Ünsüz Türk Düşünürü / Yazar
İnsanlık binlerce yıl boyunca taşlardan, tahtalardan, altınlardan putlar yaptı. Sonra ilerlediğini, medenileştiğini sandı. Artık taşlara eğilmiyoruz belki, ama çok daha tehlikeli putların önünde diz çöküyoruz: Para, şöhret ve güç.
Bugünün insanı için para, sadece ihtiyaçları karşılayan bir araç değil; adeta hayatın kutsal metni. İnsanın değerini maaşı, kıyafeti, arabası belirliyor. Zenginlik, onurun yerini aldı; karakter değil, cüzdan konuşuyor. Ve insanlar farkında bile olmadan, bu yeni putun önünde sabah akşam secde ediyor.
Şöhret ise modern çağın en parlak illüzyonu. Bir ekrandan görünen birkaç saniyelik görüntü, bir sosyal medya paylaşımı, binlerce sahte alkış… İnsanlar artık “var olmak” ile “görünür olmak” arasındaki farkı unuttu. Şöhretin göz kamaştıran ışığı, insanın ruhunu karartıyor. Herkes görülmek istiyor, ama kimse anlaşılmak istemiyor.
Ve güç… En eski put, hâlâ dimdik ayakta. İnsanlar mevki için, makam için, bir koltuk için hem ruhlarını hem dostlarını satabiliyor. Gücü eline geçiren, kendini tanrı sanıyor. Oysa gücün en büyük yanılgısı, sonsuz olduğunu sanmaktır. Tarih boyunca nice imparatorluklar, nice liderler gelip geçti; geriye sadece mezar taşları kaldı.
Bugün modern insan, hâlâ tapınmaya devam ediyor. Sadece tapındığı nesneler değişti. Putlar artık tapınaklarda değil, banka hesaplarında, televizyon ekranlarında, koltuklarda yaşıyor. Ve asıl trajedi şu ki, insan bu putlara köle olurken, özgür olduğunu zannediyor.
Oysa özgürlük, parayı elinin altında tutup kalbine sokmamak, şöhreti bir hedef değil, bir yan ürün olarak görmek, gücü ise hizmet için kullanmaktır. İnsanın gerçek büyüklüğü, putlarını kırabildiği ölçüdedir.
Ama soralım kendimize: Biz gerçekten özgür müyüz, yoksa modern putların sadık köleleri miyiz?
Yorumlar (0)