Prof.Dr. Süleyman Seyfi Öğün Yazdı: Türk Muhafazakârlığının Açık İkilemleri Üzerine
İlerlemecilik ve muhafazakarlık gerilimi, her gerilim gibi değişik tarzlarda okunabilir. Ama özellikle iki tarzın çok yaygın olabileceğini...
Ünsüz Türk Düşünürü / Yazar
Evet evet bayım…
En çok siz önemlisiniz.
Siz düşünün yeter, siz isteyin yeter, siz hak ediyorsunuz çünkü sizsiniz.
Aynaya her sabah tapınmak gibi bu…
Sevgili “kendişiniz”, varoluşun merkezi, kainatın çekirdeği…
Dünya dönmüyor, siz yürüyorsunuz diye arkası dönüyor.
Ama durun hele, bir soluklanın.
Bir başkasının gözünden kendinize bakmayı denediniz mi hiç?
Sizden başka kimsenin hikâyesi yok mu bu evrende?
Yoksa herkes sadece sizin “an”ınıza fon müziği olmak için mi yaşıyor?
Siz mutlu olun diye mi ölmeli çocuklar?
Siz haklı çıkasınız diye mi susmalı dünya?
Kendi çukuruna düşüp hâlâ başkasının kazdığına mı inanacaksınız?
Modern terapiler bile bu illüzyonu besliyor:
“Sen özelsin.”
Hayır, bayım. Değilsiniz.
Hepimiz gibi sıradansınız, geçicisiniz ve bir gün toprakla eşitleneceksiniz.
Belki de sorulması gereken şey şu:
Dünyaya ne kattınız da bu kadar önem biçiyorsunuz kendinize?
Sevmeyi unuttunuz, anlamayı küçümsediniz, yalnızca onay aradınız.
Ve sonra “kimse beni anlamıyor” dediniz.
E, anlamaz tabii. Siz bile kendinize bu kadar meftunken…
Kendinize gelin.
Ama gerçek kendinize.
Egonuzu değil, insanlığınızı bulmaya çalışın.
Çünkü dünyayı kurtaracak olan “kendişinize duyduğunuz aşk” değil,
başkasının acısını yüreğinizde hissedebilmektir.
Ve unutmayın:
Her şeyin merkezinde olduğunuzu düşündüğünüz an, evren sizi sessize alır
İlerlemecilik ve muhafazakarlık gerilimi, her gerilim gibi değişik tarzlarda okunabilir. Ama özellikle iki tarzın çok yaygın olabileceğini...
Prof.Dr. Yasin AKTAY / Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İki yıla yakın bir süredir insanlığın bütün değerlerini, modern medeniyetin bütün iddialarını hiçe çevirerek Gazze’de soykırım uygulamakta olan İsrail’in İran’a yönelik “beklenen”...
Sahaflar Payitaht ile önce Bursa’da daha sonra Edirne’de faaliyet göstermişler. İstanbul’un Fethinden sonra Kapalıçarşı’daki yerini almış...
Dikkatimizi vakit ayırmaya değer bulup bize karşı konukseverliğini sergileyecek midir bu çöküş şiiri, isabetli bir tahmin yürütmek zor. Ama son yüzyıl Türk şiirine girmek niyetindeysek, inkıraz kapısı önünde beklemek durumundayız.