Kıymetli YolcuTV Haber okuyucuları,
Bu hafta üzerinde durmak istediğim konu artan kişilerarası şiddet eğilimi. Mesleğim gereği (adli tıp uzmanıyım) hergün çok sayıda şiddet olgusu ile ilgili muhataplığım söz konusu. Yine 28 Aralık 2023 gününden bu yana günlük youtube video kanalımda (nevzatalkan1) çok sayıda olgu ile ilgili değerlendirmelerde bulunuyorum. Bu sebeple günlük olarak tüm ülkede basın yayın organlarına yansıyan kişilerarası şiddet olgularını da yakından takip ediyorum. Hergün eşini öldürenler, arkadaşını öldürenler, hiç tanımadığı kişileri öldürenler, yaralayanlar vs çok sayıda olgu hakkında bilgi sahibiyim. Şimdi bu olgulardan bir tanesinden bahsedeceğim ve sokaklarda artan tehlikeler hakkında bilgi vereceğim. Nitekim bu köşede ilk yazdığım yazılardan birinde “bu cehennem günlerinden sağ salim nasıl çıkabiliriz” manasında da bir yazı kaleme almıştım.
Bu hafta Gaziantep Suruç’ a iki erkek avukat gidiyor. Müvekkillerinin verdiği bir işle ilgili olarak. Bu avukatların müvekkilleri ile diğer taraf arasında bir ticari uyuşmazlık meydana gelmiş ve alınan haciz kararı ile ilgili olarak iki avukat işlemi yapmaya o ilçeye gitmişler. Haciz yapılan yerde bu duruma öfkelenenlerden birisi bu avukatlardan birini üç yerinden bıçaklamış. Neyse ki avukat ölmemiş. Aynı yere daha öncesinde de bir avukat stajyeri kadın Ocak 2024’ te aynı haciz işlemi için gitmiş ve o kez de aynı kişiler o kadını darp edip, ayaklarını kırmışlar. Sonuçta avukatlar o yere kendi alacaklarını tahsil için gitmiyorlar. Müvekkillerinin vermiş olduğu iş gereği gidiyorlar. Yani o noktada ilk kadın avukat ve sonraki iki erkek avukat emekçi. Bu olaydan başka bugün de ve hatta hergün de çok sayıda cinayet, dolandırıcılık, yaralama ve insanı direk şaşırtan olay dolusu bir ülke haline geldi durum. Elbette bunun çok çeşitli sebepleri var ama geçen yazımda belirttiğim gibi yine sokaklardaki önemli bir tehlikeden bahsedeceğim. Sokaklarda;
- Madde tesiri altında olanlar (madde bağımlısı ya da kullanmış olanlar),
- Anti-sosyal kişilik özelliği taşıyan kimseler (bu tip kişiler suç işlemekten çekinmez, geri durmaz, işlediği suçtan pişman olmaz ve herhangi bir biçimde de cezaevinde islah olmazlar, toplumu bu kişilerden korumanın tek yolu mesela 5-10 yıl arası ceza öngörülen bir suçta bu kişilere üst sınırdan yani 10 yıldan ceza vermek, bu sayede bu kişilerin en uzun şekilde sokaklarda dolaşmalarının önüne geçilir, bu kişilerin anti-sosyal özellikler taşıyıp taşımadığı ile ilgili değerlendirmeyi de hukukçular adli tıp uzmanlarından rahatlıkla temin edebilirler),
- Tekrar tekrar emniyet ve jandarmada suç kaydı olup, bir biçimde cezaevine girmeyenler (bu kişiler çoğunlukla tutuksuz yargılanan suç tiplerinde eylem gösterdiklerinden),
- Cezaevinde tekrar tekrar yatıp çıkanlar ve
- Akıl hastaları (ülkedeki akıl hastanelerindeki hasta yatağı kapasitesi yüzde 30 seviyesine düşürülmüş ve bu sebeple de pek çok akıl hastası da “toplum içerisinde rehabilitasyon” kapsamında normal hayatta yer almakta, bu kişilerin akıl hastası olduğunu değerlendiremeyen pek çok kişi de bu kişilerle çatışmalara girmekte, örneğin otobüste bağıran, nara atan akıl hastasına “ne bağırıyorson” lan deyip, şiddet uygulayanlar).
Sonuç itibari ile bu günlerde ülkemizde sokaklar eskisine göre çok daha tehlikeli. Bu sebeple sizlere önerim, mümkün mertebe ve zorunlu olmadıkça insan içine karışmayın. Çünkü zaten herkesin sinirleri tepesinde, çok kötü olay ve sonuçlarla karşılaşmamak elde değil. Aksi halde “son pişmanlık fayda vermez” durumuna düzersiniz ya da “şimdiki aklım olsaydı” dersiniz.
Bir daha ki hafta görüşmemiz temennim ile.