Yolcu Tv Haber

Ülkemizde yıllardır Haziran; sınav ayı, Temmuz; tercih ayı, Ağustos da ortaöğretim ve Yüksek Öğretimde kayıt dönemi olarak yaşanır. Tabi bu öğretim çağındaki ebeveynler ve kayıt olacak öğrenciler için böyledir.

Gençlik yıllarımda bir öğretmenimiz; ‘’Ülkemizdeki sınavlar aslında sıradan vatandaşlar için bir şanstır’’ demişti. Gerçekten zeki ve çalışkan bir öğrenci sınavlarla istediği hedefine varabilir. İstediği amaca ulaşabilir. Eğer bu sınavlar olmasa sadece çevresi olanlar, eğitim ortamının içinde olanlar ya da zengin çocukları güzel okullar okuyup güzel işlerde ve mesleklerde tutunabilir, sıradan vatandaşın hiçbir tercih hakkı olmaz, yine herhangi bir okulu okumak zorunda kalır ya da okuyamazdı. Onun için bu sınavlar ve takip eden tercih süreçleri çok önemlidir.

Her iki tercih dönemi de gerek velilerimiz, gerek öğrencilerimiz açısından adeta ‘’to be or not to be’’ , ‘’olmak ya da olmamak’’ İşte bütün mesele bu. Gerçekten de ‘’Tercih Meselesi’’ çok önemlidir. Ancak istediğimiz okula veya bölüme yerleşememek kesinlikle hayatın sonu değildir. Tabi ki hayatımızın akışını tercihlerimiz belirler. Ancak okul tercihleri gerçek anlamda bir tercih değildir. Yani elinizde istediğiniz, aklınızdan geçen bütün okul ve bölümlere yerleşme imkanınız olup da sizin onlardan birini seçmeniz şeklinde değildir. Ortaöğretim ve Yükseköğretimde sınav puanlarınız ortaya çıktıktan sonra yapacağınız onlarca tercihten hangisine kayıt hakkınızın olacağını belirleyen bir elektir. Bu şekliyle tercih bir seçme değil, eleme sistemidir. Eğer bir seçmeden bahsedilecekse o da sistemdeki okulların kendi öğrencilerini seçmesidir. Çok katmanlı bir elekte puanlar büyükten küçüğe doğru tercihlerine yerleştirilir. Puan küçüldükçe tercihinizdeki sıralamalar da gerilere doğru düşer.

Ben öğretmenlik hayatımda gerçek tercih yapan öğrenciler de gördüm. Bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yanılmıyorsam 2010 yılı üniversite tercihlerinde bir öğrencimiz Türkiye’deki istediği tıp ya da mühendislikleri kazanma imkanı olduğu halde sadece bir üniversitenin Nükleer Tıpla ilgili bölümünü tek tercih olarak yazmıştı. Bizim ısrarımıza rağmen tercihini değiştirmedi ve o bölüme yerleşti. Kararlılık ve özgüven zirvedeydi. İşte tercih budur. Bunun dışındakiler az önce bahsettiğimiz eleğe yüklenen ve hangi okula gideceğini eleğin belirlediği tercihlerdir. Keşke tüm gençlerimizin zihni bu kadar net olsa.

Her haliyle mevcut sistemde de zorunlu olarak tercihler yapılacak. Yapılacak tercihlerin istenilene en yakın şekilde sonuçlanabilmesi için;

1-Tercih edilecek okulların çok iyi araştırılıp, sonradan pişman olunacak okullar yazılmamalı.

2-Okulların bir önceki yıllardaki taban puanları, yüzdelik dilimleri ve Türkiye sıralamaları mutlaka incelenmeli.

3- Özellikle akademik derslerde iddialı olmayanlar kesinlikle mesleki eğitimle ilgili tercihler yapmalıdır.

4-Tercih edilecek Orta öğretim kurumlarının önceki yıllardaki YKS başarıları incelenmelidir.

5- Son yıllarda Proje Anadolu liselerinin yanında Proje İmam Hatip liselerinin de YKS de büyük başarı kaydettiklerini görüyoruz. Akademik eğitim düşünen gençlerin bunu da göz önünde bulundurmaları isabetli olacaktır.

6-Obp’ye göre tercih yapacaklar yetmiş-seksen puanın altında ise kesinlikle akademik okulları tercih etmemeli ve MTAL leri tercih etmeliler.

7-Ulaşım bakımından mümkünse yaya gidilebilecek, değilse en kolay ulaşımı olan okullar tercih edilmelidir.

Son olarak aileler, Milli Eğitim Bakanlığının hazırlamış olduğu LGS Veli Klavuzunu mutlaka okumalılar. Süreçle ilgili aklınıza gelebilecek her türlü sorunun cevabını orada bulabilirsiniz. LGS tercihleri 24 Temmuz Perşembe , saat 17:00 da bitiyor. Bu saatten önce tercihlerin sistem üzerinden girilip sisteme kaydedilmesi gerekiyor, Unutmayalım;17:00 . 24 değil.

Tercih yapacak tüm öğrencilere ve anne babalara hayırlı bir tercih dönemi diliyorum.