ÜNİVERSİTE, BİNA DEĞİLDİR! ÜNİVERSİTE, HÜMANİZMDİR!

A+
A-

Üniversite, bilgiyi, güzeli ve gerçekliği aramak için öğrenme ve araştırmanın birlikte yapıldığı modern eğitim kurumlarıdır. Bireyin, insana ve doğaya dair bilgileri ve fikirleri sorguladığı, araştırdığı ve yeni bilgilerin üretildiği kurumun adı üniversitedir. Üniversitede her şeyin ölçüsü, insan ve doğadır. İnsan ve doğa sevgisiyle bilginin, araştırmanın, öğrenmenin, düşünmenin ve düşün peşine düşmek olan üniversite, derin bir hümanizm felsefesinden beslenen bir eğitim kurumudur. Hümanizmin, aydınlanmanın, rasyonelliğin, bilimsel düşünmenin ve felsefi geleneğin olmadığı yerlerde inşa edilen üniversitemsi kurumlar, kadrolar, kurallar ve kaynaklar, eğreti, zoraki ve yapay olarak durmaktadır.

Üniversite, insanı ve doğayı esas alan insandan ve doğadan yana olan özgür eğitim kurumudur ve modelidir. Üniversite, insan ve özgürlükle varolur. Araştırmada, öğrenmede, öğretmede, tartışmada, sorgulamada, deneyimlede sınırsız özgürlüğün olması gereken yer, üniversitedir. Entelektüel özgürlük varolduğu sürece üniversite varolur. İnsan zihni, sınırsız olarak özgür olmalıdır. Zihinsel özgürlüğün olmadığı bir yerde bilimin, felsefenin, sanatın, aklın, edebiyatın, doğa bilimlerinin gelişmesi mümkün değildiir. Üniversite, yaşamı bilimle, felsefeyle, sanatla, teknolojiyle sürekli olarak geliştirmekte, yenilemekte ve yaratmaktadır.Yaratıcı bir kurum olarak üniversitede sürekli olarak yeni disiplinler oluşturulmakta, evrensel bir anlayışla bütün insanlığın bilimsel, sanatsal, felsefi ve entelektüel süreçlere katılabileceği standartlar, öncelikler ve gündemler oluşturulmaktadır. Üniversitede, bilime, felsefeye, sanata, insana ve doğaya giden kapılar, her zaman için sonuna kadar açıktır. Doğaya ve insana dair konularda kesin ve mükemmel karar ve hüküm verildi diye düşünme, öğrenme, akletme, sorgulama ve araştırma kapılarının kapatıldığı şeklinde doğmatik, kapalı, karanlık ve kısır bir tutum ve zihniyet, üniversitenin varlığıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan bedevi bir zihniyettir.

Üniversitenin varolduğu ana değer, özgürlüktür. Başka bir ifade ile üniversite, liberal bir kurumdur. Güzel sanatlar, liberal sanatlar olarak kabul edilmektedir. Üniversitenin liberal niteliği, üniversitenin hiçbir şekilde otoriter, totaliter veya teokratik bir ideolojinin, doğmanın, kültün, tarikatın, cemaatin, kurumun ve yapının merkezi olmaması, kontrolüne girmemesi ve birtakım hegemonik kliklerin kısır güç mücadeleleri alanına dönüşmemesi anlamına gelmektedir.Dini, ideolojik ve siyasal güçlerin, toplumsal mühendislik aracı olarak işlev gören kurumlar, üniversite değildir.Modern öncesi dönemin medrese gibi kurumları, üniversite ve akademi değildirler.Medreseleşen üniversite, üniversite değildir. Mederesenin olduğu yerde üniversite, üniversitenin olduğu yerde medrese varolamaz. Birinin varlığı, diğerinin yokluğunu gerektirmektedir.Üniversitede akademik özgürlüğün korunması, ancak akademik çoğulculukla mümkündür. Üniversitenin olduğu yerde, hava ve su gibi olması gereken şey, özgürlük ve çoğulculuktur. Liberal niteliğini kaybeden bütün üniversite kurumları, artık üniversite değildirler.

Üniversite, insanın yeteneklerini, kapasitesini, düşüncelerini, yaşam tarzını, kabullerini değiştirdiği, geliştirdiği ve yenilediği yerdir. Değişimin, gelişimin ve yenilenmenin olmadığı bir yer, üniversite değildir. Başka bir ifadeyle üniversite, bireylerin yeni bir yaşam stili ve yeteneklerini geliştirmek için öğrendikleri, araştırdıkları ve sorguladıkları yerdir. Bireyin özgün yaşam tarzları ve yetenekleri geliştirebilmesi için zihinsel yeteneklerini güçlendirmesi ve derinleştirmesi gerekmektedir. Fakülte kavramı, aslında insanın zihinsel güçlerinin geliştirildiği üniversite birimine işaret etmektedir.Zihinlerin durduğu, durağanlaştığı ve donduğu kurumlar, üniversite değildirler.Üniversitede, insani ve doğa disiplinlerinde uzmanlık kazandırıldığı gibi, kadın ve erkeğin kendilerini yetiştirdikleri verimli tarlalardır. Kadın ve erkeğin kendini geliştirmediği ve yetiştirmediği kurumlar, üniversite değildir. Sürekli keşfetme, araştırma ve yenilenme ruhuyla motive olan kadınlar ve erkekler, sahte diplomalarla kendilerini içi boş bir şekilde güçlü, yetenekli ve itibarlı göstermeyi akıllarına bile getirmezler. Bilgiyle, sanatla, deneyle, düşünmeyle, yazmayla, sözle ve okumayla kendilerini yetiştiren kadınlar ve erkekler, sahici yeteneklerle ve ürünlerle kendilerini güçlendirmenin arayışındadırlar.

Üniversite, vasat veya vasatın altı kişilerin veya güruhların yeri değildir. Üniversite, ayrı, aykırı ve ayrıksı kişiler tarafından geliştirilen özgün ve özgür fikirlerin, eserlerin ve pratiklerin uygulama yeridir. Vasat ve vasat altını üretmek, üniversitenin ölümüdür. Vasat ve vasat altını sürekli olarak üretmek veya tekrar etmek, cehaletin sürekli olarak üretilmesi demektir.Kendini yetiştirmek ve geliştirmek için bireyin, vasatın üstüne çıkmayı amaçlaması ve bunun çaba göstermesi lazımdır. Üniversite, vasatın üstünde insan yetiştirme iddiasını taşıyan insani bir kurumdur.Kadın ve erkeğin yetiştiği ve geliştiği kurumlar olması, üniversitenin hümanist karakterinden kaynaklanmaktadır. Üniversitede sahici anlamda insan yetişmelidir.

Bilgiyi ve insanı yetiştirme iddiası taşımayan kurumlar, üniversite adını taşısalar bile, üniversite değil, siyasal kurumlardır. Siyasal kurum olarak yapılan, kadroları oluşturulan ve yönetilen kurumlarda, evrensel ölçeklerde araştırma yapılmaz, kadrolar oluşturulmaz ve süreçler işlemez. Kısır siyasi oyunlar ve ilişkiler, üniversiteyi içten içe kemirir ve yozlaştırır. Sahici anlamda üniversite, akademik, sanatsal ve bilimsel özgürlüğün olduğu, siyasetin ve dinin müdahale edemediği otonom kurumdur. Sahici anlamda üniversite, siyasetin ve dinin müdahalesine kapalıdır.Avrupa ve Amerika dışı yerlerde sahici anlamda evrensel ölçekte üniversite örneklerinin ortaya konulamayışının ana nedeni, üniversitelerin siyasal kurumlar olmasıdır. Ortadoğu’da üniversiteler, siyasal kurumlardır.Siyasal kurum olarak kurulan üniversitelerde, akademik ünvanlarda, araştırmalarda, makamlarda ve diplomalarda sahte olabilir.

Evrensel bilginin üretildiği, yetiştirildiği ve geliştirildiği yer, üniversitedir.Otoriteryanizm, totaliteryanizm ve doğmatizm, evrensel bilgi üretmediği gibi, üniversite gibi bir kuruma da sahip değildir. Modern öncesi dönemde donmuş kaynakların, kuralların ve kişilerin ezberletildiği yerler, üniversite değildirler. Burlarda evrensel bilgi üretilmediği gibi, insanda yetiştirilmemektedir. Kendisine ezberletileni robot gibi tekrar eden, düşünme kapısının artık kapalı olduğunu vehmeden, ezberlediği klişeleri ilim zanneden düşünmeyen, duymayan, anlamayan, sorgulamayan zihinsiz bedenler yetiştirilmektedir. Köhnemiş kuralları ve klişeleri, ezberlemek ve tekrar etmek ilim değildir. Üniversite, geçmişin bilgisinin, kabullerinin, kalıblarının ezberledildiği ve tekrar edildiği bir yer değildir. Akademisyen ve bilim insanı, orijinal ve eleştirel araştırmasıyla, bilginin, insanın, hayatın ve doğanın gelişimine katkı sunan kişidir. Üniversite, tekrar ve ezberle değil, eleştirel düşünme ve araştırmayla evrensel bilginin üretildiği bir mekan haline gelebilir.Modern öncesi kurumları idealleştirmek, onlara özenmek, üniversiteyi modern öncesi dönemin karanlık hücrelerine döndürmeye kalkmak, üniversitenin, insanın, aklın, bilimin, sanatın ve felsefenin ortadan kaldırılması demektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın