TRAFİK HAYATTIR

A+
A-

‘’Trafik Hayattır’’ başlığı ilk bakışta spot bir ifade gibi gelebilir. Ancak tarfik sözcüğünü köken açısından incelediğimizde; Arapça ; Ta’ruf: arafe, bilmek kelimesinden, tanışma, ilşki kurma, kaynaşma anlamına gelir. İtalyanca traffico kelimesinden geçerek Fransızca, trafik haline gelmiştir. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren Osmanlı Türkçesine ticarette hareketlilik, araç hareketliliği anlamında kullanılmaya başlanmış.

Bugün de ‘’Yollarda insan, hayvan, motorlu ve motorsuz taşıtların oluşturduğu hareketliliğe trafik adı verilmektedir. Yine trafiğin bir anlamı da sıkışıklık demektir. Yani tanımın içinde ‘’sıkışıklık’’ anlamını da var.

İçinde canlı ve cansız varlıkların, motorlu ve motorsuz taşıtların bulunduğu ve çok sık sıkışıklık hali olan bir durumun düzenleyicisi ve sorumlusu da tabi ki insandan başkası olamaz. Çünkü bu taşıtların hepsini kullanan, trafiğin unsurları arasında aklı, iradesi ve karar verme yeteneği olan tek varlık insan. Velev ki çağımızın otonom sürüş özelliği olan araçları da olsa insan en büyük etkendir.

Tüik verilerine göre 2023 yılında bir milyon üçyüz ondört bin kaza meydana gelmiş. Sanki trafik değil lunaparktaki çarpışan araba pisti. Altı bin beş yüz ölü, üç yüz elli bin yaralı. Neredeyse Rusya savaşında ölen Ukraynalı sayısına eşit. Orta dereceli bir savaşta olabilecek maddi hasar ve can zayiatını biz trafik kazalarında veriyoruz. Ülke ekonomisine olan zararı varın siz hesaplayın.

Kazalara karışan dört yüz on bin aracı türlerine göre sınıflandırdığımızda ise şaşırtan rakamlara ulaşıyoruz. Bu araçların yarısı otomobil, % 22,3 ü motosiklet; %15,6 kamyonet; Diğerleri (kamyon, otobüs, traktör vb.) %12,5. Bu rakamlar halk arasındaki yanlış kanaatleri de açığa çıkarıyor. Çok eleştirilen kamyon, tır, otobüs gibi ağır vasıta araçlar aslında en az kaza yapan araçlardır. Karıştıkları kazaların çoğu da diğer araç sürücülerinin hatalarından kaynaklanmaktadır. Benim de kişisel gözlemim ağır vasıta araç sürücülerinin gerçekten kurallara en çok riayet eden grup olduğudur.

Otomobil grubunun sayı anlamında da trafikte diğerlerinden fazla olduğunu düşünsek bile kazaya karışan araçların yarısını bu araçların oluşturması gerçekten anlamlıdır. Yine kişisel olarak da bu grup araç sürücülerinin bin bir çeşit hatasını görmekteyiz.

Trafiğin en zayıf, güvensiz araç grubu olan motosikletlere baktığımızda %22,3 kazaya karışma oranıyla otomobil sınıfından sonra ikinci sırada olduğunu görüyoruz. Özellikle Corona pandemisinden sonra ülkemizde kuryecilik sektöründe adeta bir patlama yaşandı. Ayrıca internet üzerinden satışı yapılan ürünlerin çoğalması da bu sektörün büyümesini sağladı. Yine kurye olarak çalışan kişilerin daha çok para kazanabilmek için çok aceleci davrandıklarını, trafikte hiçbir kuralı dikkate almadıklarını, hatta diğer araçları da zora soktuklarını görüyoruz. Yine kullanılan motosikletlerin güçlü ve tam donanımlı olmaması da bu araçlarla yapılan kazaların ölümlü veya ağır yaralanmalı kazalar olmasına neden oluyor.

Bir televizyon programında profesyonel bir motosiklet sürücüsü şöyle demişti:

‘’ Motosiklet sürücüsünün ikinci kazayı yapma ihtimali çok düşüktür. Çünkü yaptığı ilk kazada ya ölür ya da bir daha motosiklet kullanamayacak şekilde sakatlanır.’’ Bu acı gerçeği bilen bir motosiklet sürücüsünün o araca bindikten sonraki psikolojisi gerçekten bilimsel olarak incelenmeli.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi trafiğin tanımında birçok unsur ve etken var. Hatta bunlara yol ve iklim koşullarını da ekleyebiliriz. Bu etkenlerin büyük bir çoğunluğunu değiştirme ve düzeltme şansımız da olmayabilir. Biz sadece İnsan unsurunu ve bakış açımızı değiştirebilirsek her koşulda kazaları ve kayıpları en aza indirebiliriz. Yapmamız gereken sadece birazcık empati. Yani ağır vasıta sürücüsü kendini küçük araçların sürücülerinin yerine koyacak. Yeri geldiğinde onların hatalarını tolore edebilecek. Küçük araçların sürücüleri yaklaşık yirmi metre uzunluğundaki bir tırın virajlarda şeritten taşabileceğini bilmesi gerekir. Geçiş üstünlüğü kendinde bile olsa yerine göre hakkından feragat etmelidir. Çünkü yol vermek can vermekten daha kolaydır. Motosiklet sürücüsü, en küçük bir denge kaybında canından olacağını, trafikteki en zayıf pozisyonun kendi pozisyonu olduğunu unutmamalıdır. İki tekerlek üzerindeyken bir ayağıyla otomobilin aynasına tekme atmanın canına mal olacağını bilmelidir. Trafikte hızlı kaçabilme avantajını düşünerek kimsenin aracına zarar vermeden kurallara uygun bir şekilde yoluna devam etmelidir.

Ayrıca tüm sürücüler kendilerini yaya yerine koymalı. Yayalar da haklarına razı olup araç sürücülerini zora sokacak davranışlardan kaçınmalıdır. Et ve kemik mi yoksa demir mi daha dayanıklı; bunu test etmeye gerek yok. Ülkemin tüm medeni insanlarına kazasız yolculuklar dilerim.

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın