DUALARLA ERTELENEN TUFAN: MODERN NUH'UN HİKÂYESİ

28 Ara 2025 - 22:44 YAYINLANMA

Binlerce yıl önce anlatılan Hz. Nuh’un Tufanı, kutsal kitaplarda insanlığın kibri ve kötülüğü nedeniyle gökten yağmurun günlerce yağdığı, yeryüzünün sularla kaplandığı büyük bir felaket olarak tasvir edilir. Bu eski anlatıda Hz. Nuh, Allah’ın bu tufan uyarısı üzerine devasa bir gemi inşa etmiş, iman edenleri ve hayvanları eşleriyle birlikte kurtarmıştır. Bu hikâye sadece bir olay anlatısı değil, insanın doğayla, inançla ve kaderle olan ilişkisinin derin bir metaforudur.

2025 yılının Aralık ayında, binlerce yıl sonra bu hikâye beklenmedik bir şekilde yeniden hayat buldu. Gana’da kendisini “Ebo Noah” olarak tanıtan bir adam, rüyasında Tanrı’nın kendisine dünyanın sularla yeniden yok olacağını söylediğini iddia etti. Bu iddia doğrultusunda yaklaşık on büyük ahşap gemi inşa etti; sosyal medyada yayılan videolarda her bir geminin yapımında yüz binlerce özel ağaç parçası kullanıldığı belirtiliyordu. Birkaç geminin kapasitesinin binlerce kişiyi taşıyabilecek kadar büyük olduğu dahi ileri sürüldü.

Ebo Noah’ın çağrısı kısa sürede yayıldı. Önce meraklı gözler, ardından daha kararlı inananlar toplandı; farklı kaynaklara göre yüzlerce, hatta binlerce kişi, Gana’ya giderek bu gemilere binmeyi amaçladı. Bazı kişiler komşu Afrika ülkelerinden bile gelmeye başladı. Bu kitlesel ilginin ardında yatan sadece bir kıyamet korkusu değildi; aynı zamanda geçmişin kutsal anlatısının bugün de yaşanabileceğine duyulan güçlü bir inanç vardı. İnsanlar, Hz. Nuh’un tufanına benzer bir felaketin gerçekten olabileceğini düşündüler; bu inanç onları binlerce yıl öncesinin hikâyesine tekrar bağladı.

Tarihin farklı dönemlerinde de benzer örnekler görüldü; kendisini seçilmiş ya da uyarılmış ilan eden kişiler etrafında toplanan küçük topluluklar, yaklaşan kıyamete inandırılarak yönlendirildi. Bazıları belirli bir tarihte dünyanın biteceğini iddia etti, bazıları toplu kurtuluş hayalleri yaydı. Bu yapılar, çoğu zaman dış dünyayı “kirli”, lideri ise “tek doğru yol” ilan ederek takipçilerini gerçeklikten kopardı ve korku üzerinden bağlılık sağladı. Böyle örnekler, farklı coğrafyalarda ve dönemlerde ortaya çıkmış; insanların belirsizlik, endişe ve kurtuluş arzusunu kullanarak varlığını sürdüren sapkın anlayışlar olarak tarihte iz bırakmıştır.

Ancak 25 Aralık 2025 geldiğinde beklenen felaket yaşanmadı. Bu gerçekleşmeyen tufan üzerine Ebo Noah, Tanrı’nın “felaketi ertelediğini” ve gemilerin sayısını artırmak için daha fazla süre verildiğini açıkladı. Bu açıklama, bazı destekçileri arasında yeniden umut yarattı; bazı eleştirmenler ise bunun, insanların inancını kendi lehine kullanarak güç ve kaynak toplama girişimi olduğunu savundular. Sosyal medyada, toplanan destek ve bağışların sonuç olarak maddi kazanca ve lüks yaşama dönüştüğü yönündeki iddialar da tartışma yarattı.

Tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor: eski anlatılar çağlar boyunca önemini yitirmemiştir. Hz. Nuh’un hikâyesi, binlerce yıl önce insanlara bir ahlaki ve manevi mesaj vermek için anlatıldı; bugün insanlar aynı hikâyeyi başka korkular ve umutlar ile yeniden yaşamayı bekliyorlar. Hz.Nuh’un tufanı ne tarihsel olarak yeniden yaşandı ne de bilimsel olarak bir durum gözlendi. Fakat bu eski metafor, bugünün dünyasında bile insan psikolojisinin, korkularının ve inançlarının derinlerinde yankılanmaya devam ediyor.

Sonuç olarak bu olay bize şunu hatırlatıyor: Korkularımızı ve umutlarımızı şekillendiren hikâyeler, gerçeklikten çok daha güçlü olabilir; ama bu hikâyelerin arkasındaki dünyayı sorgulamadan geleceğe dair kararlar vermek insanları yanıltabilir. İnanç, hikâye ve gerçeklik arasındaki çizgi her çağda dikkatle düşünülmelidir; aksi hâlde tufan bazen sularla değil, zihinlerde başlar.

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: