“Gel Ha Gönül Havalanma”
Bazen bir dağ, bazen bir ağaç, bazen bir kuş, bazen de bir çobandır derdimizi...
İnsanlık tecrübesinde putpereslik hakim bir yönelim, eğilim ve pratik olmuştur. Bir Tanrı’ya inanmak, kişinin kendisini putperestlikten koruduğu ve putlara tapmaktan uzak durduğu anlamına gelmemektedir. Kişi, sürekli olarak duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını bağımlı olduğu kişilere, kalıblara, kimliklere ve kurumlara göre şekillendirmektedir. Put, taşlardan yapılan cansız nesneler değildir. Put, insanın kendisine yön, yönelim, ölçü, örnek ve model olarak yücelttiği, bağımlı olduğu, itaat ve teslim olduğu her türlü düşünce, kimlik, kurgu, kişi ve kalıbtır.
Kişi, doğduktan sonra putları ve putperestliği öğrenir. Aile, toplum ve kültür, putları ve putperestliği kişiye öğreten ve dayatan en büyük kaynaklar ve öğretmenlerdir. Aile, toplum ve kültür, yücelttiği, kutsadığı, üstün ve hatasız gördüğü tutumları, davranış biçimlerini, kişileri ve kurguları en ideal model, değişmez kaynak, en güzel örnek olarak sunar ve dayatır.
Putlar, hakikatleri değil, yalanları temsil ederler. Doğru, güzel ve iyi olarak yüceltilen ve bağımlı olan her şey, yalan, yanılgı, yanılsamadan ve yapaylıktan başka bir şey değildir. İnsan hayatında ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, sanatsal, ideolojik, teolojik, duygusal, tarihsel, sportif ve medyatik putlar vardır. İnsanüstü ve ötesi özelliklere sahip olduğu vehmedilen herkes ve her şey, puttur. İnsanın normal insani özelliklerinden soyutlanarak en üstün, güzel ve doğru özelliklere sahip olduğu, herkesin onu taklit etmesi gerektiğini vehmettiği, hakkında hiçbir tartışmanın yapılamadığı herkes ve her şey puttur. Günümüzde değişik kişiler hakkında idol ve model nitelemeleri yapılarak onlar yüceltilmektedir. İdoller, yüceltilen, kutsanan ve erişilmez olduğu zannedilen modellerdir ve yalanlardır. Özelliği, gücü ve yeteneği ne olursa olsun yeryüzünde yaşamış hiçbir insan, diğer insanlar için idol ve model değildir. İnsanın olgunlaşmak, gelişmek ve yenilenmek için idollerden, modellerden ve yalanlardan özgürleşmesi ve arınması gerekmektedir.
İnsanlar, mutluluğun, refahın ve barışın mükemmel, güçlü ve üstün olduğu zannedilen idollerin kontrolünde olduğunu vehmedebilmektedir.Put, zihnimizde en üstün, doğru, güzel ve iyi niteliklere sahip olduğunu düşündüğümüz insanüstü özelliklerin maddileştirilmek suretiyle bu niteliklere bazı insanların ve nesnelerin sahip olduğunu vehmetme şeklinde kurguladığımız zihinsel imajlardır.Putlar olarak zihnimizde vehmettiğimiz bütün kurguların kaynağı, dışsaldır, içsel değildir. İdol, model, örnek ve ölçü olarak zihnimize tanrısal temsil olarak kurguladığımız zihinsel imajların tamamı, dış dünyadan kaynaklanan ve daha sonra maddileştirilen uydurmalar ve yalanlardır. Kendilerini en çok sevdiğimiz, hayran olduğumuz, taptığımız ve hatta uğurlarına kendimizi feda ettiğimiz putlarımız, aklımızı, düşünmemizi, düşlerimizi ve davranışlarımızı istila eden, hayatımızı alacakaranlığa boğan, bizim dışımızda, yüzyıllar önce tanımadığımız ve bilmediğimiz kişiler tarafından uydurulan ve dayatılan yalanlar ve sahtekarlıklardır.
Tarih boyunca kişiler ve toplumlar, ahlaklı olmak için hep model ve örnek aldıkları, taptıkları, yücelttikleri ve köle oldukları idolleri, modelleri ve örnekleri taklit ederek ahlaklı olacaklarını zannetmişlerdir. Bir toplumun ve kişinin, başkalarının kurallarını ve yaşantısını taklit ederek ve onlara taparak ahlaklı olması mümkün değildir. Putlar, ahlakın değil, ahlaksızlığın kaynağıdırlar. Kişi, ancak akılla, bilgiyle, emekle kendisine özgü geliştirdiği kurallarla, pratiklerle ve düşünmelerle ahlaklı olmanın yönünü, yöntemini ve yolunu bulabilir. Hiçbir put, idol ve model, mükemmel, üstün, yüce ve tamamlanmış bir ahlaki pratiğe sahip değildir. Ahlak, tamamlanmamış ucu açık bir insani tecrübedir. Her birey, kendisine özgü bir ahlaki bilinci, duyguyu ve pratiği oluşturmakla sorumludur.
Put, idol, model ve örnek olarak uydurulan ve tapılan hiçbir şeyin ve hiçkimsenin ahlaki, akli, felsefi, bilimsel, manevi, sanatsal ve insani hiçbir içeriği, özelliği, değeri ve ayrıcalığı yoktur. Kişileri, kurumları, kaynakları ve kalıbları idolleştiren ve modelleştiren şey, onların popülizmi, akıldışılığı ve kitlelerin aptallığıdır. Kitleler, putları hakkında düşünme yetisine ve yeteneğine sahip değildirler. Kitleler, körü körüne putlarına, idollerine ve modellerine taparlar, hayranlık duyarlar, bağımlı olurlar ve her şeylerini onlara feda ederler. İdoller uğruna kişinin kendisi dahil her şeyinden vazgeçmesi ve kendini feda etmesi, putperest psikolojinin her dönemde ve yerde, insanlığı bireysel ve toplumsal düzeylerde sefalete, esarete, cehalete, ahlaksızlığa ve hukuksuzluğa sürükleyeceğini göstermektedir.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)