TEVAZU VE HADDİNİ BİLMEK

18 Eki 2025 - 19:14 YAYINLANMA

Yazılarımda zaman zaman insanın kainattaki yeri konusuna değiniyorum. Çünkü İnsan, yaratılışıyla, varoluşuyla, maddi ve manevi varlığıyla, fizik ve metafizik yönüyle; ana rahmine düşmesinden dünyaya gelişine ve ölümüne kadar, biyolojik ve kimyasal en küçük yapı taşlarına kadar gerçek bir mucizedir. Burada özetlediğim ifadelerin her biri hakkında ciltler dolusu kitap yazılabilir. Hatta diyebilirim ki dünyadaki bilim ve literatürün en az yarısı insanı anlamak ve anlatmak için yazılmıştır.

Ancak bu anlatılanların çok küçük bir kısmı insanın kendi çaba ve emeğinin sonucudur. Geriye kalanlar da Yüce yaratıcının ona verdiği değer ve özelliklerle ilgilidir. Bu yönüyle baktığımızda ‘’tevazu ya da haddini bilmek’’ konularını çok daha yerinde ve dikkatli kullanmak gerektiğini bir kez daha anlıyoruz. Mucizevi yönlerini düşündüğümüzde bizim akıl terazimizin tartamayacağı kadar yüce, değerli bir varlık olan insanın vasat bir varlıkmış gibi davranmasına tevazu diyebiliriz. Çünkü tevazu, olduğundan daha az, daha değersiz, daha küçükmüş gibi hareket etmektir. Bunu sözlerimizle ve davranışlarımızla dışarıya yansıtmaktır.

Yine, hacmi, kütlesi, gücü gibi fiziki özelliklerine baktığımızda kainatın büyüklüğü ve Allah’ın tekvin sıfatı karşısında neredeyse yok hükmündedir. Bizim çıplak gözle göremediğimiz atomun parçacıkları nispetindedir. İnsanın bunu bilmesi, dünya hayatındaki hal ve tavırlarını buna uygun belirlemesi ise haddini bilmektir. Haddini bilmeyenin imanı da eksiktir. Bu nedenle bizim kültürümüzde ‘’Haddini bilmek otuz iki farzın içindedir.’’ Diye de bir atasözü vardır. Birazcık ilmihal bilgisi olanlar otuz iki farzın içinde böyle bir maddenin olmadığını bilir. Bundan anlaşılması gereken; ‘’ eğer haddini bilmiyorsan dini vecibelerini bilmenin ve uygulamanın pek de bir anlamı olmadığıdır’. Bir diğer yönüyle ibadetler insanı eğitir, ondaki olumsuz yönleri giderir, onu olgun bir insana çevirir. Eğer yaptığın ibadetler sende olumlu değişiklikler oluşturmuyorsa o ibadetler gerektiği gibi yapılmıyor demektir.

İsra süresi 37. Ayet; ’’Yeryüzünde böbürlenerek (gücüne, güzelliğine, servetine, etiket ve rütbene ve çevrene güvenip kibirlenerek) yürüme!.. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girişebilirsin. ‘’buyuruyor. Hem bunları biz kazanmadık ki. Yüce yaratıcının bize armağanı olan şeyler bunlar.

Bir de insanın kendi kazandığını düşündüğü şeyler var. Mallar, mülkler, evlatlar, torunlar. Allah teala Bakara 155. Ayetinde; And olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! Buyuruyor. Yani onlar da bizim değil. Trilyonları olan insanların Bir depremle bir dilim ekmeğe, bir battaniyeye muhtaç hale geldiğini kaç defa gördük. Bir savaşla yurtlarından edilen insanların bir komşu ülkede çöplerden atık topladığını her gün görüyoruz. Gazze’de bütün ailesi enkaz altında kalan çocukları, yetişkinleri görüyoruz. Mal, mülk, evlat, para vb dünyalıklarla övünmek düpedüz haddi aşmaktır. Her Cuma hutbesinde imamın mealiyle birlikte okuduğu Nahl süresi 90: ‘’ “Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder. Çirkin işleri, fenalığı ve AZGINLIĞI da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. ”ayetini duyuyor muyuz? Allah cc. bize adaleti, iyiliği emrederken akrabaya yardım etmeyi emrederken mallarımızla, mülklerimizle, evlatlarımızla akrabalara bile nisbet en hafif tabirle haddi aşmak ve görgüsüzlük değil midir? Akraba ve komşuların zayıf noktalarını, tabiri caizse kanayan yaralarını kaşımak çirkin işlerden, fenalıklardan değil midir? 

Yine bir hadis i kudside Resulullah (sav) :’’Birbirinize karşı öylesine alçak gönüllü olun ki hiçbir kişi diğerine karşı haddi aşıp zulmetmesin. Yine hiçbir kimse, bir başkasına karşı böbürlenip üstünlük taslamasın.’’ diye bildiriyor.

Yunus Emre’nin dediği gibi ilmin gayesi kendini bilmektir. Çünkü kendini bilen Rabbini bilir. Rabbini bile haddini bilir. Dünyadaki maddi ve manevi ölçüsünü bilir ve haddi aşmaz. Haddi aşana da Allah haddini bildirir. Tevazu halinde olan ve haddini bilenlere selam olsun.

 

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: