Gazeteci Banu Avar, 2007’de gezdiği Kerkük’te, 2003’teki ABD işgali sonrasında, Kuzey Irak’ta Türkmenler’in ezilip saf dışı bırakılmasını anlatmıştır. Amerikan kurtarıcılığı trajedisinin, tarihi Kerkük şehri örneğini, içim sızlayarak kısaca aktaracağım.
Kerkük işgalden önce, Irak petrolünün yarısı çıkmış olduğundan, ülkenin “belki de en zengin kenti” idi. “Kerkük petrolünün, Amerika’nın 40 yıllık petrol ihtiyacını” karşılayacağı hesaplanıyordu. ABD’nin, Irak işgalinin gerisindeki önemli bir planı da buydu. “Kerkük’ü, elinde tutan Irak’a sahip olurdu”
Saddam güçleri, “1991’de Kuzey Irak bölgesindeki “tüm Türkmen kentlerinde” baskı ve zulme yönelmiştir. Bu sebeple “yüz binlerce Irak’lı göçmen Türkiye ve İran’a sığınmıştı…”
“2003 Amerikan işgaliyle Kerkük ve tüm Türkmen bölgelerinde katliam ve yıkım, nüfus ve tapu dairelerinde” başlamıştı.
“Bölgede ilk öldürülenler, nüfus ve tapu memurlarıydı” Amaç, Kerkük ve Musul’da “demografik” yapıyı değiştirmekti….
Bunun için yapılanlar iki yönlüydü. Birincisi, “bölgenin zengin ve eğitimli Türkmen nüfusu” kaçırılmıştı, öldürülmüştür…
İkinci olarak, işgalden sonraki dört yılda “Kerkük’e 600 bini aşkın Kürt nüfusu” getirilmişti. Oysa, Saddam’ın 1957’de Kerkük çevresinden göçe zorladığı Kürt nüfusu 11 bin civarında idi. Bu olayın sonunda nüfusu, “800 binden 1 buçuk milyona yaklaşan şehirde sefalet, hastalıklar, açlık ve susuzluk” baş göstermişti…
Vaktiyle “tüm kentlilerin Türkçe konuştuğu, Türkmen okullarına girmenin ayrıcalık olduğu bölgede… Türkmen okullarında Kürtçe eğitim zorunlu kılındı….”
“Kürt yerel yönetiminin ‘resmen’ oluşmasıyla Türkmen’ler ya yok sayılıyor, ya da oyuna bir kenarından katılıyorlar…”
“Irak Türkmen Cephesi yürütme kurulu üyesi Cemal ŞAN,” şunları söylemiştir:
“Türkmenler dışlanmıştır. Öz be öz Türkmen şehri” olan Kerkük’te, ”Türkmenler dışlanmışlardır. Amaç Türkmenler’in milli kimliğini” ortadan kaldırmaktır. “Irak, iki milletli bir devlettir tezi ileri” sürülüyordur: “Arap ve Kürt.”
“Araplar ve Kürtler! Araplar devlet gücüne”, Kürtler “Batı’nın himayesine” dayanıyordu. “Her iki halkın da, silahlı güçleri var. Türkmenler ise korumasız…”
İlk mısrasını başlığa aldığım Türkmen sözünün tamamı şudur:
“Kalamızı aldılar, balamızı çaldılar
Daha can çekişirken salamızı saldılar.” (1)
Şimdi de Amerika’lı Andersen’in Türkler, Kürtler ve Arapları bir arada yaşatacak “Osmanlı” sistemi mavalı. Siyasi ortamı müsait gördüğümden. Malum, balık hafızalıyız.
(1) Böl ve Yut, Banu Avar, 2008, İstanbul
Yorumlar (0)