Oğuz Kağan; Yirmi Dört Oğuz Boyu Ve Niyazi Çapa
Türk mitolojisi ve tarihi, milletin varoluşunu şekillendiren önemli kahramanlar ve olaylarla doludur
Orta yaşlı ve yoksul olan Matia Pascal, kimsenin gelmediği belediye kitaplığında bir süre “iki lira gündelikle” çalışmıştı. Sonra ,cadaloz kayınvalidesinden kurtulmak için alıp başını gitmişti…
Montecarlo kumarhanesinde yüklü bir para kazandığı gün, yöresinin gazetesinde , kendisini bir kanala atarak intihar ettiğine dair bir haberi okumuştu. Bunun üzerine kimlik değiştirip takma ber adla Avrupa’yı gezmişti. Sonunda, Roma’da, tasavvuf ehli bir adamın pansiyonuna yerleşti. Esrar perdesine bürünüp keyfince yaşamaya başladı. Ama zamanla kendisi hakkında kimseye hiçbir bilgi vermeyen, yalnız ve gölge gibi yaşamaktan usanmıştı.
Ayrılışından iki yıl kadar sonra kasabasına döndü. Karısının, çok yakın bir arkadaşıyla evlendiğini ve bir kızı olduğunu öğrenince, zengin halasının evine sığınıp sakin bir hayat sürmeye başladı…
Kitap görevlisi arkadaşı, onun macerasından çıkarılacak sonuçlardan birinin, “kanun dışında ve bizi, biz yapan sevinçli ya da hüzünlü özellikler dışında yaşamak imkansızdır” demişti.(1)
Keyifle okuduğum romanın kahramanının dile getirdiği, altlarını çizdiğim vecizemsi söylerinden birkaçını, ilginize sunuyorum:
Güzelim evrede “Birbirimize sevgi ve saygı göstermek için küçücük zerrecikler olduğumuzu” unutup, küçük” bir toprak parçası için birbirimizin gözünü oymaya” kalkıyoruz. (sf.8)
Can sıkıntısı “beni yalnız, hayatın dışında” gibi yaşamaya sürüklemişti. Oysa, “yaşamalıydım…” (sf.100)
“… insanın yeri, yaratıklar arasında cedvelin en üstündedir…İlahi Komedya’yı yazabilen…Canını feda edebilen hayvan olabilmesi için gelişmiş, olgunlaşmıştır.” (sf. 119)
1. Gölge Adam, Luigi Pirandello, çev. Feridun Ergin, 1959, İstanbul
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)