Suriye İçin En Uygun Siyasi Yapılanma Neden Adem-i Merkeziyetçi Bir Siyasal Sistemdir

A+
A-

Suriye, 2011’den bu yana süren iç savaşın ardından hem siyasi hem toplumsal olarak parçalanmış bir devlettir. Eski rejim döneminde mezhepsel, etnik ve bölgesel farklılıkların merkeziyetçi bir yönetimle bastırılmaya çalışılması, otoriter bir rejim olan Baas ile birleÅŸerek hem yönetiÅŸim krizine hem de kitlesel ÅŸiddet ortamına yol açtı. Bu baÄŸlamda, adem-i merkeziyetçi bir siyasi yapılanma, Suriye’nin iç dinamiklerine uygun, dış müdahalelere karşı daha dirençli, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir çözüm olarak öne çıkmaktadır.

Suriye toplumu Arap Sünniler, Aleviler, Kürtler, Hıristiyanlar, Dürziler ve diğer birçok etnik ve dini gruptan oluşan çok kimlikli bir toplumdur. Ancak tekçi Baas rejimi, özellikle Alevi azınlığa dayanan otoriter bir yönetimle, bu çeşitliliği baskılayarak merkezileştirmiştir. Ademi merkeziyetçi bir yapılanma, bu yapısal dışlamaya karşı 1) Yerel özerklik ve kimlik tanınmasını sağlar. 2) Azınlık grupların yönetime katılımını kurumsallaştırır. Ve 3) Toplumsal meşruiyeti arttırır.

İç savaÅŸ sürecinde Suriye’de yönetim rejim güçleri, muhalefet ve Kürt güçlerinin kontrol ettiÄŸi farklı bölgelerde fiili yerel yönetimler geliÅŸmiÅŸtir. Zaten daha önce uluslararası arenada yürütülen Cenevre ve Astana süreçlerinde de kapsayıcı ve yerel temsiliyeti olan bir yönetim modeli uluslararası toplum tarafından desteklenmiÅŸti. Özellikle, Rusya, İran ve Türkiye’den oluÅŸan Astana süreci kapsamında sunulan anayasa taslağında Suriye Arap Cumhuriyetinin adının Suriye Cumhuriyeti olarak deÄŸiÅŸtirilmesi ve adem-i merkeziyetçi bir yapının inÅŸası öngörülmüştü. O süreçte yer alan Türkiye, basınada yer aldığı kadarıyla ciddi bir itiraz göstermedi, Esad hükümeti düştükten sonra neden ademi merkeziyetçi bir yapıya ÅŸiddetle karşı çıkmaya baÅŸlamıştır?’

Suriye aynı zamanda küresel ve bölgesel aktörlerin çıkar çatışmasının merkezinde yer almaktadır. Bölgesel ve küresel aktörler yerel ittifaklar kurarak ülkede varlık göstermeye çalışmaktadır. Bu tabloda merkeziyetçi bir yapı, tüm taraflar açısından sıfır toplamlı bir oyun yaratmaktadır. Buna karşılık adımı merkeziyetçi bir yönetim a) Yerel yönetimler alanlarını tanıyarak çatışma ihtimallerini minimum düzeyine indirir. b) Uluslararası aktörlerin destek ve katkılarını belirli bölgelere yönlendirmesine imkan tanır. c) Mevcut fiili bölünmüşlüğü anayasal ve barışçıl bir yapıya dönüştürülebilir.

Irak, Lübnan ve Bosna Hersek gibi örneklerde görüldüğü üzere çeşitli grupların merkeziyetçi bir sistem altında bir arada tutulmaya çalışılması çatışmaları arttırmıştır. Güç paylaşımlı ademi merkeziyetçi demokratik sistemlerde ise toplumsal barışı korumak daha mümkündür.

SavaÅŸ sonrası Suriye’nin devasa yeniden inÅŸa maliyeti ve sorunları vardır. Bu çerçevede yerel yönetimler, bölgesel kaynakları daha etkili planlayabilir. Uluslararası yardımların daha adil ve ÅŸeffaf dağıtımı mümkün kılabilir. Yolsuzlukla mücadelede merkezi yapının aksine çok merkezli denetim avantaj saÄŸlar.

Ademi merkeziyetçi bir yapılanma öncelikle hakikat ve uzlaÅŸma komisyonları kurulmasına imkan verir. GeçiÅŸ dönemi adaletinin kültürel ve tarihsel baÄŸlamlara uygun ÅŸekilde yürütülmesini saÄŸlar. Sivil toplumun aktif katılımıyla barışın tabandan inÅŸasını destekler. Suriye’nin mevcut sosyolojik ve jeopolitik gerçeklikleri, merkeziyetçi bir çözümün sürdürülemez olduÄŸunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu noktada adem-i merkeziyetçi bir siyasal yapılanma öncelikle;

  • Ülkenin etnik dini ve mezhepsel çeÅŸitliliÄŸini tanır.
  • Yerel ve gruplar arası temsiliyeti güçlendirir.
  • Toplumsal çatışma riskini azaltır.
  • Ekonomik ve toplumsal yeniden inÅŸası mümkün kılar.

Immanuel Kant’ın sürekli barış teorisine göre toplumsal kalıcı barış için; 1- Demokratik bir anayasal rejim, 2- YurttaÅŸların demokratik katılımı ve 3- Gruplar arasında karşılıklı bağımlılık ve saygı gereklidir.

Adem-i merkeziyetçi yapılar otoriter tahakkümü minimalize ederek pozitif barışın yani gerçek barışın ve ya sosyal adaletin, refahın ve özgürlüğün tesisi için gerekli zemini oluÅŸturur. Suriye’de sürdürülebilir bir barışın tesisi için öncelikle çok katmanlı güç paylaşımlı anayasal demokratik bir sistem ile birliÄŸin garanti altına alınması; ulusal gelir dağılımı mekanizmalarıyla sosyal eÅŸitsizliklerin giderilmesi ve yurttaÅŸlık bilinci ve etnik mezhepsel ötesi kapsayıcı ulusal bir kimliÄŸin inÅŸası gereklidir. Bütün bunlar demokratik, katılımcı ve adem-i merkeziyetçi bir yapıyla mümkündür. Otoriter ve demokratik olmayan bölge ülkeleri bu tür demokratik ve katılımcı bir siyasal yapılanmadan korktukları için karşı çıkabilirler. Fakat bu bir gerçektir ki Batılı demokratik ülkelerde olduÄŸu gibi zenginlik ve refahın, mutluluk ve huzurun saÄŸlanabilmesi için bütün OrtadoÄŸu’da gerekli olan model adem-i merkeziyetçi demokratik modellerdir.

Bu model sadece pratik bir zorunluluk değil, aynı zamanda normatif olarak da adaletli, katılımcı ve barışçıl bir gelecek inşası için en uygun modeldir.

 

Önceki

Sonraki

Benzer Haberler