Yoksa Narin Olayı Bir “Reality Show” Mu?
Bir zamanlar ?reality show? olarak tanıtılan televizyon programları vardı. Bizim Acun?un programlarının atası..
İsa Bey’in yeni kitabının devlet çocuk başlıklı, uzun hikayesini keyifle okudum kısaca bahsetmek istiyorum.
Genç kaymakam, doğu anadoludaki ilk yerleşim yerlerinden olan ilçe merkezinini “kuruluşunun 1. yıl dönümünü” şenlikli şekilde kutlamak istiyordu. Girişimi benimseyen vali, törene İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nı davet için Ankara’ya gitti.
Cumhurbaşkanı, vaktiyle çalıştığı o ilçedeki Göktaş köyünün içme suyu sorununu çözemediğini anlattı. O iş ” hallolunsun. Gönül rahatlığıyla geleyim” dedi. “Emriniz olur efendim” diyen vali “teşriflerinizde çeşmeler açılışa hazır” olacaktır, cevabını verdi.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nü ziyaret eden vali, meseleyi anlattı. Ancak dağ başındaki köye döşenecek “terfili sistem” boru hattına su basacak tek motorun, Başbakan’ın emri ile bir kasabaya tahsis edildiği anlaşıldı. Ancak müdür, Cumhurbaşkanı Bakan’a telefon ettiğine göre, mesele yok, demişti…
Vali dönüşte daire yetkilileri ve Kaymakam ile birlikte köye gitmişti. İsale hattı ve deponun yapılacağı yerler belirlendi. Okulu da olmayan köye okul yapımı ihalesi de yapılacaktı. İşleri Kaymakam her gün takip edecek Vali de, her hafta denetleme yapacaktı.
İlk adımda yolu asfaltlandı, köyün. Su deposu, mahallelere çeşmeler yapılıp borular da döşendi. Ancak motokamp deneme çalışmasında yandı. Bu özellikle kaymakamı uykularıdan etti. Tamir için mühendis ve teknikerler geldi. Şantiyeye gelen vali “eğer beni cumhurbaşkanına rezil etmek için yaptıysanız… tören gününe kadar tamir etmez, su akıtmazsanız… hepinizi işten atarım” diye bağırmıştı…
Ancak, il mühendislerinin tamir çalışmaları sonuç vermeyince, Ankara’dan mühendisler geldi. Köy yolu trafiği hızlandı. Davetiyeler baştan dağıtılmamış olsaydı, tören iptal edilebilirdi. Bu sebeple çalışmalara üniversitenin makine mühendisliği bölümü hocaları da katıldı…
Vali,”törenden iki gün önce son defa gelip “çalışmaları kontrol etti”. Ama arıza giderilememişti. Yapılacak bir şey kalmamıştı. Tören günü “Göktaş köyüne gelirken” Cumhurbaşkanı’na durumu anlatıp özür dileyecekti…
Kaymakam, makamında tören konuşmasını yaparken belediye başkanı geldi. Motorun tamir edilemeyeceğini söyleyip “Bana izin verin, yarın suyu akıtayım” dedi. Suyla doldurulan belediye arazözü olay yerine gönderilip gizlice su basılacaktı. Ama su borusu bir yerden kırılacaktı…
Birlikte hemen yola çıktılar. Önceden gönderilen arazöz, köyün yakınındaki bir tepenin arkasında idi. İtfaiye şefi oradaki boruyu kestirip arazözün hortumunu boruya bağlatması uygun görüldü. Devlet baba,”böyle bir çözümü” düşünememişti. Kaymakam “Bir kere de çocuk olsun devlet” diye düşünüyordu. “Çocuk demek sevinç ve umut” demekti….
Kaymakam ve başkan tören sabahı köye gittiler. “…arazözü ve içme suyu hattına bağlı boruları kontrol ettiler. Arazözün su basma denemesi de, başarıyla yapılmıştı”.
Ekip şefi, hat boyunca üç adam koymuştu. Çeşmenin başında “konuşmalar tamamlanınca” onları vereceği işaret üzerine su basılacaktı… “Cumhurbaşkanı, vali ve karşılama heyeti, uzun araç konvoyu” Göktaş köyüne ” öğleye doğru” gelmişti. Türkülerden sonra “Müftünün duası ile iki koç” kesildi…
Vali, açılışını Cumhurbaşkanı’nın yapacağı çeşmenin önünde “konuşmaya başladı. O an musluk, yerinden fırladı, su kalabalığın üzerine fışkırdı. İlk ıslanan Cumhurbaşkanı oldu. Herkes kaçıştı, sonra yeniden toplandılar.” Su, biraz erken basılmıştı. Ama köylü alkışlıyordu. Vali konuşmasına “su berekettir, temizliktir. Temizlik imanın yarısıdır.” diye devam etti…(1)
1.0 Güzel Kadın, İsa Küçük, 2025, İstanbul
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.
Yorumlar (0)