SEVGİYLE ÖĞRET SOKAKLAR KAFASINA GÖRE ÖĞRETMEDEN

A+
A-

Çocuklarınızı sevin. Onların sevgileri, onlar yaratıldığı zaman kalbinize gelip yerleşti. Yerleşen o yere beton dökseniz bile onlara olan sevginiz hep orada olacak. Hatta varsa bir beton mevzu o sevgi onu da kırıp atar. Yeter ki o sevginin yaratıldığını, asla kaybolmayacağını ve onlar büyüdükçe onlara olan sevginizin de büyüyüp gelişeceğini aklınızdan çıkarmayın.

Bir çocuğunuzun sevgisinden alıp diğerine verme yanılgısına ise asla düşmeyin. Zira her dünyaya gelenin sevgisini de yaratacak Yüce bir Yaratıcı varken sevgiyi kendiniz yaratmış gibi birine az, birine çok verip sevginizi harçlığa çevirmeyin. Sevginizi ilginizi rüşvetle sunmayın çocuklarınıza. Ödüllendirmek başka, rüşvet başka. Yaramazlık yaparken öğrensin, yaramazlığı bırakırsa karşılığında bir çıkar elde edemeyeceğini de en baştan öğrensin.

Çocuğunuzun sizden “hayır” duyabildiğini, kendisinin de size “hayır” diyebileceğini bilmesi kıymetlidir. İmkansızlığı bilsin. Fakir değilseniz bile fakirliği bilsin. Paylaşmayı, kanaati, sabrı öğrensin. İşte o zaman duygudaş bir yurttaş olacaktır. Hayatın sınırlarını bilmeyen, kendisine sınır konulmadığını sanan çocuk dışarıda ilk sınıra tosladığında ya kırılır ya da yanlış yollara savrulur. Oysa sınırlar, sevgiyi güvenle bütünleştiren bir çerçevedir.

Kaliteli ve birlikte zaman geçirmenin önemini de unutmayın. Çocuğunuzun kalbine sevginizin aktığını gösterecek en büyük armağan, onunla geçirdiğiniz vakittir. Beş dakika bile olsa, yan yana oturup sadece onu dinlemek, ona alınacak yüz hediyeden daha kalıcıdır. Çünkü çocuk sevgiyi işittiği sözcüklerden çok, dokunduğu zamandan öğrenir.

Ve şartsız, koşulsuz olmak… Çocuğunuza olan sevginizi; derslerine, başarısına, usluluğuna, itaate göre değişmeyen bir şey olarak bilmesi gerekir. Başarı gösterdiğinde sevginiz artsın, başarısız olduğunda eksilsin, işte bu en büyük adaletsizlik ve yapacağınız büyük bir yanlıştır. Ona vereceğiniz en kıymetli miras, kayıtsız şartsız sevildiğine olan inancıdır.

Sevginizden emin olan çocuklarınız olsun ki, dışarıda kendilerine sunulan beş para etmez şeyleri sevgi sanmasınlar. İlgiye aç kalmasınlar, başkalarının kandırmacalarına düşmesinler. Bir çocuğun sokakta sahte ilgiye vurulması, evde zamanında ilgi aşısı yapılmadığının işaretidir.

Bugün yine çok işin mi var? Eve yine yorgun mu geleceksin? İşin biter, yorgunluğun geçer, paran da tükenir ama çocuk kalbinin içine yerleştirilmiş o sevgiye dair güvenini kaybederse, işte o kolay kolay yerine gelmez. Sokaktakiler tüm yapmadıklarını yapmak için hazırda bekliyorlar, haberin olsun.

Bir öykü:

Evin babası işinden yorgun argın eve döner, kapıdan girer girmez koltuğa uzanırdı. Oğlunun gün boyu heyecanla yapıp ona göstermek istediği resimleri ve birikmiş soracağı sorularını çoğu zaman “yarın bakarız” diye ertelerdi. Çocuk, zamanla babasının gözlerinde kendi kıymetini göremez oldu. Sokakta karşılaştığı kendinden büyük birkaç mahalle abisi, onunla şakalaşıp biraz vakit ayırınca, bunu “ilgi” sandı. Oysa o ilgi, babasının vereceği bir bakış kadar temiz değildi. O mahallenin gösterişli ama içi boş delikanlıları her an gerçek yüzlerini göstermenin fırsatını kolluyorlardı.

Bir gün anne evin içinde ve dışında olanları fark etti, oluşmaya başlayan boşluğu gördü. Akşam yemeklerini bir aile sofrasına ve toplantısına çevirdiler. Baba, ne kadar yorgun olursa olsun beş dakikasını oğluna ayırmaya başladı. Çocuk sorularını yeniden sormaya, resimlerini masaya koymaya cesaret buldu. Babasının “Seninle gurur duyuyorum” demesi, çocuğun sokakta aradığı ilgiyi bir daha aramasına gerek bırakmadı.

Yıllar sonra çocuk büyüdüğünde, babasına şunu söyledi: “Bana en değerli hediyen, yorgun da olsan bana ayırdığın zamandı. Mahallede bana ilgi gösterenlerden birinin bugün uyuşturucudan cezaevine girdiğini duydum.”

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın