Halford Mackinder’ın Emperyal Vizyonu

A+
A-

Mackinder, emperyal genişlemenin bir işlevinin İngiliz deniz aşırı yatırımları için çıkış noktaları sağlamak olduğuna inanıyordu.

Mackinder ekonomide korumacılık ve emperyal birliği savunuyor.

Mackinder, 5 büyük dünya devletini içeren yeni bir güç dengesinin oluştuğunu gördü: İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, ABD. İngiltere, bunların içinde liderdi. Bu liderliği sürdürmek için ingilterenin ekonomik olarak büyümesi ve donanmasını oluşturması gerekiyordu.

Mackinder’a göre eğer Almanya ve Rusya müttefik olsaydı ,bu her ikisinin kara kaynakları filo inşa etmek için kullanılabilir ve dünya imparatorluğu ortaya çıkardı ve açıkça bu merkez imparatorluk, İngiliz olmazdı.

Pivot bölgesi, mackinder a göre merkez ve onu kontrol eden dünyayı da kontrol edebilir.

Mackinder, serbest ticaret ilkeleri anlayışından neomerkantil emperyalizmine geçiş yaptı ve bu konunun önde gelen savunucularından biri oldu.

Mackinder’a göre Kanada ve İngiltere arasında ekonomik bağlar kurulursa kanada, amerikanın ormanı, taş ocağı, tarlası olmazdı.

Daha fazla istihdam için Britanya’ya yatırım yapılmasını teşvik için serbest ticareti terk edip sömürgelerden gelen malları kayıracak ve diğer ülkelerle İngiliz malları için daha rahat pazarlar açılabilecekti.

1948’de ISC, Commonwealth nakliye komitesi (İngiltere’nin sömürgesi olan Commonwealth ülkeleri) haline geldi ve 1963’e kadar faaliyetlerini sürdürdü. Britanya 1931’de ithalat ürünlerine tarifeleri yükseltti (dışarıdan alırken zorlanma oluştu). Tarifeleri yükseltmek, Amerika’daki Smooth Hawley mevzuatına bir yanıttı. Smooth hawley, kendi içindeki çiftçi ürünlerinin daha çok tüketilmesini sağlayarak çiftçileri desteklemek amaçlı (ekonomik krizde mahvolmuş çiftçileri yükseltmek amacıyla) yapıldı. Britanya’nın yaptığı da Amerika’daki Smooth Hawley de korumacı politika.

Mackinder, kıtanın kontrolü için bir savaşın yaklaştığını (1. Dünya savaşı) ve bunun ticaret modellerini değiştireceğini ve bu nedenle Britanya’yı Commonwealth topluluğuna daha çok güvenmeye zorlayacağını öngördü. 1. Dünya savaşı olunca İngilizlerin Amerika ve Commonwealth ülkeleri ile ticaretleri zorunlu olarak arttı.

Ancak SSCB, Amerika, Almanya ve Fransa’nın ticaret politikaları 1930larda uluslararası ticareti azaltmak üzerine kuruluydu (korumacılık politikası). 2. Dünya savaşından sonraki yıllarda İngilizlerin ticareti, Commonwealth ülkeleri ile yapılan ticaretle domine edildi. Zaten Mackinder’ ın İngiltere ve İngiliz denizleri için 1902 yılında öngördüğü sonuç buydu.

Mackinder, 1904teki rgs’deki makalesini sunarken şu mesajı iletiyordu: Britanya’nın ortaya çıkan yeni dünya düzeninde rekabet edebilmesi için ekonomik olarak entegre bir imparatorluk yaratması ve bunun için de emperyal toprakları ekonomik olarak birleştirmesi gerekiyor.

Mackinder 20. Yüzyılın ilk yıllarında ekonomik reçetesini açıkladı: ona göre Britanya ve sömürgeler, tek bir filo ve tek bir dış politika ile league of democracy birliğine bağlanmalıydı. İmparatorluk içerisindeki ekonomik büyüme, imparatorluk ticaretini teşvik eden bir korumacılık (tarife) sistemiyle teşvik edilmeliydi. 2. Dünya savaşı sırasında ve sonrasında mackinder ın bu pivot senaryosu doğru çıktı. 1942de bir güç (Almanya), anakara Avrupa’yı kontrol ediyordu ve Volga nehrine yani pivot bölgesine doğru ilerliyordu. Commonwealth müttefikleri (daha sonra Amerika da katıldı) ve Britanya filoların mihver denizaltılarına karşı, Atlantik deniz yollarının kontrolünü elinde tutmak için savaşa girdi (2. Dünya savaşına). 1943 ün başlarında almanya, Rusya’ya yenildi ve orta Avrupa’ya geri çekildi. Ancak soğuk savaşta korkulması gereken güç olarak Sovyetler birliği ortaya çıktı. Soğuk savaşta İngiliz dışişleri bakanlığı, dünyayı mackinder’ın pivot-kalp modeli perspektifinden görüyordu. Çünkü dışişleri bakanı, Sovyetlerin tüm dünyanın kontrolünü ele geçirmeye kararlı olduğu görüşündeydi.

Buna karşılık İngiltere, NATO ve EEC (Avrupa ortak pazarı) aracılığı ile batı avrupayla daha yakın ilişkiler kurdu. Komünizm ideolojisine direnirken İngiltere emperyalizmi önemsizleştirip sömürgeciliğin sona ermesini hızlandırdı. İngiltere, Batı Avrupa’yla ilişkiler kurarken Sovyetlerle ilişkiler kurmuyor. Avrupaya katılma, sömürgeciliğin sona ermesi, İngiltere’nin NATO’ya ve EEC’ye katılması için ingiltere başbakanı macmillan uğraştı. Bu şekilde, yani Amerika ve İngiltere’deki politikacıların Sovyetler birliğinin dünyayı kontrol etmesinden korktuğu sırada Mackinder’ın bu emperyal vizyonu geride kalıp EEC’ye katılma ihtiyacıyla baltalandı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler

Yorumlar (0)

YORUM YAZ

Bir yanıt yazın