeterince liyakatlı olduğunuzu gösteremezsiniz belki siyasetle sorununuz olmaz ama taraftar dediğimiz güç dünyayı size dar edebilir. Onun için buraya kayyum olarak atanırken iki kere düşünmenizde fayda var.,

STK’larda da durum spor kulüplerine benzer. Atandığınız STK muhalif değilse işiniz yürür ama muhalifse zaten sizin adınıza işi yürütürler. Siz talimatları uygulayın yeter ki.

Sözün özüne gelirsek, kayyumluk zor ama geleceği parlak bir meslek. Birkaç yıla kalmaz her gönülde bir kurum ve kuruluşa kayyum olarak atanmak yatacaktır.

Bizim çocukluğumuzda büyüyünce ne olacaksın dediklerinde ya doktor, ya mühendis, ya avukat olacağız ya öğretmen olacağız derdik. Bugünün çocuklarının gelecek idealleri arasında herhangi bir kurum ve kuruluşa kayyum olarak atanmak olacak bu gidişle…

Ailelerin de farklı düşüneceğini sanmıyorum. Keşke benim çocuğum da kayyum olsa diye iç geçirenlerin sayısının doktor, mühendis, avukat, öğretmen olsun diyenlerin sayısından katmer katmer fazla olacağına eminim…Kız çocuk sahibi aileler de damatlarının mesleğini sorarken kayyum olanlara pozitif ayrımcılık tanıyacaktır.

Sayın damat adayları, kız istemeye gitmeden önce kariyer planlaması yapmanız iyi olur sizin anlayacağınız..

Bütün anlatılanlar belli bir siyasi iradeden bağımsız esasında. Yani dönem değişse de çok bir şeyin değişeceğini, kayyumluğun ülkemizin gündeminden çıkacağını sanmıyorum. Bunun için farklı bir dünya görüşüne inanmanız; adalet, ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, hoşgörü gibi toplumsal barışın temeli olan değerleri özümsemiş olmanız lazım.

Kısacası efendim, hiç nutuk atmaya gerek yok. Şunun şurasında ‘kırk kişiyiz, kırkımızda birbirimizi biliriz’.

Geleceğin gençlerine son bir tavsiyeyle yazıyı bitirelim:

Çıkmaz demeyin, şansınızı deneyin!

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın