TÜRKİYE-ERMENİSTAN İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM Mİ?

A+
A-

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle cuma günü Türkiye’ye geldi. Paşinyan’ın ziyareti, uzun süredir kesintili bir şekilde ilerleyen normalleşme çabalarındaki en üst düzeydeki temaslardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Paşinyan daha önce 2023 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin törenine katılmak üzere Ankara’ya gelmişti.

Türkiye ile Ermenistan arasında uzun süren kapalı sınır sürecinin ardından en dikkat çekici yakınlaşma çabası 2008-2009 yıllarında yaşanmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın daveti üzerine 6 Eylül 2008’de Erivan’a giderek Türkiye-Ermenistan futbol maçını tribünden izlemişti. Bu durum futbol diplomasisi olarak adlandırılmıştı. Bu ziyarete karşılık olarak Sarkisyan da 2009’da Bursa’daki rövanş maçına katılmıştı.

Bu dönemde İsviçre’nin arabuluculuğunda yürütülen görüşmeler sonucunda 10 Ekim 2009’da Zürih’te, Türkiye ve Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınırların açılmasını öngören iki protokol imzalanmıştı. Ancak bu protokoller hem iç politikadaki hassasiyetler hem de Azerbaycan’la olan ilişkiler nedeniyle taraflarca onaylanmadı ve süreç fiilen durdu.

İkinci Karabağ Savaşı: Dönüm Noktası

2020 yılında Azerbaycan ile Ermenistan arasında Karabağ’da patlak veren ve 44 süren savaş ise bölgedeki dengeleri köklü şekilde değiştirdi. Azerbaycan, Karabağ’da uzun yıllar Ermeni işgali altında olan toprakları geri aldı. Savaşın ardından Rusya’nın arabuluculuğunda 10 Kasım 2020’de imzalanan ateşkes anlaşması, Ermenistan’da büyük bir siyasi sarsıntıya yol açtı ve Paşinyan yoğun eleştirilere maruz kaldı. Ancak yine de 2021’de erken seçimleri kazanarak iktidarını sürdürmeyi başardı.

Sonrasında, 2023 ve 2024 yıllarında Azerbaycan, Karabağ bölgesinde kontrolünü pekiştirdi. Bu gelişmeler, Ermenistan’ı dış politikada yeni bir arayışa itti. Paşinyan yönetimi, Rusya’yla geleneksel ilişkisini sorgularken, Batı ile ve bölge ülkeleriyle ilişkileri yeniden şekillendirme çabalarına hız verdi.

2022’de başlayan yeni normalleşme sürecinde, Türkiye ve Ermenistan özel temsilciler atadı ve ilk somut adımlar atıldı. İstanbul-Erivan doğrudan uçuşları yeniden başladı ve karşılıklı yük taşımacılığı için belirli kapılar açıldı. Türkiye, 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Ermenistan’ın yardım gönderme teklifini kabul etti ve bu jest, diplomatik anlamda da olumlu bir sinyal olarak algılandı.

Güney Kafkasya’da Barış Dönemi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre 20 Haziran 2025 tarihindeki kabulde, Türkiye ile Ermenistan arasındaki temaslar başta olmak üzere, Güney Kafkasya’daki barış ve diyalog süreci ile bölgeyi ilgilendiren güncel gelişmeler ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, mevcut konjonktürde Azerbaycan ile Ermenistan arasında barış müzakerelerinde varılan mutabakatın önemine dikkati çekti.

Erdoğan, Türkiye’nin, bölgenin “kazan-kazan” anlayışıyla kalkındırılması hedefiyle yürütülen çabalara her türlü desteği sağlamaya devam edeceğini vurguladı.

Kabulde, Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreci kapsamında atılabilecek adımlar da ele alındı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin sadece Kafkasya’da değil, tüm bölgede istikrarın tesisi için diplomasinin tüm imkanlarını kullandığını, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan şiddet sarmalının bölgede oluşturduğu riskleri bertaraf etme amacıyla liderlerle temaslarına devam ettiğini söyledi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın 20 Haziran 2025’te Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, hem tarihsel hem bölgesel düzeyde son derece anlamlı bir dönemeç teşkil ediyor.

Ziyarette temel gündem, Ermenistan–Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin normalleşme sürecinin hızlandırılmasıdır. İki lider, özel temsilcilerin müzakere ettiği süreci somut adımlarla ilerletme konusunda görüş alışverişinde bulunmuştur.

Ermenistan’ın önceliği Türkiye ile olan sınırın açılmasıdır. Bu adım, Ermenistan için ekonomik, ulaşım ve diplomatik açılım anlamına gelecektir. Çünkü Türkiye Ermenistan’ın Batı’ya açılan kapısıdır.

Türkiye–Ermenistan normalleşmesi ile Azerbaycan–Ermenistan barışı paralel ilerliyor. Türkiye, bu süreci arzu ettiği biçimde kurgulayarak bölgede merkezi rolünü pekiştiriyor. Bu durum, Rusya’nın etkisini sınırlandırırken, Batı’nın pasifliğine de bir yanıt olarak okunabilir. Ermenistan, Moskova ile bağlarını çözmeden Batı ya da Türkiye’ye yöneliyor. Ancak Türkiye arabuluculuk rolüyle Erivan üzerinde de esneklik kazanabilir.

Ermenistan’ın 2024’te Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üyeliğini dondurması ve bağımlılığı zayıflatması, Moskova için bir kayıp anlamına geliyor. Türkiye’nin burada rolü, Ermenistan’ın güvenlik açığını kapatacak bir alternatif olmaktan öte, Rusya’yı dengeleyecek bir faktör de olabilir. Batı ise –özellikle AB adaylık hedefi ve ABD ortaklık anlaşmasıyla– Ermenistan’ı destekliyor ama somut askeri garantiler sunamıyor. Bu tercihsizlik, Türkiye’nin sahadaki ağırlığını daha da arttırıyor.

Haziran 2025’teki ziyaret, normalleşme sürecinin somut adımlara dökülmesi açısından dönüm noktasıdır. Ermenistan, izolasyondan çıkmak, barışı ve istikrarı tesis etmek, güvenlik arayışında denge kurmak istiyor. Türkiye, bu noktada önceliğin Bakü ile Erivan arasında kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanmasını istiyor. Bunun için de Ermeni anayasasının değişmesi gerekiyor çünkü anayasa Türkiye ve Azerbaycan’dan toprak talepleri içeriyor. Ankara bir taraftan da Ermenistan’ı masaya çekerek bölgesel lider imajını pekiştiriyor. Rusya Güney Kafkasya’da etkisini kaybederken, Batı (özellikle ABD ve AB)’nin Ermenistan’a yönelik diplomatik desteği var ama henüz güvenlik garantisi noktasında net değiller. Paşinyan’ın ziyareti resmî büyük bir açılış olmasa da, diplomatik ve siyasi bağlamda kalıcı ve istikrarlı bir süreç için güçlü bir sinyal sunmuş oluyor.

 

 

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın