YÖRÜKLER İLE HAYVANLARIN BAĞI

12 Eki 2025 - 18:51 YAYINLANMA
“Gökyüzünde kartal, yeryüzünde kurt olasınız!”
Bu söz, bir Yörük babanın oğluna, bir ananın evladına verdiği duadır.
Kısa ama derin anlamlıdır; çünkü Yörük kültüründe hayvan yalnızca bir canlı değil, karakterin, ahlakın ve yaradılışın aynasıdır.
Gökyüzünde süzülen kartal, gözü keskin, görüşü derin, tepeden bakan ama haksızlığa alçalmayan bir irade sembolüdür.
Yeryüzünde dolaşan kurt ise özgürlüğün, dayanışmanın ve liderliğin simgesidir.
 
Yörük için hem kartal hem kurt birer “hayvan” değil, yol gösterici ruhtur.
Her biri doğanın farklı yönünü temsil eder; kimisi göğün yüceliğini, kimisi toprağın sabrını, kimisi suyun sadakatini anlatır.
Bu yüzden Yörükler, hayvanları yalnızca sahiplenmezler — onlarla yaşar, onlarla düşünür, onlarla dua ederler.
 
Kartal: Göğün Gözcüsü ve Yiğitliğin Alameti
 
Kartal, Yörük kültüründe ululuk, feraset ve hâkimiyet timsalidir.
Yörük dağında kartalın sesi duyulunca, “Yiğit uykudan kalkar, dağ nefes alır” denir.
Çünkü kartal, sadece gökyüzünün efendisi değil; Yörüğün kaderine, ufkuna, geleceğine bakan gözdür.
 
Yörük çocuklarına “kartal bakışlı” denmesi, basireti, cesareti ve mertliği ifade eder.
Bir kartalın yuvasını en yüksek kayalara kurması gibi, Yörük de hayatını yüksek idealler üzerine kurar.
Rüzgârla savaşmaz; onunla uçmayı öğrenir.
Kartalın yüreği, Yörük’ün duasında şöyle yer bulur:
 
“Yüreğin kartal yüreği gibi büyük,
Düşmanın gözüne korku, dostun gönlüne umut olasın.”
 
Kurt: Bozkırın Bilgesi, Sürünün Rehberi
 
Türk mitolojisinde Bozkurt, ataların yol göstericisidir.
Ergenekon’dan çıkış, bir dişi kurdun rehberliğinde olmuştur.
Yörükler bu efsaneyi yüreklerinde taşır.
Kurt, Yörük için yalnızlığın değil, birlik ve sadakatin timsalidir.
 
Sürüye sahip çıkan çoban, kurdu düşman bilmez; onu bozkırın dengesinin koruyucusu olarak görür.
Kurt aç kalınca koyuna saldırır, ama tokken dokunmaz.
Bu yönüyle Yörük için kurt, nefsine hâkim olmanın örneğidir.
 
Yörük atasözü der ki:
 
“Kurt aç kalır, ama yoldaşını yemez.”
Bu söz, insan için de geçerlidir.
Yörük toplumu da kurtlar gibi sürü bilinciyle yaşar; biri eksilirse, dağ eksilmiş sayılır.
 
At: Sadakat, Hız ve Onurun Kanadı
 
Yörükler için at, hem dost hem kader ortağıdır.
Göç yollarında, savaşta, yağmurda, güneşte Yörük’ün yükünü taşıyan, onu zaferlere götüren yoldaştır.
Atına iyi bakmayan bir Yörük, kendine de iyi bakmıyor sayılır.
 
Atın teri, alın teriyle karışınca, o yol kutsal olur.
Bu yüzden Yörükler, “Atı terliyken su içirme, dostu kızgınken dinleme” der.
Çünkü her varlığın bir hakkı, bir nefes zamanı vardır.
Yörüğün duasında at için şöyle denir:
 
“Atın yelesi rüzgârla, yüreği efesiyle yarışsın;
Atı olan yola çıkar, yüreği olan dağ aşar.”
 
Köpek: Sadakat ve Bekçilik Ruhu
 
Kangal, Akbaş, Karabaş...
Yörüklerin çoban köpekleri yalnızca hayvan değil, aile ferdidir.
Gece sürüyü beklerken, kurtla göz göze gelir ama Yörüğün sürüsünü korur.
Yörük çobanı bilir ki, köpek korkudan değil sadakatten saldırır.
O yüzden Yörük diyarında “Köpek sadık, insan vefalı olmalı” sözü çok duyulur.
 
Birçok Yörük mezarının başında, yıllar sonra bile köpeğin nöbet tuttuğu anlatılır.
Bu, Yörüğün “dostuna ihanet etme” öğüdünün canlı hâlidir.
 
Deve: Sabır, Göç ve Bereketin Sembolü
 
Yörüklerin göç yollarında en güvenilir yük dostu devedir.
Ağır yük taşır ama hiç şikâyet etmez.
Sabırlıdır, az yer, az içer ama uzun yolları aşar.
Bu yüzden Yörükler “Sabır, devenin hörgücünde taşınır” der.
 
Deve kervanı, Yörükler için göçün duasıdır.
Hörgücü gibi göğe yükselen sabrı, yüreği gibi sessizdir.
Deve, Yörük kadınının yükünü hafifletir, çocuğun oyununu taşır, obanın geçimini sağlar.
 
Her yıl göç vakti geldiğinde, deveye yük vurulurken şu dua edilir:
 
“Yükün ağır olmasın, yolun uzun olsa da sonu hayır ola.”
 
Koyun ve Keçi: Bereketin ve Hayatın Devamı
 
Yörükler için koyun ve keçi, yalnızca geçim kaynağı değil; yaşamın nefesidir.
Sütüyle çocuk büyütür, yünüyle kışlık dokur, etiyle düğün yapar.
Yörük için bu hayvanlar emekle alın terinin bereketine dönüşmüş canlılardır.
 
Keçi inatçıdır ama zekidir; dik kayalıklarda bile yol bulur.
Yörük kadını gibi zorlukta bile yolunu şaşırmaz.
Koyun ise sakinliğiyle toplumu anlatır;
 
“Koyun sessizse, sürü düzenlidir” der Yörük atasözü.
 
Atmaca, Yılan, Tilki ve Diğerleri: Dengenin Öğretmenleri
 
Atmaca, Yörüklerin çabukluk ve dikkat timsalidir.
Yılan, toprağın altındaki sırrı, sabrın ve tedbirin sembolüdür.
Tilki, kurnazlığıyla değil, uyanıklığıyla öğüt verir:
 
“Tilkinin huyunu bil, ama yolunu öğrenme.”
Çünkü Yörük için kurnazlık değil, akıllılık değerlidir.
 
Her hayvan, Yörüğe bir ders öğretir:
 
Kurt dayanışmayı,
 
Kartal feraseti,
 
At sadakati,
 
Köpek vefayı,
 
Deve sabrı,
 
Keçi azmi,
 
Koyun sükûneti,
 
Tilki dikkati,
 
Atmaca çevikliği anlatır.
 
Yörük ve Hayvan: Aynı Nefesin İki Ucu
 
Yörük hayatında insanla hayvanın arası yoktur; birinin nefesi diğerine karışır.
Sabah çadırın önünde ilk selam köpeğe,
Akşam göç yorgunluğunda ilk şükür deveye edilir.
Bir Yörük, hayvana vurmaz; çünkü bilir ki onun da dili yok ama kalbi var.
 
Çocuklar hayvanlarla büyür, onların huylarını gözler,
Bir çocuğun karakteri, hayvanlara nasıl davrandığından anlaşılır.
Bu yüzden Yörük anaları der ki:
 
“Hayvana eziyet eden, insana kıyar.”
 
Son Söz: Doğayla Barışık Olmak, İnsanın Kökünü Korumaktır
 
Yörüklerin doğayla kurduğu ilişki, medeniyetin değil, hikmetin ilişkisidir.
Dağ, gök, su, toprak ve hayvan — hepsi bir bütündür.
Kartal gökte döner, kurt bozkırda ulur,
Yörük ise dağın yamacında dua eder:
 
“Gökyüzünde kartal olasın,
Yeryüzünde kurt olasın,
Ne zalime eğilesin, ne dosttan ayrılansın.”
 
Çünkü Yörük inanır ki;
Doğayla barışan, kendisiyle barışır.
Hayvanına merhamet eden, insanına da kıymet verir.
Ve en sonunda,
Bir Yörük obasında doğan çocuk, bir hayvanın duasıyla büyür.
 
AYDIN DÜNYA EFELERİ YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONU BAŞKANI 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: