GEBELE ZİRVESİ: TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI YENİ JEOPOLİTİK ROTASINI BELİRLİYOR

12 Eki 2025 - 15:45 YAYINLANMA

Azerbaycan’ın Gebele kentinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) 12. Zirvesi küresel ölçekte artan belirsizliklerin ve uluslararası kurumların etkisiz kaldığı bir dönemde, Türk Dünyası’nın barış, güvenlik ve bölgesel güç vizyonunu yeniden tanımlayarak, güçlü bir kurumsal yapı ve ortak stratejik işbirliğiyle bölgede istikrarın teminatı olma yönündeki kararlılığını ortaya koydu. “Bölgesel Barış ve Güvenlik” temasıyla gerçekleştirilen bu Zirve, Avrasya coğrafyasında istikrarın korunması ve yeni bir dayanışma modelinin inşası açısından tarihi bir adım olarak değerlendirmek mümkündür.  Zirvenin teması Bölgesel Barış ve Güvenlik” olarak belirlenmiş olması rastlantısal bir seçim olmayıp, aksine Türk dünyasının jeopolitik önceliklerini, stratejik vizyonunu ve ortak kader bilincini yansıtan son derece anlamlı bir tercihi olduğunu söylemek mümkündür.

Karabağ Zaferi’nin ardından Azerbaycan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu zirve, Güney Kafkasya’da kalıcı barışın tesisi, Orta Asya’da artan güvenlik risklerinin yönetimi ve Avrasya’da yeniden şekillenen güç dengelerine verilen ortak bir yanıt niteliği taşımaktadır. Zirvenin teması “Bölgesel Barış ve Güvenlik” olarak belirlenmiş olması TDT’nin yalnızca kültürel ve ekonomik bir dayanışma platformu olmaktan çıkarak, “ortak güvenlik” ilkesi etrafında örgütlenen yeni bir stratejik birliktelik düzeyine yükseldiğini göstermektedir. Liderlerin verdikleri mesajlar, alınan kararlar ve özellikle dış ortaklarla karşılıklı çıkar alanlarında iş birliği için esnek bir diplomatik zemin sunan “TDT+ Formatı” açılımı ile birlikte Zirve değerlendirildiğinde, uluslararası kurumlara olan güvenin sarsıldığı bir dönemde TDT’nin, kaotik bir küresel ortamda istikrarın, barışın ve çok kutuplu düzenin yapıcı bir unsuru olma iddiasını kararlılıkla ortaya koyduğu görülmektedir.

TDT Yeni Vizyonu: TDT Sözüne Güvenilen Bir Yapıya Dönüşecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zirve’de yaptığı konuşmada, uluslararası kurumların meşruiyetini kaybettiği bir dönemde küresel düzende oluşan boşluğun doldurulmasında Türk Devletleri Teşkilatı’na önemli bir misyon düştüğünü belirterek, Teşkilatın adalet, barış ve dayanışma temelli yeni bir uluslararası düzenin inşasında öncü bir rol üstlenmesi gerektiğini vurgulaması ve bu yaklaşımın diğer liderler tarafından da benimsenmesi, TDT’nin yeni dönemde bölgesel bir dayanışma platformundan küresel ölçekte etkili bir jeopolitik aktöre dönüşüm sürecine girdiğini göstermektedir. Bu minvalde şekillenen ortak irade, Gebele Bildirisi’nde somut bir çerçeveye kavuşarak, Türk Devletleri Teşkilatı’nın barış, güvenlik, enerji ve stratejik öngörü alanlarında bütüncül bir vizyonla hareket edeceğini teyit etmiştir. Bildirge, TDT’nin yalnızca üye devletlerarasındaki dayanışmayı güçlendirmekle kalmayıp, küresel düzeyde istikrarın ve çok taraflı işbirliğinin yeni adresi olma yönündeki kararlılığını da ortaya koymuştur.

Türk İşbirliğinde Stratejik Bir Güç Doğmaktadır

Gebele Zirvesi, TDT’nin sadece kültürel bir dayanışma platformu olmanın ötesine geçerek, bölgesel güvenlik ve savunma mimarisinde kurumsal bir aktör olma yönündeki iradesini pekiştirmiştir. Zirvenin ev sahibi Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Ailemiz Türk Dünyasıdır” ifadesiyle özetlenen yaklaşımı, TDT’nin bölgesel jeopolitiğin şekillenmesinde artan stratejik rolünü açık biçimde ortaya koymaktadır. Aliyev’in 2026’da ortak askeri tatbikat düzenlenmesi yönündeki önerisi ile savunma sanayii işbirliğinin derinleştirilmesi çağrısı, üye devletlerin güvenlik alanında eşgüdüm ve caydırıcılık kapasitesini artırmaya dönük kararlılığını yansıtmaktadır.

Bu bağlamda TDT, güvenliği yalnızca askeri boyutuyla değil, diplomasi, enerji arz güvenliği, siber altyapı ve teknolojik bağımsızlık gibi tamamlayıcı unsurlarla birlikte ele alan bütüncül bir strateji geliştirmektedir. Uluslararası kurumların meşruiyet krizleriyle karşı karşıya olduğu günümüzde, Teşkilat’ın bu yönelimi, Türk Dünyası’nın kendi güvenlik ekosistemini oluşturma sürecinde önemli bir aşamaya işaret etmektedir. TDT’nin savunma işbirliğini kurumsal çerçeveye oturtma hedefi, Avrasya’da istikrarın sağlanması ve bölgesel barışın kalıcı hale getirilmesi açısından stratejik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.

TDT’nin Ortak Güvenlik Doktrini Şekilleniyor

Gebele Bildirisi, TDT’nin güvenlik alanındaki kurumsal kapasitesini güçlendiren ve ortak savunma vizyonunu kurumsallaştıran stratejik bir dönüm noktası olarak öne çıkmaktadır. Bildiride, üye devletlerin bölgesel istikrarın korunması, ortak güvenlik çıkarlarının savunulması ve yeni tehditlere karşı dayanışma içinde hareket etmesi gerektiği vurgulanırken, alınan kararlar TDT’nin güvenlik mimarisine uzun vadeli bir yön kazandırmaktadır. Bu kapsamda, Savunma Sanayii İşbirliği Platformu’nun güçlendirilmesi, 2026 yılında ilk ortak askeri tatbikatın gerçekleştirilmesi, Türk Stratejik Öngörü Ağı’nın oluşturulması ile Yeşil Enerji Koridoru ve Orta Koridor projelerinin enerji güvenliği ekseninde uygulanması, Teşkilatın bölgesel güvenlik, ekonomik bütünleşme ve stratejik öngörü kapasitesini artırma yönündeki iradesini somutlaştırmaktadır.

Bu yeni yaklaşım, TDT’nin güvenliği yalnızca askeri perspektiften değil; diplomasi, enerji, ulaştırma, siber alan ve bilgi altyapısı gibi alanlarda bütüncül bir çerçevede ele aldığını göstermektedir. Böylece Teşkilat, “Ortak Güvenlik Doktrini” anlayışı etrafında şekillenen bu yeni dönemde, Avrasya’da barışın ve istikrarın yerli aktörü olma hedefini kurumsal düzleme taşımakta; bölgesel işbirliğinden stratejik özerkliğe giden yeni bir güvenlik mimarisi inşa etmektedir.

TDT+ Formatı Çerçevesinde Üçüncü Ülkelerle İşbirliği Derinleştirilecektir.

TDT+ formatı çerçevesinde üçüncü ülkelerle işbirliğinin derinleştirilmesi ve enerji, ekonomi ile bilgi altyapısını kapsayan bütüncül güvenlik yaklaşımı, Türk Devletleri Teşkilatı’nın bölgesel ve küresel düzeyde etkin bir aktör olarak konumlanma kararlılığını ortaya koymaktadır. Zirvede öne çıkan ortak değerlendirme, mevcut uluslararası düzenin işlevsizleştiği ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile NATO ve AB’nin çatışmalara çözüm üretmede yetersiz kaldığı bir konjonktürde TDT, ortak tarih ve kültür temelinde inşa ettiği işbirliği modelini dayanışma odaklı bir güvenlik paradigmasına dönüştürerek, hem kendi bölgesinde hem de Avrasya genelinde barışı inşa eden stratejik bir aktör olarak öne çıkması için ortam oluşmaktadır. TDT+ formatı, Türk Devletleri Teşkilatı’nı sadece bölgesel bir işbirliği platformu olmaktan çıkarıp, üçüncü ülkelerle stratejik işbirliğini derinleştiren, güvenlik, enerji ve ekonomi alanlarında etkin bir bölgesel güç ve diplomasi aktörü hâline getirecektir.

Sonuç olarak, Gebele Zirvesi, uluslararası düzenin etkinliğini kaybettiği, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin çatışmalara çözüm üretmede yetersiz kaldığı ve NATO ile AB’nin kendi iç dinamikleri nedeniyle küresel barışa katkı sağlayamadığı bir dönemde gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, TDT, ortak tarih ve kültür temeline dayalı işbirliği modelini dayanışma odaklı bir güvenlik paradigmasına dönüştürerek, hem bölgesel hem de Avrasya genelinde barışın inşasında etkili bir aktör olarak öne çıkma iradesini ortaya koymuştur.

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: